SAHİLDE CESET

106 28 11
                                    

Polis Kevin,  evinde  koltuğuna  uzanmış  Woody  Allen'ın  son  filmi "New  York'da  yağmurlu  bir  gün" adlı  filmi  izliyordu.

Avustralya'da,   güzel  bir hava vardı. Burası  hep  sıcaktı. Brisbane,  şehri sıcaktan dolayı  kavruluyordu.

Nick,  okumayı,  araştırmayı çok  severdi. En  son beyin  okumanın artık  mümkün  olduğuna  dair bir makale okumuştu.  Makaleyi  Hollanda'lı  bilim  adamları  yazmıştı.  Bilime  ilgi  duyardı.

Birden  telefonu  çaldı. Yalnız yaşıyordu. 

"Kevin,  benim  yardımcın Felix, sahilde bir  cesede  rastladık".

"hemen  oraya  geliyorum".

sahile vardılar.  

"ne  düşünüyorsun?".

"vahşice bir kere kaçmak  için epey  uğraşmış, ancak  bunda  bir  türlü  başarılı  olamamış. Her yeri  paramparça kan  içinde  ısırılmış  da,  şuraya  bak tüm  vücudu paramparça bu bir  adamın  işi  değil  bence?".

"öyle  mi  ne  peki?".

"vahşi  bir hayvan  olabilir bu sahil  kasabası tehlikeli olmaya  başladı".

"haklısın".

"dalgalar  onu  denizin  kıyısına  kadar sürüklemiş  aksi  taktirde denizin  ortasında çoktan  batmış  bir  cesetten  ruhumuzun  bile  haberi olmazdı".

"bak bu  doğru  işte?".

iki  polis  arkadaş  sahil  kenarındaki  küçük  bir  barda oturmuş, denizin dalga  sesini  dinleyerek karşılıklı  biralarını  yudumluyorlardı.

"Jessica  ile  ne  oldu  Kevin?".

"ayrıldık".

"iyi  de  neden? merakımı  mazur  gör üç  yıldır  beraberdiniz ben  sizin  evleneceğinizi  düşünüyordum".

"Perth'e  taşınmak  zorunda  kaldı. İnan  bana Felix,  uzak  ilişkiler  yürümüyor".

"bilmez  miyim?  en son  bir  kızla  çıkıyordum, burada  epey güzel vakit geçirdik  ancak  sonra  Sydney'e,  döndü,  ve bir daha da   onunla  görüşmedik".

"sizinki  yaz  aşkı  gibi  olmuş".

"öyleydi". 31  yaşında  halen daha  evlenmemiş  olan  iki  polis keyifle  sohbet  ediyorlardı. Belki  bir  gün  diyorlardı, aşka  dair.

Ertesi  gün sahilde kıyıya  vurmuş   bir  cesede  daha rastladıklarında  artık  sahil  kasabasını  iyice  büyük  bir korku sarmıştı. Ceset  paramparçaydı.  Yenmişti.

acaba  kasabada vahşi  bir  hayvan  mı  vardı  durdurmaları  gereken?

sahi  neydi  bu?

gün  geçtikçe korkmaya  başlamışlardı. Bir  an  önce harekete  geçmek zorundaydılar.

"o  her ne  ise  onu durdurmak  zorundayız".

"vahşi  bir  hayvan, ama,  nasıl  bir  hayvan?  evet  onu  yakalamak  zorundayız,  masum  bir  can  daha yitirilmeden  önce".

Aradan  bir  hafta geçti. Cinayetler  durulmuştu. Bir daha da  işlenmedi.

ne  olmuştu  acaba?

derken bir  gece  yarısı sahilde  uzanmış,  sezlonga   yatmış  olan Kevin, bir  ses  duydu. Dev dalga  oradan  uzaklaştı.

birde  ne  görsün? denizde  çok  büyük  bir  köpek  balığı vardı.

ertesi  gün  tüm  deniz  arandı.

vahşi  köpek  balığını  yakaladılar.

katil  köpekbalığıymış.

bazen denizler çok  tehlikeli  olabiliyordu. Fazla açılmamakta  fayda  vardı.

Avustralya,  Yeni  Zellanda, Vava'u  adaları (Tonga  Güney  Pasifik), Güney Afrika, Hong  Kong  (Çin) Dicle  Nehri, Kuzey California, Kosta  Rika, Brezilya (Recife  adası), Florida, ve  Brisbane Avustralya,  genelde  köpek  balığı   saldırılarının  son  yıllarda  ağırlıkta  görüldüğü  ülkelerdendi.



POLİSİYE  HİKAYELERWhere stories live. Discover now