66) Songül, Kızı İle Sorunlar Yaşıyor

521 2 0
                                    

      Songül, ertesi gün Vedat'a mesaj çektikten sonra kızı Mine'yi aradı.

– Alo.

– Buyurun?

– Benim kızım, annen.

– Farklı numara olduğu için tanıyamadım. Evet?

– Aradığım için sevinmedin mi?

– Aylardır neden aramadın peki? Babam evi terk ettiğini söyledi!

– Terk etmek zorunda kaldım, sana söyleyemediğim çok şey var.

– Sürekli aynı şeyi söylüyorsun. Bana söyleyemediğin ne kadar da çok şeyin varmış. Madem söyleyemeyeceksin niye sürekli bu konuyu açıyorsun?

Songül yutkunmaya başladı. O an ne diyeceğini bilemedi. Tüm olanları kızına söylemek istiyordu ama ona inanmayacağından da çok korkuyordu.

– Kızım, her şeyin zamanı var. Bu konuları seninle yüz yüze konuşmak istiyorum ama fırsatımız olmuyor.

– Tamam o halde, ben önümüzdeki hafta sonu İstanbul'a geliyorum. Seninle de konuşalım. Yıllardır sır gibi sakladıklarını anlatırsın.

Songül kızını göreceği için çok mutlu olmuştu.

– Buna çok sevindim, seni sabırsızlıkla bekleyeceğim. Bu yeni numaram, kaydedersin.

– Kaydetmeye gerek yok, aklına gelirsem ararsın.

– Sen bilirsin güzel kızım.

– Kapatıyorum, derse girmem lazım.

Mine'nin bu tavırları Songül'ü yine üzmüştü ama kısa bir süre sonra onu göreceği için de mutluydu.

§§§

Songül, o sabah mutlu uyandı. Yatağından kalktı. Üzerini giydi ve sabah saat 6'da işinin başındaydı. Gün boyunca kızının yüzü gözünün önüne geliyordu. Sosyal medya hesaplarından kızını takip ediyordu ama kızı fazla fotoğraf paylaşımları yapmadığı için nasıl değiştiğini sadece hayal edebiliyordu. Songül'ün işten çıkmasına birkaç saat kalmıştı ki karşısında ayakta durmakta zorlanan Vedat dikiliverdi.

– Vedat, senin ne işin var burada?

– İnsanlar kafeye niye geliyorsa ben de onun için geldim. Aç karnımı doyuracağım.

– Bu saatte içtin mi sen?

– İçtim ya da içmedim, sanane!

– Vedat, lütfen sorun çıkartma!

– Ne sorunu çıkaracağım. Seni uyardığım halde hâlâ aynı boku yemeye devam ediyorsun.

– Ne diyorsun sen ya?

– Ben sana, o lavukla bir daha görüşürsen kötü olur demedim mi?

– Vedat, burası benim ekmek yediğim yer, rezil etme beni.

– Evli olduğun halde erkeklerle sürten sensin ama rezil eden benim öyle mi?

Songül Vedat'a biraz daha yaklaştı. Kısık bir ses tonuyla:

– Bak Vedat; birlikte yaşadığımız dönemde, dışarıda elin orospuları ile yatıp kalktıktan sonra eve geliyordun. Onlardan aldığın hastalıkları bana da bulaştırdın. Senin yüzünden aylarca hastanelerde süründüm. Hatta benim ütülediğim kıyafetlerinle kadınların peşinden koştun.

– Bak bak, dillere bak. Nasıl da uzamış.

– Bu arada o adam benim hiçbir şeyim değil, sadece iş arkadaşımın abisi.

Vedat yavaş yavaş sesini yükseltmeye başladığında içerideki insanlarda konuşulanları duyuyordu.

– Demek hiçbir şeyin değil, niye o zaman ikinizi sürekli yan yana görüyorum.

– Vedat bunu akşam iş çıkışından sonra konuşalım. Burası gerçekten yeri değil.

– Başlarım senin işine!

Vedat sesini iyice yükselttiğinde, Songül patronu ile göz göze geldi.

– Vedat, bağırmaktan vazgeç, kafenin sahibi bize bakıyor. Ekmeğimden etme beni.

– Bunları erkeklerle kırıştırmadan önce düşünecektin. Farkında mısın bilmiyorum ama sen hâlâ benim karımsın.

Kafe sahibi garsonlara göz işareti ile Vedat'ı çıkartmalarını istedi. İki erkek garson Vedat'ın yanına geldi.

– Gidiyorum zaten, meraklısı değilim bu karının.

Sonra kafeden dışarı çıktı. Kafe sahibi Songül'e kafası ile kasanın arkasındaki kapıyı gösterdi. O kadar insanın içinde rezil olan Songül, başını öne eğerek patronunun peşinden mutfağa girdi. Patronu gerçekten çok sinirlenmişti.

– Songül bak, her insanın sorunları, sıkıntıları olur. Hatta mazisi kirli bile olabilir. Kocanın buraya gelerek herkesin içinde küfür etmesi hiç iyi olmadı.

– Gerçekten çok özür dilerim. Burayı ondan sürekli saklıyordum ama bir şekilde öğrenmiş demek ki. Boşanma davası açtığım için bunları yapıyor.

– O konulara ben karışmam. Aynı durum bir daha yaşanırsa yollarımızı ayırmak zorunda kalırız. Mesainin bitmesine çok az kaldı zaten. Sen şimdi evine git. Bu konuyu tekrar konuşacağız.

Songül, üzerini değiştirdi ve kafeden çıktı. Çevresini kolaçan ederek eve geldi. Kızına mesaj yazacağı sırada, kızından gelen mesajı gördü. "Sen orada erkeklerle mi geziyorsun?" Mesajı okuduktan hemen sonra Mine'yi aradı ama telefon açılmadı. Tekrar mesaj geldi. "Sesini duymak istemiyorum, soruma cevap ver!"

Songül (Kitap Oldu)Where stories live. Discover now