Bölüm Yirmi Üç : Avlu

3.1K 353 107
                                    

Sonraki bölüm çok büyük bir ihtimalle final, o yüzden buraya finalle ilgili beklentilerinizi yazabilirsiniz.

Ayrıca 20k okunmaya ulaştık ve bu benim için çok büyük bir sayı, hepinize teşekkür ediyorum.

İyi okumalar ♡ 

×××××××××

Hızlı adımları aniden kesilen beden, olduğu yere çöktü.

Saatlerdir sarayın her karışını gezmiş, gördükleri her muhafıza ve sarayın sakinlerine Qinyang'ın nerede olduğunu sormuşlardı.

Küçük bir bebeğin aniden ortadan kaybolması akıl almaz bir durumdu. Bu nedenle konuştukları her insan başta söylediklerini anlamamış, daha sonrasında ise her yerde prensi aramaya başlamışlardı.

İmparatorluğun veliahtı olan prensin kaybolması, kısa sürede saraydaki en büyük olay haline gelmişti.

Baekhyun itibarını önemsemeden sırtını duvara yaslamış, koridorların birinin kenarına oturmuştu.

Hıçkırıklarını bastırmaya çalışırken kafası öne eğikti, yanına oturan uzun bedenden güçsüzlüğünü saklamak istiyordu.

Onun kaybolmasının tek sorumlusu benim.

Bu kelimeler zihninden çıkmazken, suçluluk duygusu artık katlanılamaz dereceye gelmişti.

Hemen yanı başında uyumakta olan bebeğini bile koruyamıyordu.

"Baekhyun."

Kısık, kalın ses boş koridorda yankılanırken Baekhyun ince parmaklarına geçen parmakları, ardından da başının yaslandığı sert omzu hissetti.

Dolmuş mavi gözlerini kapatmış bedenin cevap verecek takati olmadığını ikisi de biliyordu, bu nedenle bir süre sessiz kalırlarken, sessizliği bozan yine Chanyeol oldu.

"Sabah olmak üzere ve uyuman gerekiyor, meleğim."

Baekhyun kalkarak kızarmış yüzünü açığa çıkardığında, başını onaylamazcasına iki yana salladı.

Chanyeol onun kararlı ifadesini gördüğünde sesli bir nefes vererek başının omzuna iyice yerleşmesini sağlamış, sonra da kumral yumuşak saçları okşamaya başlamıştı.

"Her yeri aradıklarına eminsin, değil mi?"

Baekhyun zorlukla çıkan sesiyle fısıldadığında, cevabı bildiği halde sorusunu yöneltti diğerine.

"Yeniden aramaları için emir verdim. En ufak bir iz bulunduğunda bile haberimiz olacak."

Chanyeol otoriter ses tonuyla tüm muhafızlara sarayın dört bir köşesini aramalarının emrini vermişti çoktan, fakat tabii ki bir sonuç yoktu.

"Onu koruyacaktım, Chanyeol. Koruyacağıma söz vermiştim."

"Kendini suç-"

"Suçlu olduğumu biliyorum. Saraydaki onca muhafız onu koruyamamış olabilir, fakat ben zorundaydım, anlıyor musun? O daha küçücük ve ben-"

Baekhyun yeniden bir ağlama krizine girdiğinde, bütün bunların bir an önce son bulmasını diliyordu.

Daha dün gece Chanyeol'un kolları arasındaki bebeklerini izlemiş, daha sonra onun huzurla uykuya daldığını görmüştü.

Ne kadar da güzel anlardı.

Biraz sonra Qinyang bakıcısı tarafından yeniden kollarına bırakılacakmış gibi hissediyordu Baekhyun. Onun saf, bebeklere özgü kokusunu iliklerine kadar hissedecek;
Chanyeol'un ikisine baktığını ve gamzesini çıkartacak kadar büyük olan gülümsemesini görecekti.

Renaissance • ChanbaekWhere stories live. Discover now