49- Nikah Tarihi

23 11 0
                                    

"Yapraklar dalından düşmemeli, çok mu geç anladın? Yaprak dalına küsmemeli."

"Yalnızlığın durumunda ne yaparsın?"

"Yalnızlık diye bir şey yok. Yalnızlık sadece kendince yazdığın bir oyundur."

Elmas Yakan Anlatımıyla;

Beni takip ettiğini söyleyen adamı bir daha bahçenin çevresinde görmemiştik. Görseydik eğer, Güray onu buraya gömer, öyle içini rahatlatırdı. Kıyafet konusunda da hâlâ onunla anlaşamamıştık. Kendisi oturup düşünse zaten benim bir suçumun olmadığını anlayacaktı. Düşünmesine de aslında gerek yoktu. Aramızdaki güvene kendisinin ilk başta güvenmesi gerekiyordu. Bu konuda onunla daha fazla konuşmak istemiyordum.

Şöminenin yan tarafında bulunan tekli koltukta, tek başıma otururken herkesin uyuduğunu düşündüm.

Sahi saat kaçtı? Neden zaman kavramlarının benim için bir önemi yoktu?

Zaman kavramını en son hastanede uyandığımda bırakmıştım. En son hastanede Güray ve Kağan'ın yanımda olduğunu gördüğümde, zaman benim için durmuştu. Bir daha da saate bakmamıştım.

Sahi zaman, iyileştirmek için mi vardır? Yoksa iyileşmek için mi? Bu soru size aynı gelse de aslında çok derin bir soruydu. Bu soruyu başkasına sorduğumuzda güler geçer hatta dalgaya bile alırdı.

Zamanla siz tek başınıza  iyileştiyseniz eğer,  bu sadece tek başına mücadele ettiğiniz zamanları  ifade eder. Eğer zaman, sizi iyileştirdiyse o zaman siz hiç tek başına kalmamışsınız, yanınızda hep birilerinin  rüzgarını almışsınız demektir.

Ben hep yalnızdım.  Bunu da hep kabullenmiştim. Bazı insanlar yalnızlığını kabul etmiyor,  hep bir bahane üretiyorlardı. Ben yalnız olduğumu her zaman kabul etmiştim.  Yalnızlık bazen güzel bir durum olsa da aslında neye göre yalnız olduğumuzu bilmek, daha da güzel bir durumdu. Yalnızlık durumları herkese göre farklıydı. Mesela, ailem vardı ama yalnızdım. Birkaç arkadaşım vardı ama yalnızdım. Evim vardı, evimde yalnızdım...
Şimdi ise yalnızlıktan çok, çoğulluğum vardı. Evim var, yalnız değilim, ailem var yalnız değilim. Yalnızlık sadece kendimize  koyduğumuz  bir isimdi. O yalnızlığı kesinlikle zaman geçtikçe kendi kendine  çözermişiz, ben bunu şimdiki ailem dediğim insanlar ile  anlamıştım. 

Parkelerin gıcırtı seslerinden anladığım kadarıyla, salona birisi geliyordu. Yukarı doğru baktığımda ise Güray, uykusundan yeni uyanmış, paytak adımlar ile merdivenlerden inmeye çalışıyordu. Ona kıkırdadım ve bakmaya devam ettim.

En sonki basamağı da indikten sonra yanıma doğru yürümeye başladı. Bana bakıp ikili koltuğu gösterdiğinde, oturduğum tekli koltuktan ayağa kalkıp hemen karşıda bulunan çiftli koltuğa geçtim.

Güray'ın oturduğunu gördüğümde ben de dizine doğru uzanıp, bacaklarımı koltuğun dışına verdim ve konuşmadan nefes alışverişlerimizin sesini duyduk.

Sabahki küçük tartışmamızdan dolayı, benimle konuşmayacağını düşünmüştüm lakin düşüncem beni yanıltmıştı.

"Neden ayaktasın? Herkes uyuyor, tek başına burada ne yapıyorsun?" Diyen Güray, elini yanağımda gezdiriyordu. "Uyku tutmadı, biraz kendimle vakit geçirmek istedim." Dediğimde ise bir şey demedi.

Dizinde uzandığım için benim de uykum yavaştan gelmeye başlamıştı. Güray'a baktığımda ise bana baktığımı gördüm. "Dünkü konuyu açmak istemiyorum." Dediğinde, ona gülümseyip dizinden başımı kaldırdım ve koltuktan doğruldum.  "Dünkü konu, benim için konu bile değil." Dediğimde "Öyle mi?" Dedi. Ben de ona bakıp "Öyle." Dedim ve dağılmış olan saçlarına elimi koyup karıştırdım. "Senin için konunun ne olmasını istiyorsun?" Dediğinde ise "Konunun büyüklüğü ya da uzunluğu benim için önemli değil. Konunun sonunda, konuyu tatlıya bağlıyorsak eğer, o zaman benim için önemli." Dediğimde, Güray bana bakıp kafasıyla onay verircesine salladı ve konuşmaya devam ettirdi. "Peki dünkü olay, senin için ne ifade ediyor?" Dediğinde ise biraz düşünmeye karar verdim. "Aslında olay benim için bir şey ifade etmekten çok, senin yaptığın davranışların konusu, benim için önemli. Dün o adamı dövmediğinde açıkçası şaşırmıştım. Normalde asla sabırlı birisi değilsin." Dediğimde "Hım." Dedi ve yanıma doğru kaydı. "Öyle mi düşünüyorsun?" Dediğinde ise kafamla onayladım ve ayağa kalktım. "Kıyafet konusuna da kesinlikle girmiyorum. Daha önce sana net bir şekilde defalarca kez ifade ettiğimi düşünüyorum." Dedim ve Güray'ın da ayağa kalmasını bekledim. Kıyafet konusunda bir şey demedi. O da bu konuyu düşünmüş olmalıydı.

You've reached the end of published parts.

⏰ Last updated: Sep 04, 2023 ⏰

Add this story to your Library to get notified about new parts!

SİYAHWhere stories live. Discover now