32. Bölüm - Ona koşmaktan korkuyorum

1K 141 135
                                    

**Aslında bu şarkı öyle çok bölümle alakalı değil ama bu video beni ilk izlediğimde çok etkilemişti, sizin de izlemenizi istiyorum. Zaten bu PJBELIFESTUDIO adlı kanalın yaptığı 3 bölümlük bir minific ve diğer bölümlerini de mutlaka izleyin derim. Yanlış hatırlamıyorsam Türkçe çevirisi de vardı. Ficin adı da Special time of #hunhanreturn

İyi okumalar ^^

****

"Dökül bakalım, Luhan." Jongin hiç beklemediğim bir ciddilikte sorduğunda gözlerimi büyüttüm.

Ağh, bu arada ben işe döndükten kısa bir süre sonra Jongin de burada müdür olarak işe başlamıştı. Magazinden anladığını söyleyemezdim ama pazarlama, satış, yönetim gibi konular onun uzmanlık alanıydı.

Jongin'in burada işe başlaması da son bir buçuk aydır hayatımda olan tek iyi şeydi çünkü onun arkadaşlığı rahatlatıyordu. Diğer insanlar gibi 'neden artık neşeli değilsin, senin neyin var, iyi misin' gibi sorularla bunaltmıyordu. Sadece benim anlatmayı seçeceğim zamanı bekliyordu. Ama bilmiyordu ki benim için o zaman asla gelmeyecekti. Oh Sehun benim içimdeki en büyük aşkım, en büyük yaram ve en büyük acım olarak sadece benimle kalacaktı.

"N-Neyi?" Ben o anda neden ağladığımı sorgulayacağını düşünürken o beklediğimden çok daha farklı bir soru yöneltmişti.

"Oh Sehun'un fotoğrafı gerçekti. O gerçekten eşcinsel ve öpüştüğü kişi de sendin, değil mi?" Jongin'in hiç beklemediğim sorusu karşısında ıslak gözlerim kocaman olurken kalbim bu sefer gerginlikten hızlı atmaya başlamıştı. Bunu nereden nasıl öğrenmişti bilmiyordum ama asla bilmemesi gereken bir şey olduğundan inkar edecektim. "Ya da şöyle mi demeliyim... Seninle kasabadayken karşılaştığımızda yanındaki sevgilin olan adam Oh Sehun'du, değil mi?"

"N-Ne? Bu... B-Bu saçmalık da nereden çıktı?"

"Saçmalık olmadığını ikimiz de biliyoruz, Luhan. O kişi Oh Sehun'du. Bundan artık eminim."

"Jongin, sen ne dediğinin farkında mısın? Ne Oh Sehun'u, Tanrı aşkına! Daha önce onunla değil tanışmak karşılaşmadım bile." Ağladığım için boğuklaşan sesimi biraz kontrol altına alabilsem de akan burnumu hala arada çekmek zorunda kalıyordum. Ayrıca gözlerim ve burnum da kıpkırmızıydı.

"Yapma, Luhan. Buna inanmamı bekleme! Özellikle de az önce Oh Sehun'un şarkısını dinlerken ağladığını görmüşken..." Jongin tek kaşını kaldırarak kendinden emin bir halde söylediğinde panik hissim en üst düzeye çıkmıştı. Bunu nasıl öğrenmişti hiçbir fikrim yoktu. Öğrenmesi neredeyse imkansızdı çünkü sadece ben, Sehun ve büyükannem arasında olan bir şeydi. Başka kimseye yakalanmamış, kimsenin Sehun'un kimliğini öğrenmesine izin vermemiştim. Ondan hiç bahsetmemiş, ola ki kekelersem diye birilerinin yanında adını dahi ağzıma almamıştım. Şimdi ise eski arkadaşım karşıma geçmiş, Sehun ile sevgili olduğumu bildiğini söylüyordu. "O gün erkek arkadaşını gördüğümde bana dik dik bakan gözleri fazla tanıdık gelmişti. Ayrıca yüzünü maskeyle kapatarak gezmesi ve senin mesleğini söylemememi istemen de fazlasıyla çelişkiliydi. O gün akşam eve gittiğimdeyse tesadüfen Oh Sehun'un dizisine denk geldim. Ve bana bakan o sert, kıskanç bakışları anında tanıdım, Luhan. Unutmam mümkün de değildi zaten çünkü eğer bakışlarla öldürülebilseydim o anda, oracıkta beni öldürmüştü."

"J-Jongin..." Yakalanmış olmaktan dolayı sesim neredeyse duyulmayacak kadar az çıkıyordu. Tanrım! Ben şimdi ne yapacaktım? O kendinden bu kadar eminken nasıl bu işten Sehun'a zarar vermeden kurtulabilirdim?

"Tabii bir de senin tavırların vardı. Luhan, ne kadar farkındasın bilmiyorum ama işe başladığından beri çok tuhafsın. Bunca zaman sebebini sormadım çünkü sendeki garipliğin sevgilinden kaynaklı olduğunu biliyordum. Onun Oh Sehun olduğunu da biliyordum ama daha fazla kanıta ihtiyacım vardı. Sonra sen iyice tuhaflaşmaya başladın. Bir yerde Oh Sehun ile ilgili, haber, yazı, resim, herhangi bir şey görünce donup kalıyordun. Adını herhangi birinden duyduğun anda tüm odağını oraya verdiğini anlamak hiç de zor değildi, inan bana. Ayrıca Oh Sehun da paylaşımları, tavırları ve garipliğiyle son derece senin gibiydi. İkiniz de aslında belli ediyordunuz her şeyi. O fotoğraftaki sendin, Luhan. O fotoğraf gerçekti ve sizdiniz."

SASAENG'S NEWSHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin