ALTIN KANAT: Otuz Yedinci Bölüm

2.5K 182 152
                                    

37.Bölüm: "Krizler ve Kurtuluşlar"

"Evet, elimiz de ne var?"

"Koca bir hiç." Dedi Hakan tükürürcesine.

Evren gömleğinin kollarını sıvarken karşısındaki kronolojik sıralamaya baktı. Tarihlere, fotoğraflara, haritalara.

"Toparlayalım. Saptamamız sabitlendi, dolandırıcı kesin olarak bir kadın ve tek değil. Elisabeth Larssen'ın suikastinden yola çıkarak kolayca silahlanabildiklerini söyleyebiliriz. Suikastçi atış konusunda profesyonel olsa da psikolojik yönden zayıf. Hatta öyle acemi ki kendini kusmaktan alıkoyamamış. Kusmuktan bir şey bulamadık çünkü tek taraflı DNA bir işe yaramıyor. Künyesinden bir şey çıkmadı çünkü çamura bulanmıştı ve parmak izleri silinmişti. Banka kayıtlarına göre ise vurgun gerçekleşmeden 2 saat önce oradaymış fakat genel müdürle o değil onun adına başka biri görüşmüş. Bir kukla, önemsiz bir taş. Robot resim hayali küme düştü yani...Onca ölümcül hataya rağmen yakalanmamalarının en büyük nedenlerinden biri de..."

Gece tamamladı. "...Çok şanslı olmaları."

Evren elindeki kırmızı kalemin arkasıyla kafasını kaşırken yüzünü duvardan ekibine çevirdi.

"Anlattıklarıma kadar elimizde somut bir delil yok fakat...Bir gazeteci var. Feyyaz Özdağ. Geçtiğimiz yıl öldürüldü."

"Öldürüldü mü?" Diye öylesine sormuş bulundu Demir.

"Dürüst her gazeteci gibi." Dedi Hakan oflayarak. "Ne işimiz var bu adamla? Valeyle bağlantısı ne?"

"Doğrudan değil fakat çıkarlar aracılığıyla...Belki."

"Nasıl yani?" Dedi Gece kaşlarını çatarken.

Evren karıştırdığı birkaç çekmece sonunda eline aldığı gazeteleri tek tek masaya fırlattı.

"Hırsız mı kahraman mı?" Diye mırıldandı Demir manşetleri okurken. "Yıllardır aranan ve bulunmayı bırakın cinsiyeti bile öğrenilemeyen dolandırıcı temizi de kirletmeye kararlı, bir yer de pislik varsa o yerde çamura batmamak imkansızdır. İstediği uyanış mı yoksa sadece para mı anlaşılamayan milli gururumuzun(!) yolu bir gün bize de düşer mi bilinmez fakat amacına ulaşana kadar durmayacağa benziyor, bir yerlerde birilerinin bir şeyleri çalınıyorsa o şey elbet bir gün unutulur. Bu ülkede her şey 'ertesi gün'e kadar hatırlanır. Film değil gerçek. Bu insanların hepsi birer Leonard Shelby! Dolandırıcının tek yaptığı çalınan şeyi somutlaştırıp, bir suç haline getirmek. Eh bu haliyle de diğerlerinden pek bir farkı yok gözüküyor..."

Demir okumayı bitirdiğin de Evren konuşmaya başladı.

"Bizzat ben aradım."

Gece olanlara anlam vermeye çalışırken derin bir nefes alıp verdi.

"Kim istedi?"

"Albatros verdi emri. Başsavcı istiyor dedi, nedenini sordum, 'Sana her şeyi öğrettik de sorgulamamayı öğretemedik mi?' dedi, teslim aldım emri, başsavcı niye böyle bir şey istesin diye düşündüm...Bakanlıktan aradılar, bir de onlar tembihledi iyice kıllandım. Aradım Feyyaz'ı."

"Buyurun?"

"Elindeki haberi vermek üzere girdiğin ofisten gerisin geriye çık. Unut o haberi, köşe yazılarını, dolandırıcıyı hatta...Sen geldiğin evi unut, bindiğin arabayı, aldığın parayı, uğrunda verdiğin savaşı ve özgür medyayı."

"Kimsiniz?"

"Seninle olan ama senden olmayan biri."

"Peki ya yapmazsam?"

ALTIN KANATWhere stories live. Discover now