ALTIN KANAT: Otuz Dördüncü Bölüm

2.4K 178 85
                                    

Daha öncede buraya geldim
Ama hep yere çakıldım
Bir ömrü kaçarak geçirdim
Ve hep uzaklaşarak
Ama seninleyken bir şey hissediyorum
Ben de kalma isteği uyandıran
Buna hazırlanmıştım
Asla ıskalamak için ateş etmem
Ama bir fırtınanın yaklaştığını hissediyorum
Eğer bu günü atlatacaksam
O zaman kaçmanın bir anlamı yok
Bu, yüzleşmek zorunda olduğum bir şey
Eğer her şeyi riske atsaydım
Düşüşümü hafifletebilir miydin?
Nasıl yaşarım?
Nasıl nefes alırım?
Sen burada olmadığında boğuluyorum
Hissetmek istiyorum kanımın içinde gezen aşkı
Söyle bana; burası her şeyden vazgeçtiğim yer mi?
Senin için her şeyi riske atmalıyım
Çünkü kötü şeyler olacak
Milyonlarca cam parçası
Geçmişimden gelip beni avlıyor
Yıldızlar toplanmaya başladığında
Ve ışık solmaya başladığında
Tüm umutlar parçalanmaya başladığında
Bil ki ben korkmayacağım

34.Bölüm: "Tuz"

Zor bir geceydi.

Uyuşmadan geçireceği en zor geceydi Hakan'ın.

Ellerini yasladığı lavabodan biraz daha destek alırken başını kaldırıp kendi yansımasıyla göz göze geldi.

Terliyordu, deli gibi terliyordu.

Titremekten doğru düzgün düşünemiyordu bile, nefes alamayacak gibi hissediyordu ama zorda olsa bunu başarıyordu.

"Söz verdin..." Diye fısıldadı kendi yansımasına. "Yapamazsın, olmaz. Yapmayacağım!"

Evde tek başınaydı, Demir bu gece gelmeyecekti.

Yani onu durduracak kimse yoktu.

Kendinden başka.

İradesine pek güvenmiyordu ve yoksunluk krizi ile başa çıkabileceğini düşünmüyordu.

Yolumu izimi kaybettim.
Tanrıların katını bir yoklayacağım yine de.
Çünkü ancak o zaman adam gibi hissederim.
Beyazı çakınca damarıma,
Ters yüz oluyor her şey.
Flaş patlayıp da yola koyulduğumda,
Kendimi Mesih'in oğlu zannederim.
Ve galiba hiçbir şey bilmiyorum,
Ve galiba ben hiçbir şey bilmiyorum.

Bunu daha önce de yaşamıştı, Altın Kanat'a henüz giriş aşamasındayken antrenman için gittikleri kampta tam bir hafta boyunca bu sıkıntıyı yaşamıştı. Öyle ki o maddenin yokluğu tüm haftasını etkilemiş, antrenmanlarda da çok zorlamıştı Hakan'ı. Neredeyse kamptan atılacaktı.

Yine yapabilirdi.

Bakışları telefonuna kaydı.

Onu aramayı düşündü.

Vazgeçti.

Bir karar aldım.
Yaşamımı sıfırlamaya bakacağım.
Çünkü akmaya başladığında kan,
Şırıngaya bir temiz dolduğunda,
Ölüme bir adım daha yaklaştığımda,
Bana bir hayrınız dokunmaz, ne siz o gülünç beylerin ne de o tavlayıcı konuşmalarınızla siz alık kızların.
Hadi hepiniz dolaşmaya çıkın.
Ve galiba hiçbir şey bilmiyorum...
Ve galiba ben hiçbir şey bilmiyorum...

Vücudundan boşalan ter damlaları ile sırılsıklam olan atletini çekiştirdi Hakan, boynundaki künyeyi çıkartıp lavabonun üzerine koydu.

Sanki o künye bile onu boğan bir eldi ve çıkarmazsa nefes alamayacaktı.

ALTIN KANATHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin