༄19

2.8K 221 240
                                    

Bu bölüm için sizi baya yükseltmişim umarım çakılmazsınız. Neyse yorumlar voteler güzel gelirse bugün bir bölüm daha gelir ve şimdilik Gülin kaçaaar 💛

~

Çok güzel!

Bravo!

Buraya bir alkış alıyoruz!

Neyse, öyle böyle derken gece yarısına ulaşmadan sonunda gelebilmiştik kamp alanına. Klasikti ortam. Anlatmaya gereh yoh, mihemmel manzara!
İç sesime "Ne diyosun kodumun malı" dedikten sonra, öğretmenlerin kalacağı çadırları ayarlamaya çalışan müdüre çevirdim bakışlarımı.

"Çadırlar iki kişilik ve görünen o ki, malesef bir tane çadırda bayan-erkek kalmak zorunda. Kişi sayısı eşit olmayınca eşleşmedi. Kim kalmak ister?"

Aslında Tahir ile beraber kalmak güzel fik- SUSUYORUM BEN!

Müdür ben ve Tahir'e doğru bakıp gülümsedi.

"İkinizin de yüzü gülüyor, eh çok isteklisiniz. Hadi madem."
nE¿ Çöpçatan mahalle garısı mısın müdür müsün sen be? Çekirdek de verem mi?
Ayrıca Yüzüm mü gülüyor?
Tahir'e baktığımda o da gülüyordu. Aynı şeyi mi düşünmüşüz az önce?

Sırıtan avlak suratımı düzelttim. Tahir ile aynı anda birbirimize döndük ve parmaklarımızı uyarırcasına salladık. "Olmaz!"

Arkadan bir öğrencinin sesini duymuştum. "Ayy ship ship ship! Hareketleri bile aynı!"

Yine aynı anda arkamıza döndük. "Kes sesini!" Sinirle Tahir'e döndüm. "Tekrar etmesene beni!"

"Allah Allah ya ben mi tekrar ediyorum seni hanımefendi?"

Müdür bize "siktirin lan başlarım tribinize!" bakışı atmıştı bile. "Kavganızı çadırınızda edin," deyip göz kırptı ve kendi çadırına gitti. Ardından zaten yavaş yavaş herkes çadırına yerleşmişti. Tahir de umursamadan çadıra girdi. N'apayım, dışarıda mı kalayım? Ben de gittim peşinden.

Tahir bi köşeye oturmuş telefonla oynarken parmağımla dürttüm.

"Hepsi senin yüzünden.." dedim Tahir'e yaklaşarak. Telefonu bıraktı.

Ellerini belime doladı. "Bak sen?"
Geri çekildim ve kaşlarımı çattım.
"Ne yapıyosun be? Uzaklaş, naş naş gülüm naş naş!"

Kahkaha patlatıp geri telefonu eline aldı. Anırdı mı demeliyim?

"Bana bak," dedim tüm ciddiyetimle. Hala sırıtıyordu. "Üstümü değiştireceğim arkanı dönmezsen pıçaklarım!"

"Pekii," dedi uzatarak. Hala bana bakıyordu. "Ee hadi?" Dedim elimi sallaya sallaya. Şaşırdı, tipini yerim! "Ne hadi?"

"Ya arkanı dönecektin yaa?"

"Haa" diye mırıldanıp döndü hemen. arkasını döndükten sonra pantalonumun fermuarını açtım. Azıcık ses çıkmış olabilir, ve bu benim utanmama sebep olmuş da olabilir.

"Tövbe estağfurullah.." deyip boynunu kütlettiğinde gülmemek için zor duruyordum.

Tabiki, 'sarı' pijamalarımı giydiğimde "Dönebilirsin." Dedim ve dönmesini bekledim. Döndü ve baya baya süzdü. İnsan ıcıcık naneli cacık utanır öyle bakmaya be insaflı!

"Sarı severim.." diye mırıldandığında gülümsedim.
"Ee," dedim. "Sen pantolonla mı yatmayı planlıyosun?"

Kaşlarını çattı. "Sanane Nefes?"

Adımı ağzından duymak güzeldi ama böyle tepki vermesi hoşuma gitmemişti.
"Kusura bakma valla ya, bir daha değer verdiğim birisini düşünmem, iyiliğini istemem!" Deyip kafamı yastığa koydum ve sola, tabir-i caizse götümü ona döndüm ve pikeyi üstüme aldım. Altı üstü bir pantolondu mevzu, ne ara buraya gelmişti? Neyin tribini atıyordum ben? Rezilsin Nefes, R.E.Z.İ.L

Lan! Ne dedim az önce ben! Değer verdiğim dedim. Sıçtın Nefes sıç aferin. Bi de sanki karısıyım var ya, götümü dönüp yatıyorum. Of!

Tahir'in de oturduğu yerde yayıldığını, hatta yanıma yattığını hissedebiliyordum. Sırtım ona dönüktü ve nefes alış verişini duymak güzeldi. Az önce sıçtım ama hala ne derdindeydim. Ben iflah olmazdım, cidden.

"Şey, özür dilerim. Abartılı tepki verdim sanırım." Dedi en mahçup sesiyle. Kabul, düşmüştüm ama yelkenleri suya indirmek yoktu. Pikeyi üstüme daha çok çektim ve küçücük çadırda ne kadar başarabildiysem ondan biraz daha uzaklaştım.
Hala karısı gibi davranıyordum. İyice sıç oralara Nefes. Aferin sana.

"Hem.. Sen bana değer mi veriyorsun?"

Cevap vermedim. Ben nasıl uzaklaştıysam o da bana bir o kadar yaklaştı yeniden. Şimdi kaçacak yerim de yoktu. Kaçmak istiyor muydum? Neyse geçelim.

En iyisi atarlanmak diye düşünüp yüzümü hızla ona döndüm ve kaşlarımı çattım. Tabi bu yaptığım pek iyi bi sonuç ortaya çıkarmadı çünkü anlık da olsa dudakları dudaklarıma temas etmişti. Kalbim hızla atarken kendimi biraz olsun toplayıp bir karış geri çekildim.

"Sen," deyip bekledim. "Ee ben?" Diye karşılık verdi yutkunarak. Etkilenme, yapma bunu kendine Nefes.

"Aşağılık bir herifsin." Diye devam ettim sinirle ama beni umursamadı bile. Gülümsedi, elini pikenin altına götürüp belimden tuttu. Kendine çektiğinde yine dudaklarımız aniden değdi ve fısıldarken umursamadan değdirmeye devam etti.

"Özür dilerim."

~

Hadi göbek atalım ayol

Sarı Ojeli'm ||TEXTİNG||Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin