40- Yangın

131 83 134
                                    


İki şiddetli yangın karşılaşıp birleşince, onları azdıran şeyleri de yakar tüketirler. Hafif esintiler küçük ateşleri körükler ama, rüzgar fırtınaya dönünce ne ateş kalır ne bir şey. (William Shakespeare)

"İçimiz yanarken nasıl oluyor da birisi gelipte içimize su serpe biliyor?"

Kahvaltı bile yapamadan çıktığımız gibi şirkete gelmiştik. İhalenin son durumuna göre çalışmalar daha da hızlanmış, herkes oradan oraya koşuşturuyordu.

Güray hızlıca odasına çıkmıştı. Biz de bu durumu değerlendirip Ateş ve Kağan ile birlikte şirketin bulunduğu küçük mutfakta kahve içiyorduk.

Kahvelerimiz bittikten sonra ayaklandık ve Ateş ile Kağan'a "kolay gelsin."Dedikten sonra onlardan ayrılıp, bir kaç dosyayı teslim almak için asansöre bindim.

Üçüncü kata bastığımda aynadan kendime bakıp gülümsedim.

Bu gülümsemem hayatımdaki tüm olumsuzluklara rağmen dik duruşum, kendime olan güvenim ve başarılarım içindi.

Hayatta başımıza neler gelecek bilemezdik. Bundan dolayı anı yaşamak bana göre daha mantıklı geliyordu.

Dosyaların bulunduğu kata geldiğimde orada görev yapan çalışanlar beni gördüğünde selam verip işlerine devam etmişlerdi.

Alacağım dosyaları bulduktan sonra o bölümden çıkıp asansörün olduğu yere geldim.

Asansör geldiğinde boş olduğunu gördüğümde içten içe sevindim ve beşinci kata bastım.

Odama geldiğim zaman Güray'a baktığımda elindeki dosyaları özenle okuyor, önemli olan yerleri telefon açarak haber veriyordu.

Beni görmemişti.

İşinde gerçekten başarılı bir adamdı.

Önümde duran bilgisayarı açıp şifresini girdim. Anasayfası açıldığında hemen ihale sonuçları yazan dosyaya tıklayıp onun birkaç fotokopisini aldım.

Fotokopinin bazı önemli yerlerini çizip, onu getirdiğim mavi dosyaya koydum.

Saçlarımı toplayıp kendimi diğer dosyaya dikkatimi verdiğimde, tek tek hiçbir kelimesini atlamadan okudum.

Son sayfaya gelirken okuduğum onaylanmış metinin yayın tarihi dikkatimi çekmişti.

Bu yaklaşan ihalenin tarihi ile buradaki ihalenin yapılandırma kapsamı tarihi arasında tam üç ay vardı.

Yani bu demek oluyor ki planda olan bu ihale, Güray tarafından yapılan ihale değildi. Ya da Güray'ın yaptığı bu ihaleyi başkası tarafından gizlice kendisine aitmiş gibi yönetiyordu.

Kaşlarımı çattığımda hemen ona iletmem gereken önemli detayları masamdaki kağıtları birbirine karşılaştırdığımda, ortaya çıkan yüzdeleri, kimler tarafından onay verilmiş, kimler tarafından onay verilmemiş ya da onay veripte daha sonradan başka şirketin tarafına geçmiş kim varsa hepsini okuyup not aldım.

Not kağıdını sıkı sıkı tutarken masamın yan tarafındaki telefonla Güray'ı aradım.

Telefonun çaldığını kendi odamdan bile duyulurken Güray telefona bakmadan kulağına koyup Ben Güray Kaya dedi.

Güray bey ben Elmas Kaya dediğimde güldü ve camdan bana bakmaya başladı.

-Elmas Kaya mı? Ne güzel bir soyadın var. Bir sorun mu var Elmas Kaya?

SİYAHWhere stories live. Discover now