☆30☆

5.6K 365 96
                                    

Saatler ilerlerken iki genç de sessizce oturuyorlardı. Caner başını kadının dizlerine koymuş, gözlerini kapatmıştı. Ekimin parmaklarıysa adamın saçlarının arasındaydı. Adamın omuzlarına yüklenenler ağır gelmiş gibiydi. Bıraksalar saatlerce uyurdu saçlarında dolaşan parmakların eşliğinde. Öylesine yakıyordu ki canını karısının o adamla birlikte olduğu gerçeği bu evden çıkmak istemiyordu. Bilse... Zihninden çıkmayan, kalbini ağrıtan, kıskandığı, kaybettiğini düşündüğü kadının yanı başında olduğunu...

Düşündü Ekim. Canerin onun sadakatini hak edip etmediğini düşündü. Karşılaştıkları ilk gün söyledikleri zihnine kazınmış durumdaydı.

Bununla gerçekten evleneceğimi mi sanıyorsunuz?! Bir kadını bırakın, insana bile benzemiyor! Ucubeden farkı yok! Soy ismimi, saygınlığımı bu şekilde lekeleyeceğimi nasıl düşünürsünüz?!

Nefretle bağırdığı anlarda umursamamıştı alıştığı için ama zamanla durum değişmişti. Sebebi olmadığı halde adamı sevmeye başladığında onun insanın sadece görünüşünü umursuyor oluşundan nefret etmişti.

Onunla aynı şeyleri düşündüğünden habersiz olduğu adamın gözünden akan yaşı gördüğünde acıyla yutkundu. İstemiyordu. Kendisine yaşattığı onca şeye rağmen ağlamasını istemiyordu. Parmağını yaşın çizdiği yol üzerinde hareket ettirirken kendisi bile farkında olmadan şarkı söylemeye başladı. Canerin sesini sevdiğini biliyordu. Mekana geldiği ilk gün sadece görünüşü yüzünden değil, sesiyle de dikkatini çekmişti. 

Kara gözlerinden bir damla yaş düşünce 
Güzel yüzün yanakların ıslanır 
Kara gözlerinden bir damla yaş düşünce 
Hüzün keder yüreğime yaslanır 

Onunla ve annesiyle kalmayı kabul ettiği gün söylediklerini de net şekilde hatırlıyordu. Etraftaki insanların kendisini duyuyor oluşunu umursamadan aklına gelen tüm aşağılayıcı kelimeleri söylemişti.

Senin gibi çirkin ve dışlanmış biri Tözün soy ismine sahip olursa ne amaçlar? Para koparmayı amaçlayabilir. Belki kendisinden üstün olan kadınları kıskandırmayı amaçlayabilir. Belki de yatağıma girerek soy ismini garantilemeyi amaçlıyordur. Ama ne söyleyeceğim biliyor musun? Senin gibi ucubeyi zevk için bile olsa yatağıma almam.

Oysa Ekimin tek isteği hasta bir kadına yardım etmekti. Kendi annesini mutlu edemediği için tanımadığı, hatta nefret ettiği adamın annesini mutlu etmek istemişti. Aynı evde kalmak bunu yapabilecekken "hayır" demek onu kötü biri yapardı. Bu yüzden kabul etmişti.

Sen ağlama bir damla gözyaşın yeter
Sen üzülme gülüm

İlk kez o gün Caner saatlerce izlemişti karısını. Ona fiziksel olarak zarar verdiği ilk gündü. Aradan kaç yıl geçerse geçsin kendisini suçlamaya devam etmesine neden olacak gündü. İkisi de her zaman hatırlayacaklardı birbirlerinin canını nasıl yaktıklarını.

Gece gökyüzünden bir damla yaş düşünce 
Bahar gelir tüm çiçekler ıslanır
Kara gözlerinden bir damla yaş düşünce
Hüzün keder yüreğime yaslanır

Mantarlı omletin sebep oldukları da unutulmayacak acılardan biriydi. Hastanede alerjisinden neden bahsettiğini sorup durmuş, en sonda da Çağatayla yattığı için her şeyi onun bildiğini ima etmişti. O gün Ekimi öylesine öfkelendirmemiş olsaydı kalkıp mekana gitmezdi kadın. Hasta haliyle sahneye çıkmazdı. Onların mekanına ilk kez gelen Caner de hiçbir zaman Rüyaların Kızını görmez, bir daha da oraya gitmezdi. Ama olmuştu işte. Caner Çağatayla Ekimin yattığını söylemiş, Ekim de öfkesinden kurtulabilmek için kendini sevdiği, yaralı ruhuna güvendiği tek yere, sahneye çıkmıştı. Tahmin dahi edememişti nefret dolu olmasına sebep olan kocasının o gece orada olacağını. Çirkin gözlükleri, benleri, duygusuz gözlerine sebep olan lensleri ve dokunmanın bile mide bulandırdığı peruğuyla evlendiği adam o gün gerçek görüntüsünü görmüştü. Görmüş ve normal olarak da tanıyamamıştı. Hatta ona aşık olduğunu bile düşünmüştü. Çünkü aynıydılar. Çirkin görüntüsünün arkasında sakladığı aşık olunacak kalbiyle insanın kalbini hızlandıran güzelliğiyle baş döndüren kişiler aynıydı.

{Tamamlandı} Çirkin AşkıWhere stories live. Discover now