Bugün büyük gündü. Galatasaray- Fenerbahçe maçı oynanıyordu. Saha ful kalabalıkla, fanatiklerle dolup taşmıştı. İnsanlarda durmadan bağırıyorlardı. Tezahüratta bulunuyorlardı.
Derbi maçları böyle heyecanlı geçiyordu. Atatürk Olimpiyat Stadyumu resmen yıkılıyordu.
maç güzelce oynanırken durum 0-0 idi. Birden sahaya kopmuş bir kafa düştü.
herkes şoka uğramış. Paniklemişti. Futbolcular da sahadan yavaş- yavaş uzaklaşmaya başlamışlardı. Derbide sahanın ortasına bir ceset düşmüştü.
haberler bundan bahsediyordu. Bir ilkle karşılaşılmıştı. Maç iptal olmuştu.
"maç günü cinayet" tarzında başlıklarla köşe yazıları yazılmaya başlanmıştı.
"ilginç bir vaka değil mi amirim?".
"evet öyle Ali, bakalım bu işin altından ne çıkacak?".
"bakalım?".
ne yazık ki maktüle ait ne ufak bir iz, ne de ipucu bulunabilmişti.
bu cinayetse tarihe çözülemeyen, asla çözüme ulaşamayan, gizemli cinayet olarak geçmişti.
Türkiye'de, ve Dünya'da bu bir ilkti.
ve asla çözülemedi.
o kopmuş kafa kime aitti?
katil kimdi?
niçin öldürmüştü?
niçin önemli bir derbi maçının ortasına atılmıştı?
maktülün katili asla bulunamamıştı.
o aramızdan biriydi belki de.
ve sokaklarda, aramızdaydı...
ve onun kim olduğunu kimse bilmiyordu.
hiç kimse.
sokaklarsa oldukça tehlikeliydi...