-7-

10.9K 679 43
                                    

+

Zevk düşkünü sarışın kadın, yatak örtüsünü göğsüne kadar çekip doğruldu. Ve yanı başında beyaz gömleğinin düğmelerini iliklemekte olan genç adamı, kirpiklerini kırpıştırarak beğeniyle süzdü. Ardından çarşafı bedenine dolama gereği duymadan yakışıklı erkeğin boynuna sıralı öpücükler kondurdu.

Havenhurst'ün çapkın dükü Anthony Cameron, boynuna şehvetli öpücükler bırakan kadının, tüm Londra tarafından arzulanan Elise Harrington olduğunun bilincindeydi. Fakat daha önemli bir gerçek vardı; Anthony daha fazla arzulanıyordu. Sırf bu gerçeğe dayanarak, kadını umursamadan yataktan kalktı ve pencereye yürüdü. 

Elise, yıllardır tanıdığı güçlü adama bakarken iç çekti ve örtüye sarılıp, başını çevirdi. Hatırladıkları neşesini kaçırmıştı ancak konuşmasına engel olmamıştı. "Herkes seni konuşuyor..."

Anthony, dışarıdaki güzel havaya bakarken alayla kafasını salladı. Yatakta kendisini beklemekte olan kadının aslında neden bahsettiğini biliyordu ama konuşmayacaktı.

"Biliyorsun," dedi ısrarla genç kadın ve yataktan kalktı. "Sen ve o kız," derken sesine iğneleyici bir ton yerleşti. "Onunla dans etmen ve davetten yalnız ayrılman insanların kafasını karıştırdı."

Anthony derin bir nefes alıp birkaç adım gerisinde duran kadına baktı. Elise, ince bir fiziğe sahip, sarışın bir İngiliz kadınıydı. Anthony'nin onu tercih etmiş olma nedeni ise açıkça cilvesiydi. Elise, gördüğü en şehvetli kadındı. Ne olursa olsun kendini en iyi sunan kadındı ve Anthony'nin kurallarına asla itiraz etmiyordu. Uzanıp kızın çenesine dokundu.

"Kafaları karıştıran da neymiş?"

Elise, keskin bakışların etkisine girmemeye çabalayarak yutkundu. "O kızla evleneceğini... Söyleyenler var." Genç kadın bunu Anthony'nin görüştüğü bir başka kadın olan Leticia'dan duymuş ve çıldırmıştı. Yine de Anthony'yi iyi tanıdığı için sinirli konuşursa herhangi bir yanıt alamayacağının farkındaydı. Bu nedenle ses tonunu sıcak tutmayı amaçladı.

Anthony cevap vermedi. Siyah ceketini giyinip kravatını eline aldı ve kapıdan çıkmadan önce neredeyse ağlamak üzere olan kadına döndü. Çıplak omuzlarını gece nasıl öptüğünü düşününce sırıttı. Biçimli vücudunu kapı eşiğine yaslayıp "Kafana takmaman gereken şeyler bunlar," dedi. "Akşam görüşürüz Elise."

-

İngiltere'nin başka bir ucunda, akşam düzenlenecek geleneksel Rutherford maskeli balosu için hazırlık yapılıyordu. Nicolas Townsende, evinin giriş katındaki misafir odasında ayakta dikilirken aynaya bakmamaya çabalıyordu. Aksi takdirde eşinin kendisi için seçtiği kıyafetleri parçalamak zorunda kalacaktı.

Victoria Townsendei salona girerken kocasının küfürlerini duymamış gibi yaptı ve "Giymişsin!" dedi. Ardından gidip parmak ucunda yükselip öptü genç adamı ve "Beni nasıl buldun?" diye sordu bir çocuk kadar masum görünmeyi başararak.

Nicolas'ın içindeki öfke buhar olup giderken kolunu genç karısının beline atıp ona iyice yaklaştı. Kendisindeki siyah kostümün beyazı eşinde vardı ve nedense bu fikir adamı yumuşatmıştı. Az önce bir budala olduğunu düşünüyordu lakin fikri değişmişti. Şimdi karısı ile uyumlu gidecek olmak onu memnun etmişti. Tabi hala maskeli balo düşüncesinden nefret ediyordu ama başa gelen çekilirdi.

"Tanrım, Victoria'nın şaka yaptığını sanmıştım!" dedi birkaç dakika sonra içeri giren Clarabel.

Victoria, arkadaşına alınmış gibi suratını astı ve "Neden?" dedi kendi kendine. "Özellikle diktirttim bu kostümleri-"

Masum Şeytan Where stories live. Discover now