"Derin! Sana diyorum hoş geldin. Geçsene içeriye."

"Hoş buldum abla."

Ayakkabılarımı çıkarıp içeriyi girdiğimde ilk iş olarak Emiri Asya ablanın kucağından aldım. Yanaklarını öptükten sonra Asya ablayla birlikte salona geçmiştik. Koltuğa oturduğumda Emirle oynamaya başlamıştım. Küçük adam artık dört aylık olmuştu ve yaptığımız hareketlere gülerek tepki veriyordu. Çok güler yüzlü bir çocuktu. 

"Allahım yerim ben seni ya. Şu gülüşe bak sen. Bal bu bal. "

"Eee olsun o kadar babaannesi onu boşa mı şekerle yıkadı."

Asya ablanın lafına güldüğümde minik Emir de bizimle beraber gülmüştü. Bir süre onunla vakit geçirdikten sonra Asya abla onu yatırmış çay demleyip yanıma gelmişti. 

"Ee Derin anlat bakalım ne var ne yok?"

"Ne olsun abla her şey aynı işte. Yine hamile değilim. "

"Kuzum çok takıyorsun kafana. Biraz kendini rahat bırak bak o zaman olacak. "

"Biliyorum abla ama elimde değil işte. Böyle yaparak Yiğiti  üzdüğümü de biliyorum. Ama işte lanet olsun ki elimde değil. "

"Aslında seni çok iyi anlıyorum. Ben de senin gibiydim. Çocuğum olmuyor diye kafayı yiyordum. Ama bir süre sonra artık oluruna bıraktım. Ve bak küçük paşa şimdi yukarıda uyuyor. Sen de biraz unutmaya çalış. "

"Deneyeceğim abla."

Güzel sohbetlere günü geçirirken. Akşam için de kocalarımızın en sevdiği yemekleri yapmıştık. Akşam olduğunda Yiğit ve Eymen abi gelmişti. İçeri girdiklerinde ilk olarak Emirin yanına gitmişlerdi. Yiğit Eymen abiden önce Emiri kucağına alınca Eymen abi sinirlendi. 

"Olum versene çocuğumu bana."

"Bana ne ilk ben aldım. Hem sen her gün yanındasın. Ben kaç günde bir görüyorum. Bırak da seveyim azıcık. "

"Lan tamam işte sevdin yeter. Ver artık. "

"Hayır. "

Yiğit Eymen abiyi umursamayıp kucağında Emirle birlikte koltuğa oturmuş onunla oynamaya başladı. Yaptığı hareketlere Emir gülerken ben de istemsizce bu manzara karşısında iç çekmiştim. Allahım ne olur en kısa zaman da bana da bir bebek nasip et. İçimden sürekli ettiğim duayı ettikten sonra tekrara mutfağa geçtim. 

Sofra hazır olduğunda Yiğit kucağında uyuya kalan Emiri beşiğine bıraktıktan sonra mutfağa geldi. Eymen abi ise arkasından kızgın bir şekilde girmişti mutfağa. 

"Lan var ya şu an seni dövmemek için kendimi zor tutuyorum. Lan çocuğumu bir kere bile öpemedim senin yüzünden uyudu. "

"Ne var bunda bir yere kaçmıyor ya uyanınca öpersin. "

"Lan, gelme lan bir daha bize senin yüzünden çocuğumdan mahrum kalıyorum. "

"Eymen o nasıl söz öyle ayıp."

"Sorun değil yenge. Ben gelirim sen merak etme. "

"Bak karıcım umurunda değil sen takma kafana."

"Neyse çok konuşmayın hadi yemeğe başlayalım. "

Yemeğimizi yedikten sonra çaylarımızı da içmiştik ve artık bizim için eve gitme vakti gelmişti. Ben ve Yiğit son bir kez uyuyan Emirin yanağına tüy kadar öpücük kondurduktan sonra evden çıktık. Yiğit arabaya yöneldiğinde durdurdum onu. 

"Yürüyerek gidelim. Hava çok güzel. "

"Olur. Ben yarın sabah gelir alır arabayı buradan."

Kalbim Senin (Tamamlandı)Where stories live. Discover now