ALTIN KANAT: Otuz Sekizinci Bölüm

2.8K 186 267
                                    

Seafret, Atlantis

38.Bölüm: "Köstebek"

"Selamün aleyküm, dayı," bir süre dediği şeyi düşündü.

1) Türkiye'de değildi.
2) Müslüman bir ülkede hiç değildi.
3) Oslo'da bir kafedeydi.
4) Adamın yaka kartında Selami değil Joseph yazıyordu.

Hemen toparladı. "Yani iyi günler, Joseph Bey."

"Aleyküm selam," dedi orta yaşlı adam Temmuz'u ve saptamalarını şaşırtarak. "Buraya çok fazla Türk ve müslüman geliyor, sen de onlardan biri olmalısın."

"Sayılır." Diye mırıldandı Temmuz. "Konsolosluğa gitmem lazım fakat kesici alet falan almıyorlar, bir süreliğine siz de durabilir mi? Dönüşte alırım."

"Tabii, şöyle bırakın."

Temmuz minnetle gülümseyip çakısını çıkardı.

"Çok teşekkürler. Fazla uzun sürmez."

"İyi şanslar," Temmuz adama anlam veremeyen bir şekilde baktığında adam yüzünü buruşturdu memnuniyetsizce. "Çok suratsızlar, bilirsin."

"Ah, evet..."

Temmuz kafeden çıkıp randevuya geç kalmamak için hafif koşar adımlarla yürürken bir yandan da söyleniyordu. Ulaş ve Fetih zevzekleri sıcacık evde pes atıyorlardı ama Temmuz'un vizesini uzatması gerekiyordu.

Güvenlik kontrolünden sonra aynı hızlı adımlarla ilerlerken karşıdan gelen takım elbiseli bir adamla burun buruna çarpıştılar.

"Dikkatli olsana birader ya." Dedi burnunu tutarken. Bunu Türkçe bir şekilde söylemişti refleks olarak.

"Bir daha ki sefere önünüze bakmanızı tavsiye ederim." Dedi takım elbiseli genç adam ters ters.

Temmuz burnundaki acı da eklenince aniden öfkelenirken korumayı sertçe omuzlarından itti.

"Görmüyor musun kocaman adamı?"

Sarışın adam Temmuz'un yakalarını henüz kavramışken hemen arkadan önce sert topuk sesleri ve ardından otoriter bir kadın sesi geldi.

"Chris, ne oluyor burada?"

"Hiçbir şey, büyükelçim. Hallettim."

Lavin henüz yeni aklına gelmiş gibi Chris'in yakalarını tuttuğu adama gözlerini çevirirken şaşkınlıkla kaşlarını kaldırdı.

"Temmuz?"

"Lavin."

Lavin yeniden sarışın adama döndü.

Temmuz şimdi hatırlamıştı, bu herif Lavin Kartal'ın korumasıydı, birkaç kere daha görmüştü yanında.

"Bıraksana adamı," dedi az önceki şaşkın halinden eser olmayan bir sinirle.

"Ama efendim-"

Temmuz adının Chris olduğunu öğrendiği sarışın adama bırakmadan geriye çekildi ve yakalarını düzeltti. Ayrıca bu koruma neden bu kadar zayıftı? Bildiği kadarıyla korumalar, korudukları kişiden daha uzun ve kalıplı olmalıydı ki olası bir saldırı da siper olabilmeleri kolay olsun.

Şu an tek derdim de korumanın cüssesiydi zaten diye geçirdi içinden.

"Sen neden buradaydın?" Diye sordu Lavin yeniden yumuşak bir sesle.

Temmuz burada olma amacını hatırlamış gibi aceleyle saatine baktı.

"Ben...Burada çok uzun zamandır ikamet ediyoruz ve izinler..." Randevuyu kaçıracak olmasından çok İzgi'den işiteceği azar korkuttu Temmuz'un gözünü. "Ben gitsem hemen, sonra açıklasam sana, geç kalıyorum ve kaldım bile..."

ALTIN KANATWhere stories live. Discover now