BÖLÜM 7 / ''Acı, aşk verebilir mi ki?''

227 14 11
                                    


Merhabalar!

Geldik 7. bölüme umarım seversiniz. ♥️

***

Birbirine dayalı alınlarını ayrılırken gözlerinin buluşmasına değinmişlerdi. Kısaltılmış bakışmaları katıksızdı. Madde içermeksizin kısalığından uzun yakınlıktı. Güneş, Rüzgar'ın aldığı ellerini de ayırırken başka bir yük taşıyordu. Oldukça ıslanmıştı. Aciz kuvveti yetse ardındaki nemi getirebileceği yüzünü silmek isterken nazikçe müsaade edilmiyordu. Seneler sonrasında ilkten ıslaklığı şöyle canı gönülden siliniyordu. Ağlamayı güzelleştirirdi. Vazifesi nefesiyle dokunurken yaşam veriyordu. Elleri duygu yolculuğundan okşanarak alınmış yaşlarını silerken: ''Ağlama, yeter.'' demeye koyulmuştu. Tek cümlesinde duygu hisleri parçalanıyordu. 

Şuncacık küçüklüğü kıymete göçendi. Ömründe ilkten bir insanın gözyaşlarını silebilecek içtenliğe erişmişti. Kimse onun yaşlarını silmese de o tüm dünyanın ağlayanlarını avutuyordu. Yarası fark etmeksizin mendil oluyordu. Iraktan seyrettiğine yakındı. Hayaline cüret etmeyeceği derinlik Rüzgar'a uğramıştı. Hem de Güneş'ten geldiğinde anlamlanıyordu. Karşı tarafta iştirak ederken farksız değildi. Iraktan izleyemediğinin manidar yakınlığına erişmişti. Ömrünün başından itibaren tanışır samimiyeti yumuşacıktı. Tertemiz sevdalar haricinde bu hissiyatı uyandıran hakiki dostluklardı. Aşkın içerisinde bahsedilen dostlukta yaşatılırdı. Çekmediği aşkın özlemi tatmışken ürkmesi korkusuz kahramana dönüşürdü. 

Habersizce özlemiyle kavrulduğu maviye kavuşmuş sarartıydı. Kıvam karıştıkça dönüşecekler hevesi heyecanlı vakite bağlıydı. İdeal tutku heyecansız dozajı diriltiyordu. İkiliye yeni göz mercekleri takılmıştı. Salt biçimde çifte özgüydü. Tümünü kendilerine dahi tasvir edemeyecek başkalıkta görebilirdi. Hoşluğu kişisindeki sırrıyla taşlanırdı. Akıtılacak gözyaşları hayatı göreviyle günahsız yere bedeldi. Ağlamanın yetersizlikle bütünlüğünü mammalı gidişat belirleyecekti. Güneş'in yorgunluğu her hâlinden belliydi. Bitkinliğini hadsizlik etmeden hoş durmalıydı. Yine gözyaşları tatlıca çekici uyku alımlarını çağırıyordu. Yoğunluk arasında şaşar değildi. Hakikaten neşeye ulaşırsa ancak sahiden, şu defasında mutluluktan uyuyamazdı. Sınırsız ömürlerin yaşanmışlığında eşsiz sebebiyet olurdu. Nadide dinçlik kazandıran uykusuzluk... Hem duygusuyla uykuya yatmak hem de benzersizliğiyle uykusuzluğu deneyimlemek isterdi. 

Süreleri dolu his kadardı. İstifa etmek kovulmadan geldiğinden incitmezdi. Artık oradan gitmelerine dair işaret edendi. Rüzgar'dı, öncesinden başını gökyüzüne çevirmişti. Sema rapor dilekçesi çıktısıyla oradaydı. Gökyüzü ürperticilik eşliğinde kapkaraydı. Ayın beyazlığı inatçıydı. Parıldama azmiyle inanılmaz gür vaziyette istikrarla gayretliydi. Eşik kapılarında yoluyla ötelerindeki küçücük sığınaklarının ihtişamlı caddeleri kıskandıracak derecedeki güzelliği edinmiş noktaydı. Ama çeşitli gizlerinden dolayı herkesin göremediği bir kalbe yılların ardından ilk kez aşk değmişti. Yüreğin kıskanmayı geç gıpta ettirerek örneklendirme hedefi yoktu. Gayesi kendinleydi. Esrarengiz yürek ruhu başka altın kalbe ilk defa netlikle olmasa da bizzat onay vermişti. Olabildiğince güzide duygularını kabullenmişti. Söylendiğince içten sevginin hazzı ayılıyordu. Veren arzusuyla canı gönülden icra ediyordu: Acısa da çiçeklerini açıyordu. Bazı doğumların kanaması bütün pisliği alıp götürmeliydi.

Adımını atmak için eşiğe geldiğinde ellerinden dirseğine doğru dolanan bir el hissetmişti. Gözlerini nasıl kapattığını .özüme uğratmadan yaşamaktaydı. Bilinç hafızasını yitirmiş gibiydi. Kaybederken benliğine geri oturmuştu. Oysa abartısızca bir anlık göz yummaktan ibaretti. Bir çiçeğin incecik yeşilliği onarıcı yapraklarıyla ruhunu sararcasına yanındaydı. Ya sarmaşıkları arasında hareket edecek sevebilmek uğrunda ya da incinip yara almamasıyla kılı kıpırdamayacaktı. Naif akışı yapabilmeyi zamanla öğreterek hissettirecekti. Hissettiğinde her şey kıymetini yitirmeden daha da basitleşecekti. Doğallıkla yalındı. Olağan türev geliştirerek tamamıyla akışta gerçeğe dönüşecekti. Meydana getirdiği eylemle başını narince omzuna yaslanmayı es geçmemişti. Hislerinin birbirine yaslarken dayanak aceleci değildi. Kendisinin de gözleri kapanacak tavırda huzurla yumulmaya hazırdı. Ona yaklaşıp yeniden ondan kaçaktı. Rüzgar'a sezdirmeden kapadığı gözleriyle yamacındaydı. Boynuna sıkıca sarılıp tamamen sığınmayı isteyebileceği ifadesine bakınmıştı.

ONSRAWhere stories live. Discover now