Bugün oturup anıların üzerinden tozları sildim. Ne de çok birikmiş hüzün... Sayfalarını karıştırdım senle oluşturduğumuz defterin. Bir özet çıkardım sonra kendime. Ben senin önce sevgin,sonra sevgilin en sonunda ise nefretin oluvermisim.
Düşündüm..,aslında biz aşıklar önce temizdik. Sonra sevilmedikçe nefret kokmaya başladık. Hissizlestik,yanlızlaştık ve usul usul sessizlestik.
Aslında hepimiz birer işciydik. Kendi hayallerimizin işçisi ,kendi hayatlarımızın mimarıydık.. Ama kaybettik. Kimi sevdiysek,kim için hayal kurduysak kaybettik. Sonra suçlu olduk. Dünyadaki en masum suçlular bizlerdik.
Tutsak ettik duygularımızı. Zincir vurduk en karanlık odalarda sevgimize. İşkence ettik zindan gibi kapkaranlık gecelerde. Biz dışarda serbest dolaşan bedenlerin içi tutsak mahkumlarız işte. Her görüş izninde tozlu anıların ziyaret ettiği yarı ölü,gökyüzüne iki küçük pencereden bakan ,umutsuz mahkumlar.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SEN OLMAYAN HER ŞEYDEN GEÇ
PoetrySonra içimden, kalbimin derinliklerinden bir parça eksildi. Bir boşluk olşutu orada ve ben dolduramadım bu boşluğu ne sana yazdığım şiirlerin mısralarıyla ne de sabaha sensiz bağlanmayan gecenin uçsuz bucaksız karanlığıyla...?