Sarı Ojeli'm ||TEXTİNG||

༄23

Bugün bir bölüm daha istiyorsanız güzel yorumlarınıza bakar 💛

~

"Ne bu afralar tafralar?" Diye sırıtarak soran Tahir'e sırıtarak cevap verdim.

"Afra Saraçoğlu da güzel kız," mırıldanarak devam ettim ama sesimi benim bile duymadığıma yemin edebilirdim. "Git ona da sarıl."

"Ne alaka Afra mafra?" Dedi kolumu tutarak. Her ne kadar sinirden ağlamak üzere olsam da sırıtmaya devam ediyordum.
"Hiç," dedim. "Belki sarılmak istersin..."
-

Kamptan döneli 3 gün olmasına rağmen kendimi toparlayamamıştım. O'nu o halde görmektense ölmek daha iyi bir fikirdi doğrusu.

Öğretmenler zilinin sesi kulaklarımda yankılandığında 12.sınıflara dersim olduğunu hatırladım ve yüzümü buruşturdum. Tam bir baş belalarıydı. Zaten başım da ağrıyordu, sessiz olurlarsa işlemezdim ders.

Kapıyı açıp girdim, birkaç kişinin ayağa kalkmaması şuan umurumda değildi, uğraşacak mecalim yoktu. Gözlerimi kıstım, "Oturabilirsiniz."
Çantamı bıraktım ve ellerimi en ön sıradaki Cenk'in masasına sertçe koydum. Sinir oluyordum.
Cenk alayla ellerime baktı.
"Nedir senin bu sarı ojeyle alıp veremediğin?"
Sağ elimi kaldırıp geri masaya koydum hızla. "Sen.. ve diğerleri. Eğer sesinizi keserseniz ders işlemeyeceğim."

Arkadan bir ses duyduğumda kaşlarım çatıldı ve ellerimi masadan çekip geri geri gittim.
"Bugün Tahir Hoca'dan konuşalım mesela. Ay, çok yakışıklı değil mi?"

Kaşlarımı mümkünmüşcesine daha çok çattım ve gözlerimi kısıp ona baktım. Ellerini teslim olurcasına havaya kaldırıp devam etti.

"Kızmayın hocam, ben sizin için demiştim.."
Gülümsedim. "Kızmadım, sadece sizi alakadar etmeyen konulara burnunuzu sokmayın." Yerime oturup devam ettim ama ne dediğimin farkında bile değildim.
"Evet çok yakışıklı." İçimden 'hassiktir' çekerken kapının ordan bir ses daha duyuldu.

"Evet, yakışıklıyımdır."