5. BÖLÜM

584 70 47
                                    

28.06.2019
Satırların Çehresi daha 4. Bölümden 1K okunmaya ulaştı. Herkese teşekkür ederim. Beni ve kitabımı desteklediğiniz için.
Keyifli okumalar! 🌸

Otobüs durup Füsun indikten sonra boynunda yaka kartı olan bir görevli de Füsun'un peşinden indi. Merakla ayağa kalkıp camdan dışarıya baktığımda yol kenarındaki bariyerlere tutunmuş ve eğilmişti. Galiba yol tuttu diye düşünürken elleriyle saçlarını toplayıp gökyüzüne baktı. Görevlinin uzattığı sudan içip çantasına uzandı. Herkes merakla kalkmış dışarıya bakıyordu.

Etrafımdakilere aldırışa etmeden muavine doğru harekete geçtiğimde kolumu tuttu birisi. "Sezer, nereye gidiyorsun?" Selen'in tenime değen tırnakları tüylerimi ürpertiyordu ve midem buna dayanamıyordu. Kolumu sertçe çektim parmakları arasından.

"Bir daha bana dokunma." Gözlerimin içine bakan gözleri sulanmıştı ama umurumda değildi. Dokunuşlarından tiksindiğim birinin bana dokunmasına tahammül edemezdim.

Ben Selen'le konuşurken Füsun ve yanındaki görevli otobüse gelmişti. Füsun koltuğuna yerleşirken görevli de ona eşlik etti. Yerime gittiğimde görevli de kendi yerine hareketlendi. "Tamam çocuklar, hadi herkes yerine. Yolculuğa devam!" Enerjik sesiyle herkesi tekrar yerleştirmiş ve birkaç dakika geçmeden tekrar yola çıkmıştık.

Füsun'a bir şey demek istiyordum ama kafasını cama yaslamış, yolu izliyordu ve sanki kendini iletişime kapatmış gibi bir hali vardı. Ben onun soluk tenine bakarken yanımda bir hareketlilik oldu. "Pardon,"  Pelin'in sesini duyunca bana geldiğini düşünerek harekete geçecektim ki bir ilaç tabletini Füsun'a uzattı. "Yolda kullanıyorum genelde, bulantıyı engellemek için."

"Teşekkür ederim," Füsun ilacı alıp içinden bir tane çıkardı, çıkardığını ağzına atıp üstüne bir de su içti. Ardından tableti Pelin'e uzattı. Yüzünde minik bir tebessümle konuşmayı bitirdiğini gösterir gibi kafasını cama yasladı tekrar.

Pelin gitmek için hareket etmeyince doğrudan benimle temas kurduğunu gördüm. Gözlerini dikmiş ciddi bir bakışla beni izliyordu.

"Noldu?"

"Sorun ne?" Gözleri Selen'in olduğu tarafı gösterip tekrar bana döndü. İçimden bir taraf birilerine anlatmak istese de böyle bir şeyi yapamazdım. Onun da arkadaşları olan insanlara onun beni aldattığını söyleyemezdim, onu kötüleyip arkadaşlarıyla arasını bozamazdım.

"Önemli bir şey yok." Omuz silkip rahat görünmeye çalıştım.

"Az önce gözlerinden ateş çıkarken 'bana dokunma' dedin. Gerçekten önemli bir şey yok ve buna inanmamı bekliyorsun, öyle mi?"

"Pelin, üzgünüm ama ayrıldık. Bu kadar." Ellerimi açıp omuz silktiğimde anlayışlı bir şekilde kafa sallayıp elini omzuma koydu. Neden yandığın gün herkesin elini omzuma koyduğunu biri bana açıklayabilir mi!

"Pekala, konuşmak istersen buralarda olduğumu bil." Pelin gittikten yaklaşık yirmi dakika sonra otobüs durmuştu. Görevli bize önümüzdeki altı haftayı burada geçireceğimizi ve şimdi valizlerimizi alıp kamp alanının girişinde beklememizi söylemişti. Herkes gibi ben de valizimi alıp girişte beklemeye başladım.

"Öncelikle erkekler için üçerli odalarımız var, beyler üçerli grup oluşturmaya başlayabilirsiniz. Hanımlar ise ikişerli grup oluşturacaklar ve iki yataklı odalarda kalacaklar." Erkeklerin üçlü oluşu işimize gelirdi. Yiğit, Alp ve ben hazırdık. Görünüşe göre grupta bulunan diğer erkekler de hazırdı.

"Affedersiniz, neden erkekler üçlü grup olurken biz ikili grup oluyoruz?" Kısa saçları ve iri mavi gözleri olan kızın görevliye sorduğu soruyla herkes sessizleşmişti.

Satırların Çehresi | TAMAMLANDIWhere stories live. Discover now