3. Bölüm - Bebeğim, uyan kahvaltını getirdim

2.8K 258 94
                                    

**Şarkının da bir anlamı yok, sadece Baekhyun'a aşık olduğum için dinliyordum siz de dinleyin istedim jkdbvf çohoş bu çocuk da sesi de :( **

****

"Kısacası uzun zamandır projesiz, boş kalmadığım için biraz dinlenmek istedim." Sehun masada buraya niye geldiğini anlatırken ben de yemeğimi iştahla yemekle meşguldüm. Tabii bir yandan da kulağım belli etmesem de ondaydı çünkü anlattığı şeyler hakkında bilgim olsun istiyordum. Hem iş gereği hem de merak vardı, bilirsiniz. "Yer almamı istedikleri projeler asla bitmiyor. Ülkede tanınan ve aranılan bir yüz olduğum için senaristlerin hemen hemen hepsi beni kapabilmek adına yarış halinde." Tekrar devam ettiğinde kullandığı cümleleri özellikle bana bakarak söylediğinden göz devirmemek için zor durmuştum. Ne yapıyordu anlamamıştım ama acaba onun, bana kendini kanıtlama falan gibi amaçları mı vardı?

"Seninle, ekranda her gördüğümde gurur duyuyorum, Sehun. Cidden bu sektörde en iyisisin." Büyükannemin övgü dolu cümlelerinden sonra ona hoşnut bir tebessüm sunup bana dönmüştü.

"Luhan'dı, değil mi?" Ağzımdan çatalı çekip onu başımla onayladığımda sırıtarak ekledi. "Muhabbetin biraz dışında gibisin de... Dinliyor musun?" Adeta büyükannemin onu övdüğünü sözleri duyduğumdan emin olmak adına yapmacık bir gülümsemeyle söylediğinde aynı sahte gülümsemeyle cevapladım.

"Maalesef ki kulaklarım delik, Oh Sehun. Yani ismin buydu, değil mi?"

"Sehun. Sadece Sehun diyebilirsin. Kraliyet ailesinden değilim ne de olsa, ekstra bir muameleye ihtiyacım yok."

"Öyle mi dersin? Buradan bakınca istediğin muamelenin tarzı çok belli olmuyor da." Birbirimize yüzümüzdeki saçma bir gülümsemeyle arka arkaya laf sokarken her an onunla iyi anlaşma işini gözden geçirebilirdim. Çünkü şu ana bakınca pek anlaşacak gibi değildik. Hani ilk görüşteki karşınızdakinden bir negatif ya da pozitif elektrik alırdınız ya... İşte bizimki negatif tarafında gibiydi. Aslında tam olarak negatif değildi de çok oldukça terstik diyebilirdim.

Sehun soktuğum lafın üzerine bana hiçbir şey bilmiyorsun dercesine bir bakış attığında benim yüzümdeki gülümse hala sabitti. Ta ki bana kaçmak istediğim o soruyu yöneltene kadar.

"Ee, Luhan biraz da sen anlat. Mesela sen neden uzun süreli buradasın? Çin'den neden geldin ya da ne işle meşgulsün ki sana izin verdiler?" Büyükannem soruların ardından yüzüme emin misin diyerek baktığında kararım kesin olduğu için bunun üzerinde durmayıp Sehun'a odaklandım.

"Çin'den 1 yıl önce gelme sebebim biraz ailevi meseleler ile alakalı ve iş konusunda da kesin bir şey söyleyemem. Kalıcı bir işim yok olarak düşünebilirsin."

"Seni daha önce burada hiç görmedim. Muhtemelen şehirde yaşıyorsun ve şimdi ise buradasın. Merakımı hoş gör ama neden?" Sehun sanki benim açığımı arar gibi sorusunu yinelediğinde dudağımı ısırarak büyükanneme baktım. Çünkü bu sorunun cevabını o da merak ediyordu. Hatta Sehun'dan çok daha fazla olarak.

"Pekala, büyükannem de bunun cevabını sen kadar öğrenmek istiyordu zaten. O zaman söyleyeyim... Evden atıldım." Son cümle ağzımdan çıkar çıkmaz dudaklarımı birbirine bastırarak büyükannemin tepkisine baktığımda onun kaşlarının anında çatıldığını görmüştüm.

"Ne demek evden atıldım, Luhan?"

"Ne dediğim belli, büyükanne. Kirayı ödeyemediğim için evden atıldım işte. Aslında buna teknik olarak evi terk ettim de diyebiliriz. Yani, eğer ev bir kız ya da erkek -benim için çok fark etmez- kimliğine bürünerek sevgilim olsaydı muhtemelen bunun adı terk etmek olurdu." Ben ne dediğimi bilmez bir şekilde saçmalarken Sehun'un da cinsiyetin önemsiz olduğunu vurguladığım anda daha farklı bir hava kazandığını görmüştüm. Bir anda bakışları daha dikkatli bir hale gelmiş ve dahası önceki alaylı bakışı da yok olmuş gibiydi.

SASAENG'S NEWSHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin