6- Anlaşma

188 72 192
                                    

"Anlaşma iki insanın birbirine olan saygısıdır pişmanlığı değil"

-Neden beni rahat bırakmıyorsunuz? Ben buraya ait değilim. Benim evim orası biliyorsun değil mi?

-Seni kendi evimde rahat ettireceğim. Buradaki evi sattım, artık orası senin evin değil. Yarın  sabah buraya yeni kişiler taşınacak.

Ağzım açık kalmış, şaşkınlıktan  konuşamadım.

Kafasıyla yarı açık olan kapıyı gösterdi, elimdeki valizi sertçe çekerek beni de dışarı çıkardı.

Diğer eve gideceğimizi biliyordum. Çok da uzak değildi. Neden arabayla geldiğini de anlamamıştım. Valizim çok da ağır değildi. Yürümek istiyordum. Ilık havanın verdiği o güzel hissi tatmak istiyordum. Güray'a bu teklifimi söylesem, ne diyecekti? Çok merak ediyordum. Denemekten zarar gelmez mantığı ile konuşmaya başladım;

-Araba ile gitmek istemiyorum. Valizim ağır değil. Yürümek istiyorum, sen istersen arabanla git.

Bana bir şey dememişti. Bakışları susmam gerektiğini belirtircesine hissettirdiğinde konuşmaya devam ettim;

-Beni duyuyor musun? Yoksa tekrar edeyim mi? Ben yürümek istiyorum.

Bağajı açtıktan sonra valizi yerleştirmiş, arabaya binmediğim, ayakta kaldığım  içinde "bin." Diye emir vererek seslenmişti.

Arabanın kapısını açtığım zaman deri koltukların kokusu  burnuma dolmuştu.

Kendisi de şöför koltuğuna oturduğu zaman arabayı çalıştırdı ve eski evimden uzaklaştık.

Yol boyu sadece bir kere göz göze geldik ve bende utandığım için sol kısma bakamadım.

Arabadan indiğimizde valizi almadan önce Güray'ın önünde durup sinirle konuşmaya başladım;

-Sen normal bir insan değilsin. Sen zorbasın, sen delisin anlıyor musun!

Güray bana sadece baktığında susmuştum. Cevap vermemesi beni strese sokuyordu.

Odama çıkıp yatağıma girdiğimde direkt uyuya kalmıştım.
Gözlerimi araladığımda herkes bir yere koşuşuyordu. Neden stresli olduklarını anlayamamıştım. Bu evde ne döndüğünü zaten hiçbir zaman anlayamacaktım.

Kağan hazırlanıp dışarıya çıkmıştı. Anlamıştım ki şirkette bazı sorunlar vardı. Kağan ve Ateş şirkete bakmasaydı eğer, gerçekten Güray'ın işi çok zor olurdu. Güray belli vakitlerde şirkete gider, durumu kendince çözer ve vakit kaybetmeden eve gelirdi.

Evde tek olduğumu düşündüğümden dolayı mutfağa geçtim. Beriz'i gördüğümde selam verdim. Masaya oturduğumda sıkıldığımı kendime söyledim ve dışarıya çıkmaya karar verdim.

Güray'ın sessizce evden çıktığını Beriz'den öğrendiğimde ne olduğunu sordum.  Beriz soruma cevap vermişti;

-Bugün  Güray'ın  annesinin ölüm yıldönümü. Mezarlığa tek başına gidiyor.

Yani Güray beni eve bıraktıktan sonra kendisi mezarlığa doğru yola çıkmıştı.

Bende odama tekrar çıktıktan sonra bir güzel duş aldım ve yeni kıyafetlerimi  giyindim.

Saçlarımı kurularken dışarıdan sesler geliyordu. Ayak sesleri kapımın oraya geldiğinde, kapım birkaç kez çalındı. "Gel" dediğimde kapı açıldı ve Ateş'in kapıda dikildiğini gördüm.

SİYAHWhere stories live. Discover now