71) Son

629 12 8
                                    

Songül, kızının söyledikleri karşısında tamamen kitlenmişti. Kıpkırmızı gözleriyle Mine'nin son durduğu yere bakıyordu. Yaşama sebebi olan, nefesim dediği kızı nefesini kesmişti. Alışveriş merkezinden nasıl çıktığını ve eve nasıl geldiğini hatırlamıyordu. Mine'nin söyledikleri kulaklarında yankılanıyordu.

Artık hiçbir şey hissetmiyordu. Derya'nın odasından birkaç tane A4 kâğıdı aldı ve salonda saatlerce yazdı. Elinde kalemle, yazdıklarını gözyaşları içinde okurken, dış kapının açıldığını duydu. Salondan içeri Yasemin girdi.

– Ne yapıyorsun Songül?

– Hiç, oturuyorum.

– Benden saklamaya çalışma, her şeyi biliyorum. Bütün bu olanların sebebi senin ilaçlarını içmemen.

– Haklısın, neredeyse 3 haftadır ilaç içmiyorum.

– Kaç ilaç alman gerekiyordu ki?

– Günde iki tane.

– O zaman kabaca bir hesapla 40 tane eksiğin var.

– Evet.

Songül salondan çıktı, buzdolabından ilaçlarını aldı ve salona geri geldiğinde Yasemin gitmişti.

"Burada 40 ilaç yok, biraz eksik var. Neyse artık, kalanını sonra içerim"

Vedat'tan habersiz kaydettiği konuşmayı kızı Mine'ye gönderdi. Derya'ya "Şu hayattaki tanıdığım en kaliteli kumaş sendin" mesajını gönderdikten sonra...

"Songül, bu sefer gerçekten gülüyordu. Kanatlansın diye biriktirdiği kelebeklerin kanat çırpışları geldi kulağına."

§§§

Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi - Mayıs 2019

– Songül, bitti mi?

– Evet, bitti hocam.

– Şimdi bu kitap senin biyografin, öyle mi?

– Evet hocam, kendi hayatımı yazdım.

– Kitabın sonunda Songül ölüyor ama.

– Siz benim yaşadığımı mı sanıyorsunuz?

– Anladım... O zaman bazı şeyleri aydınlatmamız lazım. Uzun süredir bu hastanedesin. Neden burada olduğunu hatırlıyor musun?

– Biliyorum, çocuğumu benden aldıkları için.

– Hayır, söyleyeceğim ama beni dikkatli bir şekilde dinlemeni istiyorum. Ben kitabını dinlemek için 2 haftadır sürekli yanına geliyorum. Kitapla alakalı notlar aldım ama bazı hatalar olduğunu gördüm. Bunları sana sırasıyla anlatmaya çalışayım.

– Olur hocam.

– Liseye giderken sınıf arkadaşından hamile kalmışsın. Seni hamile bırakan çocuğun çirkin olduğunu düşündüğün için, önceden beri beğendiğin babanın arkadaşı Vedat'a ilgi duymaya başlamışsın. Hatta Vedat seni bu konuda çok uyarmış. Kısa bir süre sonra da onunla yatağa girmişsin.

– Hayır hocam, Vedat bana tecavüz etti!

– Dinle Songül, lütfen dinle. Vedat'la yattıktan sonra babana "Vedat bana tecavüz etti, hamileyim" demişsin. Seni hamile bıraktığını düşünen Vedat, babanın onayı ile seninle evlenmiş. Evlendiğinizde Vedat'ın zaten 1 yaşında kızı varmış. Biraz zaman geçtikten sonra baban ve annen ölmüş. Kısa bir süre sonra sen de karnındaki bebeğini düşürmüşsün, hastane kayıtları da burada...

Elindeki kâğıtları masanın üzerine koyan doktor devam etti:

– Bunun da sorumlusunun Vedat olduğunu söylemişsin. Bir süre sonra Vedat'ın kızını sahiplenmeye başlamışsın. Senin bu hareketlerinden korkan Vedat, kızını Giresun'da yaşayan annesinin yanına göndermiş. Arkadaşlarına geldiğimizde durum biraz daha karmaşıklaşıyor. Ortaokulda insanlarla iletişim kurmakta zorlandığın için bir tane bile arkadaşın yokmuş. Sen kendine Yasemin adında hayali bir arkadaş yaratmışsın. Sonra bu hayali arkadaşlarının sayıları çoğalmış. Kitabındaki bazı karakterlerin isimlerine dikkat ettiğimde garip bir durum ortaya çıkıyor. İstersen birlikte inceleyelim. YASEMİN'in eşi EMİN, Vedat'ın kızı MİNE, ilk sevgilin YASİN. Bunlar senin hayali arkadaşların. Bütün hepsi YASEMİN isminden türetilebiliyor.

– Hayır, Yasemin benim çocukluk arkadaşım. Geçen hafta yanıma geldi. Uzun uzun sohbet bile ettik.

– Songül, ziyaretçi kayıtlarına baktığımda, en son 2 yıl önce Fatma Çetin adında biri gelmiş.

– Fatma ablam o, komşumuz.

– Evet, yazdıklarının bu kısmı doğru. Zaten seninle alakalı birçok bilgiye onun sayesinde ulaştım. Aslında hayatındaki gerçeklerin çoğunu ona anlatmışsın. Neyse, devam ediyorum.

– Size inanmıyorum, Vedat bana tecavüz etti diyorum, benden iyi mi bileceksiniz?

– Dinleyecek misin Songül!

– Özür dilerim hocam.

– Devam ediyorum. Ablan Seyhan konusuna geldiğimizde, yazdığın gibi evinde ölü bulunmamış. Evet, öldürülmüş ama hayat kadınlığı yaparken değil, bir restoranda çalışırken, ayrıldığı eşi tarafından restoranın mutfağında bıçaklanarak öldürülmüş.

– Hayır, gözlerimle gördüm. Ablam salonda kanlar içindeydi.

– Dur sana bunu ispatlayayım.

Elindeki gazeteyi Songül'e uzattı Doktor.

– Önündeki haberi oku. "Boşandığı eşi tarafından, çalıştığı restoranda bıçaklanarak öldürüldü." Haberde geçen kadının İsmine bak. "Seyhan İpek" O kadın senin ablandı Songül!

– İnanmıyorum size!

– Poyraz ve Polat konusuna gelelim. Polat evli ve 2 çocuğu olan bir adam. Polat'ı gördüğünde ondan hoşlanmaya başlamışsın. Hatta bu hoşlanma saplantı haline gelmiş. Polat'ın eşinin numarasını bulup aramışsın. Kadına "Ben Polat'ı senden daha çok seviyorum, girme aramıza" demişsin. Kadın senin hastalığından haberdar olmadığı için savcılığa bile gitmiş.

– Söylediklerinizin hiçbirine inanmıyorum, ben neler yaşadığımı biliyorum!

– Songül, hatırlıyor musun? Yıllar önce doktor Sinan'a günlüğünü vermiştin.

– Evet hocam.

– Günlüğünde, on iki yaşındayken büyük dayının sana tecavüz ettiğini yazmışsın. Hani kitabının bir yerinde; ablan Seyhan ile hastaneye gittiğinizi ve sıra beklerken annesinin elinden tutan bir kızdan bahsetmişsin. O zamanlar anlattığın çoğu şeyin kurgu olduğunu düşündüğüm için bu durumu önce araştırmadım. Sonra Fatma ablana sorduğumda, "dayının sana tecavüz ettiğini, annenin de sana susman gerektiğini" söylediğini öğrendim. İşte o hastanede annesinin elinden tutan kız sendin.

Ağlayarak ayağa kalktı Songül:

– Dayımın bana neler yaptığı hakkında hiçbir fikriniz yok. Annemi canımdan çok sevdiğimi bildiği için, bana tecavüz ettikten sonra; "birilerine söylersen, anneni öldürürüm" dedi. Ben, anneme bir şey yapmasın diye sessiz kaldım. Yıllarca bana tecavüz etti. Ama annem ne dedi? "Sus, baban duyarsa ikimizi de öldürür." Aslında annem bana "Sus o senin dayın, tecavüz etmişte ne olmuş?" demek istedi. Hem dayım ya da Vedat, ismin ne önemi var?

– Songül, otur ve sakin ol. Tabi ki ismin bir önemi yok. Ben sadece yazdığın kitaptaki hataları söyledim. Artık uzatmayacağım. Konuşmanın başında "neden buradasın" diye sormuştum ya, onu da söyleyeyim. Vedat, annesi ölünce kızını İstanbul'a getirmek zorunda kalmış. Kız sana anne demediği için boğarak öldürmüşsün . O günden beri buradasın...


-- SON --

Songül (Kitap Oldu)Where stories live. Discover now