45) Songül, Yasemin'e Her Şeyi Anlatıyor

550 4 0
                                    

Seyhan, hiçbir şey söylemeden kapıyı kapattıktan sonra Songül de hemen yanına geldi.

– Abla, kimdi bu adam?

– Bizim aracı, Kıbrıs bağlantılarımızı yapar. Her hafta on beşe yakın kadın gönderir. Hepsinden 400 lira aldığını düşünsene?

Songül kafasında küçük bir hesap yaptı.

– Güzel para yapıyor.

– Bizden daha fazla kazanıyor şerefsiz!

– Öyle gözüküyor.

– Artık Kıbrıs'a gitmeyeceğim. Neyse, ev sahibi geldi mi?

– Yok gelmedi.

– Bugün ayın 7'si, gelir yakında, ben çıkıyorum. Kuaföre gideceğim.

– Abla, bugün de ben iş aramaya çıkayım diyorum.

– Ne iş bakacaksın ki?

– Bilmem, garsonluk olabilir, belki Yasemin'le konuşurum. O beni işe alabilir.

– Bu hafta içi doktoruna da gidelim tamam mı?

– Olur, dün gece çok kötü kâbuslar gördüm zaten.

§§§

Seyhan; kuaföre gitmek için evden çıktı. Songül, ablasının ve kendi odasını temizledikten sonra mutfağa giderken kapının zili çaldı. Gelen Yasemin'di.

– Yasemin'im, hoş geldin canım.

– Hoş bulduk, ne haber?

– İyi değilim Yasemin.

– Ne oldu?

– İçeri gel, anlatırım...

Songül salona davet etti Yasemin'i ama Yasemin sigara içmek için mutfağa gitmek istedi. Birlikte mutfakta oturmaya başladılar.

– Eee, Songül anlat. Niye canın sıkkın?

– Hani sana "bir adamla tanıştım" demiştim ya.

– Evet?

– O adam bana çok güvenilir gelmişti, sevmeye bile başlamıştım. Onun yanındayken çok mutluydum. Adamla birkaç defa buluştuk işte. Geçen cuma günü ablam iş için Kıbrıs'a gitmişti. Kapı çalınıyordu ama baktığımda kimse yoktu. Ben de korkmaya başladım. Sonra o adamı aradım, hemen geldi. O da oğlu ile görüşemiyordu, ben gibi yani. Sonra içmeye başladık. Sonunu tahmin ediyorsundur.

– Yoksa yattın mı adamla?

Başını öne eğdi Songül,

– Evet.

– Bunu nasıl yaparsın Songül! Daha yeni tanıştığın adamla mı yattın?

– Evet ya yattım! Sen benim yıllardır neler yaşadığımı bilmiyorsun? Son altı yıldır hiç seks yapmadım. Bana karşı olan ilgisi, cinsel açlığım, bir de alkolün etkisi birleşince olanlar oldu işte.

– Sana ne diyeceğimi bilemiyorum! Eee sonra?

– O sabah uyandığımda adam yanımda yoktu.

– Yeni tanıştığın adamı yatağına alırsan olacağı bu!

– Ya zaten yeterince kendimden nefret ediyorum. Dinleyecek misin?

– Devam et!

– Onu aramak için telefonu elime aldığımda, ablamın çağrılarını ve mesajlarını gördüm. Benim Poyraz olarak bildiğim adamın gerçek ismi Polat'mış ve ablamın müşterilerindenmiş.

– Yanlış duymadım değil mi? Senin sevdiğin adam ablanın müşterisi çıktı yani.

– Evet.

– Ablan mı tanıştırdı sizi?

– Yok be, ben onu ilk defa bizim oradaki parkta gördüm.

– Kafam iyice karıştı. Bu işte bir bit yeniği var. Sizin parkın orada tanıştığın adam Seyhan ablanın müşterisi nasıl olabilir? Ablanın da bu işte parmağı olmasın?

– Sanmıyorum ya, ablam niye böyle bir şey yapsın ki?

– Artık insanları tanımak çok zor. Kimseye güvenmemek lazım. Ama dediğimi düşün bence...

"Parayı çok seven ablam, böyle bir şey yapmış olabilir mi?"

– Adam, "senden intikam aldım" der gibi sabah ablama mesaj çekmiş.

– Onu bunu bilmem, bence bu işte Seyhan ablanın da parmağı var.

– Eğer böyle bir şey varsa gebertirim onu.

– Bu olay olduktan sonra Seyhan ablan nasıl tepki verdi?

– Hiçbir şey olmamış gibi davrandı. Sonra bazı şeyler söyledi.

– Ne gibi şeyler?

– Onun ve benimle alakalı, boş ver. Sen niye sigara içiyorsun? Bebeğe zararlı değil mi?

– Bir sigaradan bir şey olmaz. Eee, şimdi ne yapmayı düşünüyorsun?

– Bilmiyorum...

– Sen yine de dediğimi düşün.

Songül, utana sıkıla:

– Yasemin, sana bir şey sorayım. Durumları biliyorsun, benim çalışmam gerekiyor. Böyle ablamın yanında parazit gibi yaşayamam. Senin kafende bana göre bir iş var mı?

– Kafede personele ihtiyacım yok ama çevreye sorarım, personele ihtiyacı olan birileri varsa sana haber veririm. Sen ne iş yapabilirsin ki?

– Garsonluk olabilir.

– Canım, kafelerde garsonluk yapmak için bizim yaşımız geçti. Benim kafenin garsonları hep öğrencilerden oluşuyor, çoğu kafede de durum aynı aslında. Ben yine de çevreye bakarım.

Songül de farkındaydı garsonluk yapmak için geç kaldığının. Gençler hem daha dinamik hem de daha gösterişliydi.

– Haklısın. Yine de çok sağ ol.

– Bozma kız moralini. Her kafe genç çalıştıracak diye bir şey yok ki.

Sigarası biten Yasemin, gitmek için ayaklandı. Üzerindeki hırkası ile karnını kapattıktan sonra:

– Songül'üm, ben gideyim artık. Dışarıda fazla kaldığım zaman belim ağrıyor.

– Tamam canım.

Karnı giderek büyüyen Yasemin, montunu giydi ve evden ayrıldı. Kısa bir süre sonra Songül de iş aramak için montunu giydi. Tam dış kapıyı açmak üzereyken kapı çalındı. Delikten baktı. Kapının önünde, başında takke olan yaşlı biri vardı. Ev sahibi gelmişti. Songül kapıyı açtı.

– Selamünaleyküm.

– Aleykümselam amca.

Songül'ü baştan aşağı süzdükten sonra:

– Kızım Seyhan yok mu?

Ev sahibinin ağzı "kızım" diyordu ama Songül'e bakışları hiç de öyle demiyordu!

– Ablam şuan evde yok, ne vardı?

– Ben ev sahibiyim. Bu ayki kirayı hesabıma yatırmamış, onu soracaktım.

– Geldiğinizi söylerim ablama.

– Tamam evladım. Hayırlı günler.

– İyi günler.

Songül (Kitap Oldu)Where stories live. Discover now