BÖLÜM 10 / ''Deniz gibi.''

388 9 40
                                    


Merhabalar!

Geldik 10. bölüme umarım seversiniz. ♥️

***

İstikamet gün gidişatı sınırsız önemdi. Olağan ilerleyişle bulunmaktaydı. Doğarken başlamakla devam etmek için kimseleri beklemiyordu. Hiçbir şeyi umursadığı yoktu. Kimisi için güya aydındı. Teke düşürülerek görünür doğmaktaydı.

Uzun vakittir sıklıkla rastlanmayan bir hâldeydi. Özellikle tek başınayken yanı başında olan bilgisayarının kelimelerinin sırdaşı yine onunlaydı. Yürekli ruhunca ellerinden hissiyatla buluşturduğu kelimeler oyunbozandı. Kalp parmaklarıyla beyaz ekranı utandırıp karartması bütünün hecesine yoldaştı. Hürriyet akışına uçmaktı. Bazen de korklığı kökünden kesmeden sebepsizce ürkmek. Zihnindekiler eşliğinde iteklendiği yalnızlıkla sürükleyip saracak çokça mevcudiyetti. Nefes alamaz olursa da gelecek sevdiğine sığınırdı. İçeriden içeriye bunalırken ondan da yoksunsa döneceğini bilirdi. Donanımı çoğaltarak yaklaşımını bekleyendi. Beklendiği ölçütte umardı. Harfleri birleştirerek ifade etmekte zorlanınca tuhaftı. Şimdi anormal görünümü kaçaktı. Saklanmış gölgede elleri arasına konan kitap bulunurdu.

Sürekli biçimde yerine getirmezdi. Her ne kadar yazdığı için yapması gerekenlerden olsa da içinden geleni seçerdi. Elbette sözcüklerinin: ''Nasıl iyi ve doğru yazılır?'' sorusunun ispatlı yanıtının ellerinin arasında bulabilmek, kendiliğinden yanıtını bulmuşken araştırmak harikaydı. Okuduğu kitabın talebesiydi sayılırdı. Lakin yazarken ona yardımcı olanak ruhunun gelgitli, eğri olabilen düzlük kıvrımlarıydı. Önüne gelen kitabı okumaya değer bulamazdı. Katkıyla faydasını sağlarken mühim ruhlu duygusuna hitap etmeyi başarırken onu kendisine çekmeliydi. Şu an elindeki kitabın bir sayfasını daha bitirdiğinde derin bir iç çekmişti. Sakince kaldığı yerin ucunu katlarken bir hikâyeyi bitiriyordu. Benlik yolculuğunu sürdürmeye kalkışacaktı. Tıpatıp içindeki suskunluğu doldurarak kaplayan hislerden çıktığını bilirdi. Kitaptaki o malum sayfa katlandığı zaman çıkan izden hoşnut olmasa da artık alışmıştı. Önceden olsa en ufak yanlışında deliye döneceği detayları kimi zaman bir kenara fırlatıyordu. Neredeyse umursamıyordu.

Masaya bıraktığında üzerinde duran bardağına çarpmıştı. Tekrardan aksi çıkışlarda bulunup densizleşmeden dingindi. İçerisinde uzun süre bekletilmekten buz gibi olan sıcak içeceğin kayıp gidişini seyretmişti. Bazı patlak verenlerin küçük çaplı göz doldurmaları mevcuttu. İnsan biraz panik olur ya da sinirlenirdi. Güneş'te eksik tepkiyle yoksundu. Ara süreçlerde hissizleşen ama yaşıyor gibi görünen birisine dönüyordu. Korkunç gözükmemiş dehşetti. Hepsinden asıl korkutandı. Belki de canı acıyordu. Altındaki sığınağa kıvrılmış nedenlerinden bihaberdi. Hangilerinin dile getireleceği netleşmemeşti. Bulanık yanında bariz iken sızlıyordu. Yakışıksız ölçüde yüreğini yakan yaraları başkaldırırdı. Hoşnutsuz kör edilmişlikten kavgalılardı. Görülebilir durumdayken körlük eziciydi. Bari şu somut akışları yok saymamalıydı. Önündeki içeceğin süzülerek damlamasına döndürülmüştü. Ardından üstünkörü şekilde elindeki bezle silmişti. Kalbinde aynısından temizlemek istediği fışkırmıştı. İçeceğin basit dökülmesine özenirdi. Pislik sayılmış doğal rahatlığa gıpta edebilecek sıklıktaydı.

Tekrar kalktığı yere oturduğunda kendine bakarken yüzünde saçma bir gülümseyiş beliriyordu. Sanki kendisiyle maytap geçer türdendi. Üzerinden henüz çıkmamış pijamasıyla dağınık saçları onunlaydı. Uzaktan gözle bakılırsa hemen kendini toplamalıydı. Oysa kâle almamaktaydı. Vücüduna doğru dizlerine katlarken oturduğu köşeye daha da kıvrılmıştı. Kimsenin ondan beklememesini ister durumdaydı. Dilediğince gerçekleşecekse kendisi de hiçbir beklentiye koyulmazdı. Güneş'in düşünür pozisyonuydu. Dalıp giderken zihnindeki düşünceleriyle birlikte minikti. Giderek küçülen ruhunu umarsızca parçalıyorlardı. Yarın büyük gün müydü? Mezuniyet, sahiden öyle miydi? Öyleyse kimi yarım kalmışlıkların getirdiği acılar... Hani ne olacaklardı? Olabilecek sevinçlerini boğazına dizerlerdi. Hiç de keyif aldırmazken nasıl da cayır cayır ateşiyle can yakarak heves kırmaya koyulurlardı?

ONSRAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin