19) 14 Yıl Sonra

763 10 0
                                    

İkinci Bölüm

14 yıl sonra...

Songül ve Vedat, hastaneden içeri girmek üzereyken Songül mırıldandı,

– "Bakırköy Ruh Ve Sinir Hastalıkları Hastanesi." Ne garip bir ismi var buranın, her geldiğimde içim ürperiyor. Allah'tan ben düzeldim de rahatım.

Alaycı bir tavırla Vedat:

– Tabi canım, kesin düzelmişsindir. Bakalım doktor ne diyecek.

İçeri girdiklerinde çevreyi incelemeye başladı Songül. Sanki hastalar hep aynı kişilerdi. Kırk dakika sonra sıra Songül'e gelmişti. Doktorun odasına girdi ve masanın yanındaki sandalyeye oturdu, meraklı gözlerle doktoruna bakıyordu.

– Hoş geldin Songül.

– Hoş bulduk Hocam.

Doktor, sağ elinin içi ile Songül'ün omuzuna dokunarak:

– Nasılsın? Bugün seni iyi gördüm.

– Bazen iyiyim, bazen kötü, karışık yani.

– İlaçlarını alıyor musun?

– Alıyorum hocam.

– Bugün aldın mı?

– Yok, bugün almadım, aslında dün de almadım.

Songül bunları söylerken göz bebeklerini sabitlemekte zorlanıyordu.

– Neden?

– Çünkü kâbuslar görmüyorum.

– Bu iyi bir gelişme, uykun nasıl, rahat uyuyabiliyor musun?

– Birkaç gündür uyuyamıyorum.

– Kâbuslar görmemek için o ilaçları kullanmalısın. Günlüğünü getirdin mi?

– Getirmedim.

– Neden?

– Adı üzerinde günlük, sadece bana özel.

– Ama ben senin doktorunum, yardımcı olabilirim.

– O da doğru! O zaman bir dahaki sefere getiririm. Hem evde kimsenin bulamayacağı bir yere sakladım.

– Geçen geldiğinde de aynısını söylemiştin. Üzüyorsun ama beni, benim üzülmemi ister misin?

– Asla, ben sizi çok seviyorum hocam.

– Beni daha fazla üzmemek istiyorsan, bir dahaki geldiğinde günlüğünü getirmelisin. Sana biraz daha hafif ilaçlar yazıyorum. Bunlar bittiğinde günlüğünle birlikte bekliyorum seni.

– Olur. Hocam sizden bir ricam var.

– Nedir?

– Şu hastanenin adını değiştirmek lazım. Ruh ve sinir hastalıkları çok ürkütücü.

– Neyi ürkütüyor seni?

– Her şeyi!

– O zaman şöyle bir anlaşma yapalım. Sen ilaçlarını zamanında al, ben de hastanenin ismini değiştirmek için sağlık bakanlığına yazı yazayım.

– Anlaştık, zamanında içeceğim ilaçlarımı.

– Eşinle mi geldin?

– Evet, dışarıda bekliyor.

Ayağa kalkan Doktor:

– Tamam, sen şimdi çıkabilirsin, eşini buraya çağırır mısın?

– Tamam hocam, hayırlı günleriniz olsun.

Doktorun odasından çıktı, koridorda bekleyen Vedat'ın yanına gitti.

– Doktor seni çağırıyor.

– Niye ki?

– Bilmiyorum, seni de muayene edecek herhalde. Sen de az deli değilsin hani.

– Sus Songül.

Vedat, doktorun odasının kapısını vurduktan sonra içeri girdi.

– Buyurun, beni görmek istemişsiniz hocam.

– Evet. Eşiniz dönemsel olarak değişimler yaşıyor. Şu an pasif paranoid şizofreni evresinde. İlaçlarını yine almamış. Böyle devam ederse tekrar yatırmak zorunda kalacağız. Alın bu reçeteyi ve ilaçlarını aldığından emin olun. İlaçlar bittiğinde tekrar görmem gerekiyor eşinizi.

– Tamam, teşekkür ederim.

Doktorun odasından çıktı Vedat. Elindeki reçeteyi Songül'e uzattı:

– Artık eski ilaçları kullanmayacaksın. Bunları kullanman gerekiyormuş. Hadi gidelim.

– İlaçları giderken alalım o zaman.

– İşten öğlene kadar izin aldım, geç kalırım. Ben seni bizim oradaki eczaneye bırakırım, oradan yürüyerek gidersin eve.

– Olur.

Songül (Kitap Oldu)Where stories live. Discover now