1.Bölüm II. Kısım

3.4K 424 88
                                    

Yusuf hemen yanında oturan kızın tedirginliğini hissetti ve bir taraftan trafikte ilerlerken başıyla torpido gözünü işaret ederek konuştu.

"Orada işine yarayacak bir cep telefonu olması lazım. Eskisinin başına gelene benim sözlerim sebep oldu sonuçta. Seni şimdilik idare eder torpidodaki."

Meryem torpidoyu açıp son model cep telefonunu gördüğünde kısa bir an Yusuf'a tereddütle baktı.

"Niye arabanda yedek bir telefon var ki?"

"Diğeri olmadık bir zamanda bozulur ya da şarjı biterse diye. Ben biraz tedbirli davranmayı severim. Kendim için değil ama bak, şimdi yanımda sen varsın."

Meryem telefonu kısa bir an için eline aldı ancak sonrasında yerine geri bıraktı.

"Teşekkür ederim ama şu an acil ihtiyaçlar listemde telefon ilk onda bile bulunmuyor."

Bu cevap Yusuf'u gülümsetti. Adamın yüzündeki içten gülümsemeyi gören Meryem ise ne kadar da güleç biri diye düşündü. Tabii onun tuzu kuruydu. Meryem'in yaşadığı hayatın, gördüklerinin yanında üstelik... Güleceksin elbette diye geçirdi içinden.

"Belki kendini güvende hissetmeni sağlar telefonun. Güvendiğin bir arkadaşın varsa ona benim adımı verirsin, senden haber alamazsa benim yanımda olduğunu bilsin diye. Ya da olur da ben sana zarar vermeye çalışırsam polisi ararsın. Telefon sana kuvvet verir diye düşündüm."

Bunun üzerine Meryem bambaşka gözlerle baktı ilk defa Yusuf'a. Yüzünü dikkatlice inceledi. Kısa sakallarına, kara gözlerine, kısacık kesilmiş siyah saçlarına baktı. Uzun boylu, yapılı bir adamdı Yusuf. Otuzundan büyük göstermiyordu. Yine de sordu Meryem.

"Kaç yaşındasınız siz? Ne iş yapıyorsunuz? Aileniz nerede?"

Aniden, merakla yöneltilen Sorular Yusuf'un Meryem'e şüpheli bir bakış göndermesine sebep olunca genç kız hemen açıklama yapma gereği hissetti.

"Sonuçta sadece adınızı bilmekle sizi tanımış olmuyorum. Nereye gittiğimizi de söylemediniz malum. Yalnızca adını ve yaşadığı yer olduğunu tahmin ettiğim evi bildiğim bir adamla gece yarısı bir bilinmeze doğru giderken onu tanımaya çalışmam bence çok normal."

"Tabii, elbette. Adım Yusuf, Yusuf Yıldırım. Şu an sizi aile evine mi yoksa bana ait başka bir yere mi götürsem diye düşünüyorum. Önümüzdeki ay otuzumu dolduracağım. İş konusuna gelince de... Marangozum ben."

"Marangoz?"

Meryem kendisini tutamayıp bir saniye kadar bu cevaba güldü. Anlık bir şeydi ama Yusuf'un gözünden kaçmadı.

"Evet, marangoz. Neden şaşırdınız?"

Hemen toparlanan kız başını iki yana sallayarak sustu. Ancak sonra cevap verme ihtiyacı hissetti.

"Bu devirde pek tercih edilmiyor eskisi kadar sanki bu meslek, yaşınız da genç sayılır ya, ondan şaşırdım."

"Çok şükür, rızkımı sağlayacak kadar kazandırıyor. İnsanlar kafalarındaki mobilyayı bulamayınca mağazalarda, marangoza hâlâ sipariş veriyorlar."

"Elbette, ben öyle demek istemedim. Zor zanaat ya ondan dedim artık tercih edilmiyor sanıyordum pek diye."

"Her işin bir zorluğu var. Önemli olan insanın sevdiği işi yapması, o zaman zorluğuna da katlanılıyor."

"Ben de işletme mezunuyum. Üniversitede İngilizce işletme okudum. Ama çalışmıyorum. Amcam çalışmama izin vermedi."

Hem konuyu değiştirmek, hem de Yusuf'un güvenini kazanmak için konuyu kendisinden tarafa çekmişti Meryem.

Görülmeyen Where stories live. Discover now