Bölüm Altı : Satürn

4.5K 436 122
                                    

  Paletinden aldığı gökyüzü mavisi boyayı, tuvalin üzerine yavaşça sürdü ince parmaklarıyla.

Güneş'in doğumuna yakın, kedisinin yüzünü sevmesiyle uyanmıştı.
Burada gün daha geç başlıyordu, bu yüzden kahvaltı vaktine dek kendini oyalamanın bir yolunu bulmuştu.

Tamamen kaybolan ilhamına rağmen habersizce odasına gelen kedisi ona yardımcı oluyordu.

Kucağında mırlayan kedi bitirilmiş ve halen kurumamış resme bir pati attı, sol kısımdaki boyaların üzerinde bir pati izi çıkmasıyla ve zavallı hayvanın ayağının beyaz boyaya bulanmasıyla gülmeye başlamıştı kral.

"Yaramaz kedi seni!"

Gülerek Mavi'nin başını okşadı, bir yandan da mendiliyle onu temizliyordu.

Kapının izin alınmadan açılmasıyla kafasını kediden çevirdi. Kapının çalınmamasını umursamamıştı, muhtemelen hizmetçiler onu kahvaltıya hazırlamak için gelmiş olmalıydılar.

Salonda, Yifan ve meclisle birlikte yapacağı ilk kahvaltıya.

İçeriye tek başına giren Luhan'la şaşırmıştı Baekhyun. Onu düğünde bile görememişti, acaba hasta falan mıydı?

Luhan onun baş yardımcısı olduğu için yakın davranmak istiyordu çocuğa, belki bu sayede saray hakkında birtakım bilgiler öğrenebilirdi.

Odaya peleriniyle giren yardımcı, başını kaldırdığı an Baekhyun'la göz göze geldi ve son derece yorgun, mutsuzluktan çökmüş yüzü biraz olsun aydınlandı.

"Majesteleri..." dedi eğilirken.

"...şey, K-kralımızın yanındasınız sanıyordum. Odanızı düzenlemek için gelmiştim."

Baekhyun çocuğun garip biri olduğunu düşünse de ona karşı istemsizce bir koruma isteği hissediyordu.

"Hayır, geceyi odamda geçirdim. Ve Luhan, sen iyi olduğuna emin misin? Anlatmak istemiyor veya bana güvenmiyor olabilirsin ama..."

"Gayet iyiyim efendim. Beni düşündüğünüz için teşekkür ederim. İzninizle."

Baekhyun hızlıca odadan çıkan çocuğun arkasından bakakalmıştı.
Odayı düzenlemesi gerektiğini söylemişken neden aniden dışarı çıkıvermişti?

Luhan çıktıktan birkaç dakika sonra Baekhyun'un artık görmekten sıkıldığı hizmetçiler odaya doluşurken, içinden artık kendi başına giyinmek istediğini geçiriyordu kral.

Üzerine beyaz bir gömlek ve taş işlemeli bir fular geçirildikten sonra saçları düzeltilirken, yerdeki bir keseye takılmıştı gözleri.

"Kesesini düşüren oldu mu?" dedi hizmetçilere.

Kızlar şaşkınlıkla birbirlerine bakıp reddedercesine başlarını sallarken, Baekhyun odadan çıkmadan önce cebine attığı ipek kesenin Luhan'a ait olduğuna emin olmuştu.

Ve kesenin içerisindeki otların ne anlama geldiğini merak ediyordu.
    
                      ×××××××××

Yemek salonuna vardığında, otlar çoktan aklından çıkmıştı genç kralın.

Kapıdan girdiğinde herkes konuşma içerisindeydi, yemek servisine başlanmaması yeni kralı beklediklerini gösteriyordu.

Fakat Yifan bu kuralı bozmuştu anlaşılan; çünkü elindeki dev votka bardağını kafasına dikmekle meşguldü.

Baekhyun'la göz göze geldiği an, elindeki bardağı havaya kaldırdı ve bağırdı.

"HOŞGELDİN!"

Renaissance • ChanbaekDär berättelser lever. Upptäck nu