47- Doktor Kontrolü

20 13 22
                                    

"Hatırlamak istemediğiniz ne varsa, onları yakın. Zaten onlar yakılmak için hatırlanır."

"Hatıraları ateşe verdim, küllerini saklıyorum."

Güray Kaya anlatımıyla;

Bugün Elmas'ın doktor kontrolü vardı. Hastaneyi arayıp bizimle ilgilenen doktorun orada olup olmadığını sordum. Konuştuğun danışman kadın, orada olduğunu söylediğinde teşekkür edip telefonu kapattım.

Bahçenin içinden geçtiğimde çiçeklerin o hoş kokusu burnuma geldi. Adımlarımı çiçeklerin olduğu tarafa doğru attığımda, ektiğim çiçeklerimin yanına eğildim.

Mis kokan çiçeklerim ile biraz vakit geçirdikten sonra, mutfağın kapısının açıldığını duydum. Oraya baktığımda Elmas'ın buraya doğru geldiğini gördüm.

Eğildiğim yerden dikleştim ve onu yormamak adına yanına doğru adımladım. Her adımım sanki onu incitecekmişçesine yavaş, sakin ve sessizdi.

Gülümsememe özen göstererek konuşmaya başladım;

-Elmas, nasılsın? Bugün beraber hastaneye gideceğiz. Unutmuş olabilirsin diye tekrar etmem gerekiyordu.

Elmas tebessüm ederek bahçeye göz gezdiriyordu. Birden kaşları çatıldı ve gördüğü çiçeğin yanına doğru yürümeye başladı. Adımları hızlıydı. Merak ettiğimden dolayı ben de Elmas'ın arkasından onu takip ettim.

Güllerin yanına vardığında direkt düşünmeden yere oturdu. Yere oturmasına şaşırsam da belli etmedim.

Elmas'ın yüzüne baktığımda ise dudakları titremeye başladı. Gözlerini belertip güllere bakarken gördüğümde ise hemen yanına oturdum.

"Sorun ne? Bir şeyler mi aklına geldi? Benimle paylaşmak ister misin?" Gibi sorduğum sorulara cevap vermesini bekledim.

Elmas ağır ağır yüzünü bana çevirdiğinde gözleri kısılmıştı. Kısılan gözlerimden anladığım kadarıyla, ağlamamak için kendisini sıkıyordu.

Elleri saçlarına gittiğinde sessizce onu izledim. Saçlarını geriye doğru atarken, yanağındaki akan yaşı gördüm. İçim çok daralmıştı.

-Rica ediyorum senden, sorunun neyse bana söyle.

"Sorun, güllerin olması." Dediğinde güllere bakmaya başladım. Güller, Elmas'a ne yapmıştı? Onu da çözememiştim.

-Sorunun gülse, neden güllerin yanına oturdun?

Bana doğru döndü ve dudaklarını ıslattı. Gözlerim onun dudaklarına indiğinde derin bir nefes aldım ve güllere bakmaya başladım.

-Siyah gül.

Güllerden gözlerimi alıp ona baktım. Siyah gülü Kağan, Elmas'a getirmişti.

-Siyah gül nereden aklına geldi? Onunla ilgili bir şey mi hatırladın?

Elmas kafasını iki yana sallayıp oturduğu yerden kalktı. "Ben hazırlanmaya gidiyorum. Sen de hazırlansan iyi olur. Hastaneye geç kalmak istemiyorum." Dediğinde ona onay verdim.

İkimizde mutfağın kapısından içeriye geçtik. Merdivenlerin oraya geldiğimizde "ne zaman çıkacağız?" Diye sordu. "On beş dakikaya çıkmamız gerekiyor." Dediğimde gülümseyip merdivenlerden yukarı çıkmaya başladı.

Elmas'ın bu halleri gerçekten çok tuhaftı. İsimsel olarak bilse de anıları kesinlikle bilmiyor, hatırladığını zannettiğimden dolayı üstüne düşüyordum.

SİYAHWhere stories live. Discover now