20.BÖLÜM "MUTLULUK"

Start from the beginning
                                    

Ben daha bu itirafı sindirememişken bir soru daha sordu. "Bunlar ne?"

"Kedi."

Kuvars bana ciddi misin der gibi baktı. "Onu görebiliyorum güzelim."

Heyecanla ne diyeceğimi bilemezken titreyen ellerimi durdurup bir kere de anlattım. "Koru da buldum, çok üşümüşlerdi, bir tanesi de yavru üstelik, o yüzden eve getirdim."

"İyi yapmışsın, nasıl yaralanmış?" Kuvars iki adımda yanıma gelip hala birbirine sokulan kedilerden yavru olanı ellerinin arasına aldı.

"Bilmiyorum, ayağı kötü durumda, sabah vakit bulunca veterinere götürmek istiyorum."

Küçük kedi Kuvars onun ayağına dokunduktan hemen sonra inleyip ondan uzaklaşmak isteyerek tepki verdi.

"Çok kötü durumda," dedim gözlerim dolu dolu. "Zavallıcık bir de bütün gece üşümüş."

Kuvars'ın yeşilleri benim dolu gözlerimde takılı kaldı. "Tamam," dedi hızla elindeki kediyi geri koltuğa yumuşakça koyarken. "Ben şimdi hallederim."

Ve bundan on beş dakika sonra henüz daha güneş doğmamış, ay karanlıkta parlamaktayken Kuvars'ın uykusundan uyandırıp getirttiği veteriner evimize giriş yaptı. Adamcağız öyle uykulu ve yorgun görünüyordu ki Kuvars onun önünden yürüyüp neler olduğunu anlatırken acımadan edemedim.

"Korkulacak bir şey yok, sadece incinmiş, bir süre hareket etmezse hemen düzelir." Ben rahat bir nefes alırken veteriner dört yavru kediye de iç, dış parazit aşılarını yaptı. Yaralı olanında bacağını sardı güzelce.

"Siz bu kedileri sahiplenmeyi düşünüyor musunuz? Eğer hepsi fazla gelirse başka yavru kedi sahiplenmek isteyen insanları tanıyorum, onlara da rahatlıkla güvenebilirsiniz."

Kuvars başını kaldırıp benim istekli gözlerime baktı. "Ne diyorsun?" Bana yöneltilen sorunun omzuma büyük bir sorumluluk yükleyeceğini bilsem bile hiç duraksamadım, evet zaten bir dünya uğraşmam gereken mesele vardı ama bu zavallıcıkları hiç birbirinden ayırmak istemiyordum.

"Birbirlerine nasıl sokuluyorlar," dedim hemen işaret diliyle Kuvars'a. "Onları ayırmasak? Söz hiç rahatsızlık vermeyecekler."

Kuvars "Hayır bizimle olacaklar," dedi hemen benim ona söylediklerimden sonra. Ona minnetle bakarken veteriner gerekli malzemelerle dolu çantasını kapattı.

"Tamamdır, o zaman ben gerekli kontrol zamanlarını asistanınıza mail atayım, ilerleyen zamanlarda ona göre ziyaret ederim bu minikleri." Kuvars bu saatte zahmet edip geldiği için teşekkür edip onu geçirirken sevgiyle eğilip yeni dostlarımın tüylerini okşadım. Bu ev giderek kalabalıklaşıyordu...

***

"Uff, bunlar şimdi bir sürü tüy döker, gel de temizle..." Merve yana yakıla kedilerime kötü kötü baktı. "Niye ısrar ediyorsun ki kalsın diye, veteriner ne güzel başka aileler bulacakmış?"

Merve'ye gözlerimi devirip kâğıda yazdığım yazıyı gözüne soktum. "Şunların tatlılıklarına bak, niye öyle diyorsun ki?"

Ben salona geçip kahvaltı için hazırladığım kahvaltılıklara masaya yerleştirirken Merve de yüzünde nefret dolu bir ifadeyle küçük dostlarımın yiyebileceği benim internetten baka baka hazırladığım tarifi önlerine koydu.

"Siz dün gece kaçta geldiniz acaba, gözlerinin altı mosmor olmuş, hiç uyumadın mı?" Onu onaylarcasına başımı sallarken uykuya ihtiyacım olmasına rağmen oldukça dinç hissettiğimi fark ettim, beni bu denli dinç tutan hiç şüphesiz sahilde onunla geçirdiğim iki saatin sahibi Kuvars Demirhan'dı. Beni tanımak istiyor, aramızdaki ilişkiyi yüzeysel bırakmıyordu, bana karşı saygılıydı. Bu o kadar güzel hissettiriyordu ki dans etmek, dolaşmak ve mutluluğumu yaşamak istiyordum sadece.

LALWhere stories live. Discover now