Özel Bölüm - 1

2.9K 238 61
                                    

Uzuun bir aradan sonra merhaba!
Çoğu kişi hikayeyi unutmuş veya kütüphanesinden kaldırmıştır ama yine de bu özel bölümü yayınlamak istedim çünkü Renaissance 30K okunmaya ulaştııı 🎉🎉

Renaissance benim doğru dürüst devamını getirebildiğim ilk kitabım ve gerçekten bu kadar okunmaya ulaşmayı beklemiyordum, hatta 3k olduğunda bile sevinçten çıldırmıştım.

Her neyse burayı çok uzatmadan bitirmek istiyorum, kitabımı zaman ayırıp okuduğunuz, beğendiğiniz ve yorum attığınız için çokkkk teşekkürler ♡

İyi okumalar ♡

××××××××

Atlar son güçleriyle yüklerini çekmeye devam ederken, onların ardındaki araba da taşlı yolun üzerinde ilerlemeye devam ediyordu.

Yolculuk başlayalı saatler olmuştu ve Byun Sehun, Çin sınırını tamamen aştıklarından emin olduktan sonra göğsüne yaslanan bebeğini sıkıca kavrayarak yanındaki bedene yaslanmış bir şekilde uyuyan kardeşinin saçlarını okşayarak arabada kendi için ayrılan bölüme geri döndü.

Arkalarından ve yanlarından gelen askerlere komut vermeyi bitirmiş ve biraz dinlenmek üzere küçük bölmenin üzerine uzanan Junmyeon'la karşılaştığında kendini onun yanına atmış ve dudaklarına küçük bir öpücük kondurmuştu.

Junmyeon Sehun'un hala sakinleşemediğinin farkındaydı, kardeşini ve Chanyeol'u o durumda gördüğünde iyi yetişmiş bir savaşçı olmasına rağmen kaskatı kesilmiş ve emir bile veremeyecek duruma gelmişti.

Kurtarmaları gereken herkesi kurtarmış ve ülkelerinin iyiliği için çok önemli bir adım atmışlardı fakat yine de Sehun kardeşini o cehennemin içine attığı için kendini suçluyordu.

"Onlar iyi, Sehun. Kardeşin tamamen güvende ve yanında üstelik çok sevimli bir yeğenin de var, görmedin mi onu? Artık sakinleşmenin vakti gelmedi mi Meleğim?"

"Biliyorum, Jun." dedi gözlerini kapatırken Sehun. "Yine de hep kendimi suçladım, iki yıl boyunca. Artık kardeşim tamamen güvende, ben ise ülkeme kavuşacak olsam bile henüz bu duruma alışmış sayılmam."

"Sadece bir gün oldu, alışmanı elbet beklemiyorum ama her şeyi zamana bırak, olur mu?"

Uzun olan yattığı yerden başını salladığında diğeri onun cevap veremeyecek kadar uykulu olduğunu anlamıştı.

"İyi uykular. Bir sonraki nöbet için uyandırırım seni."

Sehun onun söylediklerine kıkırdadıktan hemen sonra uykuya daldı. Gülmüştü çünkü ikisi de biliyordu ki Junmyeon asla ona kıyıp uykusundan uyandırmazdı, iki gün boyunca uyumadan nöber tutacağını bilse bile...

××××××

Diğer bir tarafta Baekhyun yüzüne vuran güneş ışığıyla uyanmış ve mavi gözlerini kırpıştırarak nerede olduğunu idrak etmek için bakmıştı etrafına.

Gerçi şu an nerede olduklarının bir önemi olduğunu sanmıyordu çünkü bedeni sevdiği adamın omzuna tamamen yaslıydı, kollarında ise Baekhyun'u rahatlatan saf kokusuyla huzurla uyuyan bebeği vardı.

Göğsüne yaslanmış, minik eliyle kıyafetini kavramış bebeğini yavaşça tutarak kaldırdı ve yanına yatırdı; ondan bir an olsun ayrılmak istemiyordu fakat biraz hareket etmesi gerekiyordu ve bu kucağındaki Qinyang'la pek mümkün değildi.

Saatlerce hareketsiz durmaktan uyuşmuş ayaklarını hareket ettirirken, gözleri uyuyan Chanyeol'e dönmüştü.

Başı at arabasının kapalı camına yaslıydı; uzamış koyu renk saçları arabanın sarsıntısıyla havalanıyor, çatık kaşlarının altında, kapanmış gözlerinin üzerinde bulunan kirpikleri titreşiyor ve iri bedeni verdiği düzenli nefeslerle inip kalkıyordu.

Renaissance • ChanbaekWhere stories live. Discover now