10- Balo

128 65 154
                                    

"Güzel şeylerin sonu varsa, sonsuz olalım."

Sabah uyandığımda kendi yatağımda olduğum için çok mutluydum.

Aklıma gelen düşünceleri bir nebze de olsa açığa kavuşturmak için Beriz ile konuşup bu konuları halletmem gerekiyordu. O yüzden aşağıya inip Beriz'i bulup odama getirmem gerekiyordu.
Onunla biraz dertleşmem benim için güzel olacaktı.

Yatağımdan kalkıp yan tarafta bulunan banyoma girdim. Ellerimi yüzümü yıkayıp havlu ile kuruladım.  Açık olan kapımdan odama geri döndüm.

Yatağımın yanına doğru geldiğimde çarşafımın değişmesi gerektiğini düşündüm. Çarşafı yataktan  çıkardım. Daha sonra dolaptan yeni aldığım çarşafı yatağıma serdim ve üstüne de katladığım örtümü de yatağa serdim.

Yatağımı topladıktan sonra kirli olan çarşaf ve örtümü banyoya ilerleyip kirli sepetine attım. Daha sonra kenardaki komodinimin üstündeki giyilmiş pijamalarımı da banyoya tekrar giderek kirli sepetine attım.
Kirli olan hiçbir şey görmek istemiyordum.

Etrafı son kez kontrol ettikten sonra biraz da olsa kendimi iyi hissettim. Komodinimin aynasının karşısına geçtim ve taburesine oturdum.
Tokamı çözüp saçlarımı ellerimle saçlarımı bir güzel karıştırdıktan sonra saç kremini elime aldım.

Saç kremini elime bir miktar sıktıktan sonra uçlarına sürüp yanımda  duran tarağım ile birlikte saçlarımı taramaya başladım.  Açık hali gözüme güzel gözüktüğünde toplamak istemedim.

Göz altlarımdaki dağılmış küçük küçük morluklar, bileklerimdeki geçmeye başlayan morluklar çok rahatsız ediciydi. Üst çekmeceleri karıştırırken makyaj çantamı  buldum ve fermuarını açtım.
Kapatıcımın olması beni bir nebze de olsa mutlu hissettirmişti.
Kapatıcıyı morluk olan bütün kısımlara sürdüm ve süngerle iyice dağıttım.

Biraz daha yüzümün rengi kendine gelmişti.
Odamdan çıktım ve merdivenlerden aşağı inerek salona doğru yol aldım.
Beriz koltukta oturup televizyon izliyordu.

Hafif bir öksürük sesi ile dikkatinin bana vermesini sağladım. Kaş göz hareketim ile mutfağın kapısını gösterdiğimde ayağa kalktı.
Beraber mutfağa doğru yol aldığımızda kimsenin etrafta olmaması beni açıkçası sevindirmişti.
Mutfağa geldiğimizde direkt masaya oturup biraz dertleştikten sonra sohbetimizin arasında Beriz'e Güray'ın nerede olduğunu sordum.

Aklımı karıştıran düşünceleri biraz olsun Beriz açıklamaları ile gidermişken, tamamen aklımdaki düşüncelerimi gidermek  için de Güray'a sorularımı sorup cevapları almam  gerektiğini Beriz'e söylemiştim.

Oturduğum sandalyeden kalkıp mutfağın kapısından salona geldiğimde merdivenlerin oraya doğru ilerlemeye başladım.
Merdivenlere ağır ağır yürürken basamakları çıkmaya başladım. Son basamağa geldiğimde aklımdaki soruları tek tek tekrar ettikten sonra çıkmadığım son basamağımı da çıkarak  Güray'ın odasının önünde durdum.

Derin bir nefes aldığımda kapıyı tıklattım.

Kısa bir sessizliğin ardından "gel"sesini duydum. Kapıyı yavaşça açtım ve kafamı kapının girişinden uzattım. Gördüğüm kadarıyla masasına yığılmış olan dosyalara bakıyordu.

Dikkatini kısa sürede bana verdiğinde konuşmaya başladı;

-Elmas girsene içeriye, neden kapının ağzından bana bakıyorsun?

SİYAHWo Geschichten leben. Entdecke jetzt