-26-

6.5K 374 22
                                    

"Cümleni bitirme ve benimle bu gecenin tadını çıkar aşkım, olur mu?"

"Olur," diye fısıldadı Clarabel ve alacağı öpücük için gözlerini kapattı.

O gece Cameron çifti için büyüleyici olmaktan öteydi. Birbirlerini yeniden tanıyor, bedenlerini ve ruhlarını keşfederken kaçırdıkları ufak detayları görüp şaşkınlık duyuyorlardı. Bir kadın ve erkeğin yatakta yaşayabileceği tüm iyi ve şehvetli şeyleri gösterme arzusu olan Anthony, elinden geldiğince sakin ve centilmen olmaya çabalıyordu ancak tahmin edemeyeceği bir durum söz konusu olmuştu ki o da Clarabel'in tahammülsüz hırçınlığıydı. Aradan yarım saat geçmemişti ki zavallı(!) Anthony kendine tehditler savrulurken bulmuştu.

"Daha yavaş olursan kafana vuracağım!"

"Ben sadece-"

Anthony gözleri sonuna dek açılırken Clarabel'in nasıl da konuşmasını öperek böldüğünü düşündü. Karısını kollarına iyice çekip ona yeniden sokulurken gülümsemeden duramıyordu, aralarında görülmeye değer bir tutku alışverişi söz konusuydu.

Clarabel kendinden geçerken Anthony'e tutundu ve erkeğin omzuna minik bir öpücük bırakıp onunla yatağa uzandı. Saatlerdir şaşkınlık dolu bir hazla erkeğe çekiliyordu. Asla bir erkeğin bedenine dokunmasından zevk almayacağını düşünürken şimdi neredeyse Anthony'ye yalvaracak duruma gelmenin utancı ve merakını yaşıyordu. Genç kadın insanın doğanın parçası olduğuna inandığından iki cins arasında neler geçtiğini biiyordu. Hatta ne kadar hatırlamak onu kahretse bile Morgan ile yaşadıkları yüzünden de az çok farkındaydı.

Başını kocasının göğsüne yaslarken Anthony'nin ne kadar başka türden bir erkek olduğunu düşündü. Eliyle çıplak karnında daireler çizerken kadın ve erkek bedenlerinin aslında ne denli benziyor olduklarını düşündü ve bu iki benzerliğin birbirleri ile buluştuğunda ne kadar özel bir güç ortaya çıkardığını düşündü. Güç, kullanılması alakasız bir kelime gibiydi fakat Clarabel için en doğru sözcüktü. Özellikle içinde bulunduğu dakikada kendini olabildiğince güçlü hissediyordu çünkü sevdiği adam defalarca ona aşkını ilan etmişti.

O gece boyunca Anthony, karısına nasıl aşık olduğunu bıkmadan usanmadan yeniden anlattı. Clarabel'in nişanlandığını gördüğünde aslında üzüntüden Lawrence malikanesini terk ettiğini anlatırken genç adamın gözleri kısa bir an hüzünle doldu.

"Baban öldüğünde senin için o kadar üzüldüm ki ne yapacağımı bilemedim," derken Anthony oldukça sakindi ama bir o kadar da kırılgan görünüyordu. "Kendi babam öldüğünde dünyam başıma yıkılmıştı ve annem ve kardeşlerime rağmen kendimi yapayalnız hissetmiştim. Aklıma hislerim geldi ve seni düşününce o günlerime döndüm, yalnız hissetmeni istemiyordum ama artık nişanlı olduğundan açık bir şekilde seninle görüşemezdim, adına leke gelsin istemediğimden sen bana ulaşmadığın takdirde yanına gelmedim ve ne kadar iğreniyor da olsam seni nişanlına yönlendirmeye çalıştım."

"Neden bana hislerini belli etmedin?" diye sordu büyük bir merakla Clarabel.

Anthony hafif bir tebessümle yanıtlarken yataktan kalkıp kendisine bir içki doldurdu. "Babanı ölmünden önceki gün gören son kişiyim ve bana yemin ettirdi."

"Ne yemini?"

"Seni sevdiğimi asla sana söylemememi."

Clarabel ellerini ağzına kapattı ve yaşadığı tüm o saçma günleri düşündü. Kafasını sallayarak mırıldanmaya başladı ve o da yataktan çıkıp pencereye doğru yürüdü. "Babam neden böyle bir şey yapsın? Seni ne kadar çok sevdiğini herkes bilir. Hatta beni sevdiğini ve evlendiğimizi düşünmek hoşuna giderdi buna eminim. Anthony lütfen her şeyi anlat."

Masum Şeytan Where stories live. Discover now