46) Songül, İş Arıyor

541 4 0
                                    

Songül, kapıyı kapattı. Ayakkabılarını giydikten sonra ev sahibinin gittiğinden emin olup kapıyı açtı. Evin içini kontrol edip kapıyı kapattı, sokağa çıktı. Taksim'in göbeğine geldiğinde bu çevrede iş bulamayacağını düşünüp Mecidiyeköy'e doğru yürümeye başladı. Çok yavaş adımlarla sağa sola bakarak Şişli'ye kadar geldi. Şişli Cami'sinin yanındaki kafenin camında "Bizimle çalışmak ister misiniz?" ilanını gördü. Sanki işe alınmış gibi "burada çalışabilir miyim" diye düşünürken içeri girdi. Kasanın önüne geldiğinde, kasadaki kız:

– Buyurun hanım efendi, hoş geldiniz.

Songül ilk defa iş başvurusu yapıyordu. İçi bir garip oldu. Kasadaki kıza:

– Ben iş arıyorum. İlanı görüp geldim.

Kız hafif bir gülümseme ile:

– O zaman ben patronu çağırayım,

Kız kasadan ayrıldı. Kısa süre sonra geri geldi. Songül'e kasanın hemen karşında olan masayı göstererek:

– Siz şöyle buyurun, Mehmet Bey geliyor birazdan.

– Tamam.

Songül, kızın gösterdiği masaya oturdu ve çevreyi izlemeye başladı. Caddeye bakan kısmı dar ama içeriye doğru derinleşen bir kafeydi. Dışarıdaki tüm masalar doluydu, içerideki masalardan üç tanesi boştu. İnsanlar sigara içmek için dışarıdaki masaları boş bırakmıyordu. Biraz bekledikten sonra, orta boylu ve hafif kilolu birinin masaya doğru yaklaştığını gördü. Adam, masanın başında durdu.

– Sanırım iş için geldiniz?

Zaten heyecanlı olan Songül'ün heyecanı iki katına çıkmıştı.

– Eveet.

Adam, önündeki sandalyeyi çekip oturdu.

– Hoş geldiniz. Bize mutfakta bulaşıkları yıkayacak iş arkadaşı lazım. Şu an bir bayan arkadaşımız var ama yetişemiyor. Vardiya usulü çalışıyoruz. İlk önce asgari ücretle başlatıyoruz, bir aylık deneme süresinden sonra maaşınızı tekrar konuşuruz. Yemek zaten buradan ama yol parası vermiyoruz.

Adam o kadar hızlı ve açıklayıcı konuşmuştu ki, Songül'e soracak bir şey kalmadı. Adamın sorduğu birkaç soruya cevap veren Songül.

– Ben daha yeni çıktım iş aramaya. Aslında kafamda garsonluk vardı ama sizin garsona ihtiyacınız yok sanırım.

– Yok, yeterince garsonumuz var.

– Peki o zaman. Ben numaranızı alayım. Gün sonunda sizi arasam olur mu?

– Tabi ki.

Masadan kalkan adam, kasaya gitti. Kasanın altından aldığı kartı, arkasından gelen Songül'e doğru uzattı.

– Benim ismim Mehmet, aradığınız zaman beni istersiniz.

– Teşekkür ederim, iyi günler.

– İyi günler.

Kafeden çıkan Songül hemen eline telefonu aldı, Yasemin'i aradı.

– Yasemin.

– Efendim canım.

– Şişli Camisinin orada bir kafeden çıktım şimdi. Bulaşıkçı arıyorlar. Önce asgari ücret veriyorlarmış.

– Evet?

– Haftalık vardiya şeklinde çalışılıyormuş. Günde 9 saat oluyor. Ne diyorsun?

– Canım, ilk aşamada şartları kötü değil. Yol vermiyorlardır büyük ihtimal.

– Evet, vermiyorlar.

– Bir otobüsle gidilir, hatta hava sıcakken yürüyerek bile gidebilirsin, bir dene derim.

– Tamam canım, kafenin numarasını aldım zaten.

– Hayırlısı olsun şimdiden, benim kapatmam lazım. Görüşürüz

– Sağ ol Yasemin görüşürüz.

Songül (Kitap Oldu)Where stories live. Discover now