18.Bölüm:"With Me Forever.."

7.4K 321 67
                                    

Medyadaki şarkı ile dinleyin ...

"Tamam şuna ne dersin?" dedim arkamı dönüp raflardaki içkilere göz gezdirdim. "Sana bir meyve suyu vereyim?"

Tek kaşımı soru sorarmışcasına kaldırdıktan sonra karşımdaki nerdeyse onaltısında olacak kadar küçük çocuğa döndüm. Sıkılmışcasına göz devirdi.

"Sana bira vermeni istiyorum dedim." dedi sinirle. Kaşlarımı çattım ve elimi tezgaha hafifçe çarptım. "Başımdaki sorunları bilemezsin bücür, şimdi yaş sınırını geçip buraya girdiğin halde sana kızmadığıma dua etmelisin." Dedim ooriterce. Çocuk beni takmadı ve saçlarını savurup dişlerini gıcırdattı.

"Bana bak sürtük hemen bana bir bira vermezsen sonuna katlanırsın!" dişlerinden tisladığında küçümserce ona bakıp bana sürtük dediği için onu pataklamamaya çalıştım.

"Sınırlarını zorlama ve çık bardan seni aptal!" dedim bomboş barın içinde. Bugün kapama sırası bendeydi ve bu çocukda giderse barı kapatabilecektim. Ama lanet olası bir türlü gitmek bilmemişti.

"Çıkmıyorum, sabaha kadar buradayım." dedi inatla. Şimdi çıldıracaktım. Şu kapıdan Justin'İn girip şu aptalı bir güzel pataklaması için herşeyimi verirdim. Ama malesef ki iki gündür ne sesi ne de soluğu çıkmıştı.Şimdi istediğim için gelecek hali yoktu.Kollarımı bağadaş kurup çocuğa baktım.

"Gitmen için ne yapabilirim?" dedim bu sefer iyi davranarak. Bu sorumu bekliyor gibiydi. Yutkundu ve beni süzdü. Sapık ve ergenlik dolu bakışlarından tiksinirken dudaklarını ıslattı.

"Bilirsin ben bir erkeğim." dedi sırıtıp. Ona ne şüphe? "Sana yaşamadığın zevkler yaşatabilirim." Dur bir dakika ne dedi bu bücür? Biran korkmadım değildi. Kipriklerimi kıpraştırdım ve yüzümü buruşturdum.

"Yaşın kaç senin aptal?!" bağırarak elimdeki bezi ona fırlattığımda ani bir hareketle oturduğu sandalye ile yere kapaklandı. "Çık hemen bu bardan! Hemen!"

Bu sefer kızgın tarafımı gördüğünde ayaklandı.Bunu beklemiyor gibiydi. Kapiya dogru koşarken büyük bir figure çarpıp düştü. -Yeniden-

"Lanet olsun!"

Isyan ettiginde çarptığı bedenin kim olduğuna baktim ve rampa saçlarından Juetin olduğunu anlayıp hafifçe gülümsedim.

"Burdan gitmek icin beş saniyen var ." Dedi kalın bir ses tonunda. "Bir..iki." Justin saymaya hemen başladığında çocuk ayağa kalktı ve kapıyı açıp koşmaya başladı.

Justin memnunca siritirken ben utançla kafamı eğdim ve gülümsedim.Onun beni korumasının iyi hissettirdiğini söylemiş miydim?

Yanıma geldiğinde yutkundum ve yorulmuş beyaz yüzüne baktım.Bal rengi gözlerinde boşluk varken titrediğimi hissettim."Uuzun zamandır nerelerdeydin?" dedim onun yokluğunda geçirdiğim iki günden bahsederken.

"Yine seni gözetliyordum." dedi sessizce . "Sadece yakınında değildim." Çocuğun devirdiği sandalyeyi kaldırdı ve oturdu.Ben ise belimdeki bezleri kenara koyup askılıktaki siyah paltomu beyaz bluzumun üstüne geçirdim.Fermuarını çektikten sonra içinde kalmış saçlarımı kurtarıp beni izleyen Justin'e döndüm. "Gidelim mi?" dedim sessizce. Kafasını salladı ve benim için kapıyı açtı. Ben çıktığımda ona uzattığım anahtar ile barı kilitledi ve anahatarı geri verdi. Onun bu kadar centilmen olması benim gururlarımı daha da okşarken hafifçe sırıttım ve arabaya bindim.

Sanki benim için normal bir işmiş gibi davranıyordum.Rutin birşeydi bizim için. Ben onu tek eliyle araba kullanıyrken izliyordum o ise gözünü hiç yoldan ayırmadan araba sürüyordu. Kollarındaki sayısız dövmeleri kontrol edip bininci kez sayıyor ve utançla kafamı eğiyordum.

Senden Korkmuyorum..(Justin Bieber Fanfiction)Tempat cerita menjadi hidup. Temukan sekarang