16.Bölüm:" What A Pathetic!"...

6.9K 291 63
                                    

Tavsiye;
Illa bununla dinlemek zorunla degilsiniz ama ben bununla yazdım ;)
Turn to You -Justin Bieber ;)

Dudaklarini birbirine bastirdi ve bir saniyeligine bana bakip yeniden arabayi calistirdi.Konusmak istemiyor gibiydi ama  en azindan bunu bilmeme izin vermeliydi.

" Bu konular karışık Samantha." dedi beni geçiştirerek. Ardindan arabanin gazina köklendi.

"-Nereye gidiyoruz?" dedim, bunu bilmeye de hakkim vardı. Sıkılmış gibiydi. Sorularima kim olsa sıkılırdi. Ama eger nereye gittigimizi bilmeseydim. Bu adam kacirmaya girerdi.

Sert bir sekilde yutkundu. "Ileride ormanin icinde kucuk bir kasaba daha var, orada bir evde kalıcaz." diye cevapladi beni. " En azından bizi unutana kadar."

Yuzu heran dusebiliyordu. Hiç mutlu olamıyordu. Derin bir ic cektim. Asvalt patikadan döndüğünde onun araba surusunu izliyordum.

Boynundaki damar sürekli dışarı firliyordu ve sürekli kızgındi. Bana mi baskasina mi bilmiyordum ama beni korkutuyordu.

Kollarını direksiyona uzatmisti ve hep manevra yapıyordu. Sonunda kucuk dükkanların bulundugu bahsettigi kasabaya girdigimizde yutkundu.

"Kimse ile konuşma ve kimse ile yakınlaşma. " dedi beni tehtidkarca uyararak. Kafami salladım. Ilerde gorunen mustakil evin onunde durudugumuzda, ahsap ev ile bakıştım.

Büyükannem ve büyükbabama ne diyeceğimi kafamda planlıyordum. Eger annemin kulagina gitseydi neler olurdu düşünemiyorum bile.

Arabadan onun gibi indigimde kambur hareketler ile yanima gelip elimi tuttu. Gozlerimin icine bakti ve soguk nefesini yuzume ufledi.

"Seni bu boka bulastirdigim icin ozur dilerim Samantha."

Ismim surekli onun dudaklari arasinda harika bir bicim kazanıyordu. Ismimi her söylediğinde fisiltili ve sexy bir ses cikartiyordu ve bu beni bastan cikariyordu.

Zorlukla yutkundum."Korkuyor musun?" dedi beni kendine çekerken.  Evet demek içimden gelse de korktuğumu söylediğim an o da kuskuya düşecekti bunu biliyordum.

Ona sarilmak istermiscesine kollarimi kasli beline doladim ve kafami göğsüne yasladim."-Sen varken asla."

Gulumsedigini hisseder gibiydim.Kollarimi hafifce ondan uzaklastirirken eve girdim. Normal bir kasaba eviydi pek ozelligi oldugu söylenemezdi.

Cantami alıp giristeki askiya astim ve arkamdan beni izleyen Justin'e dondum. Yine uzaklara dalıp birseyler düşünüyordu.

Ona gulumsedigimde kendine geldi. "Yukarida bir oda var. "Benim icin oldugunu soyledigi sıra kulağından akan kana baktim. Ardindan burnundan da kan gelmeye basladiginda onu tuttum.

"-Aman Tanrı'm ! Justin?" Elimi kulagina goturdum ve kulagindan akan kani elim ile silmeye çalıştım.

"-Justin kan!" Hic umursamadan elinin tersi ile burnundan akan kanı sildiginde kan yüzüne de bulaştı.

"Birşey olmaz." beni sakinlestirmeye çalışsa  da pek ise yaradığını söylemeyemezdim. Ellerim ile yuzunu avucladim ve gozlerime bakmasını sagladim.

"-Neden kan akıyor? " Kan akışı hizlanmaya başladığında burnundan akan kan dudaginin kenarindan yavasca aşağı dogru süzüldu.

"Uyumam gerek." dedi aciklama yaparak. Yutkundum ve yuzunu serbest bıraktım"-Git ve uyu Justin, bu kanamalar beni korkutuyor."

Etrafta silecek peçete aradigimda itiraz etti. "Olmaz!" Kendini koltuga bırakıp akan kanları yeniden silmeye çalıştı.  "Uyumamam gerek Samantha, senin iyiliğin için. "

Senden Korkmuyorum..(Justin Bieber Fanfiction)Where stories live. Discover now