37. BÖLÜM: YANLIŞ ZAMAN

729 65 4
                                    

O gece bir daha odadan çıkmamıştık. Dakikalarca süren sessizliğin ardından beynimdeki cevaplarından ölesiye korktuğum soruları geri planda bırakmış uyumayı başarmıştım. Sabahın ilk ışıkları ile gözlerim aralandığında ise onu görememiştim. Yanımdaki boşluk her ne kadar sıcak olsa da yalnız uyanmanın tipisinden kurtulamamıştım. Dün gece olan herşey bir bir zihnimde oynanmıştı. Yoğunlaştığım şey merdivenlerden düşmem değildi. Gördüğüm rüya, kabustu.

Beynimde dönen entrikalardan daralan nefesim ile derin bir iç çekerek yatakta doğruldum. Üzerimde kırışan elbise aşırı terletmiş ve rahatsız edici bir hal almıştı. Yüzümü buruşturarak yataktan kalktım. Gardrobun içine yerleştirilen valizimi açıp içinden içi yünlü, sarı, kapüşonlu bir sweat ve siyah bir tayt çıkardım. Üzerimdekileri iç çamaşırlarımla kalana kadar çıkarıp banyoya doğru ilerledim. Kapıyı açıp içeri girdiğimde içerideki boğuk havadan onunda çıkmadan önce duş aldığını anladım.

Garip hissettim. Tarifsizdi içimde uyanan duygular. Sanki tatilde, aynı odada kalmak zorunda kalmamıştık. Sanki sonsuza dek aynı odayı, aynı yatağı paylaşmaktaydık. Ya da öyle olmasını diledim.

İç çamaşırlarımdan da kurtulup kısa bir duş aldıktan sonra giyindim. Islak saçlarım için kurutma makinası ararken odadan gelen sesleri işittim. Ardından banyonun kapısı tıklatıldı.

"Iraz? Kahvaltı hazırlamışlar. İşin bittiğinde aşağı in." Kapının ardından gelen ses Eymen'e aitti. Nasıl olduğumu merak ettiğini sesindeki tonlamadan anlamıştım. Bu yüzden ıslak saçlarımı gevşek bir topuz yapıp kapıyı açtım.

Aramızda bir adımdan az bir mesafe vardı. Gözleri ile beni baştan aşağı süzdü ve yeniden saçlarıma döndü.

"Şey, saç kurutma makinasını bulamadım." Diye mırıldandığımda gözlerime baktı. Buğulu bakışlarım nasıl olduğumun merakını silerken yerini sıkıntılı bir ifadeye bırakmıştı. Tatildeyken böyle olmam onun da hoşuna gitmemişti.

"Bir de ben bakayım," deyip banyoya girdi. Peşinden girdiğimde onun gelişiyle es geçtiğim dolaptan kurutma makinasını çıkardığını gördüm. Dudaklarımı birbirine bastırarak ona baktığımda sırıtışı göğsümdeki ağrıyı azaltmıştı.

"Teşekkür ederim," diyerek kurutma makinasına uzandığımda bir kaç santim geriye çekti. Kaşlarım havalanırken bana yaklaşıp kolunu belime doladı. Buhar dolu banyodan yarım yamalak çektiğim oksijende tıkanırken göğüs kafesime çarpan kalbimi hissetmemeye çalışmak mümkün değildi. Başını yüzüme doğru eğip, yeterince sıcak basmamış gibi nefesini yüzüme üfleyerek konuştu. "Sana yardım etmek istiyorum."

Cevap vermeden gözlerine baktım. Berrak mavilerini koyulaştıran tutku beni dünyanın en güzel kadını gibi hissettiriyordu. Hoşuma gidiyordu. Belimdeki koluyla bedenimi aynanın önüne çekip ona sırtımı döndürdü. Açılmak üzere olan topuzu bozup saçlarımın belime inmesine sebep olurken nazikçe parmaklarını aralarından geçirdi. Tarağı alıp imkan veremediğim bir yumuşaklıkla saçlarımda oluşan düğümleri açtığı sırada belli bir tarafındaki buğusunu sildiğim aynadan onu izliyordum. Kaşlarını hafif çatmış işine odaklanmıştı. Bu şekilde o kadar yakışıklıydı ki.

Saçlarımı tarama işi bittiğinde saç kurutma makinasını aynanın üzerindeki fişe taktı. Makinayı açıp saçlarıma tutarken bir yandanda eliyle tutamları karıştırıyor, dipleri ustaca kurutuyordu. Ah, biraz önceki bunun yanında neydi ki. Çekicilikte kendine ait bir boyut yaratmış gibiydi. Kurutma makinasını kapattığında gülümseyerek ona döndüm. Yüzüme bakıp benimkinden daha güzel bir gülümseme dudaklarında yer edinirken kendimi tutmadım. Biliyordum, bu gün buna ihtiyacım vardı. Kollarımı boynuna dolayıp dudaklarına eğildiğimde bunu bekliyormuş gibi beni kendine çekti. Güçlü bedenini hisseden zayıf bedenim, dudaklarının yumuşaklığı ile birleştiğinde içimdeki kıvılcımların güçlü bir yangına dönüşmesi kaçınılmaz olmuştu. Ellerini kalçama indirip beni lavaboya oturttuğunda elim tişörtünün eteğini avuçlamıştı. Bir kaç milim geriye çekilip elini elimin üzerine koyarak tişörtünü çıkardığında belki sonra utanacağım bir ses çıkardım. Kasları hayal ettiğimden daha çekiciydi. Hey! Ben onun kaslarını cidden hayal etmiş miydim?!

Bu düşünceleri geriye iten şey dudaklarıma hırsla yapışan dudakları olmuştu. Bacaklarımı beline dolarken elini sweatimin içinde çıplak tenimde hissettim. Ben onun dokunuşuyla, o da benim kaslarını avuçlayan elimle ürperirken odanın açılan kapısını duymamıştık bile. Eymen'in öpücükleri boynuma indiği sırada çalan kapı ile kapanan gözlerim ardına kadar açılmıştı. Eymen geri çekilmemişti ancak durmuştu. Ve kapının ardından Tuna'nın sesi duyulduğunda adeta öfkesini hissettim. Geri eçkilip kapıya doğru ilerlerken kendime gelip lavabonun üzerinden indim. Üzerimi ve Eymen'in bir kaç dakika önce özenle taradığı ama şimdi eskisinden daha karışık olan saçlarımı düzeltirken Eymen kapıyı benim görünmeyeceğim şekilde açtı. Tuna, Eymen'in öfkesini fark etmiş olacak ki, "Yanlış zamanda geldim galiba?" dedi ince bir korkunun sızdığı sesiyle.

"O zamanı götüne sokacağım senin!" Eymen'in kükremesini boğuşma, Tuna'nın dayak yeme, sesleri aldı. Sesler kesilene dek odadan çıkmamanın doğru olduğuna karar verip saçlarımı düzeltmeye devam ettim.

💫💫💫💫💫💫

DENİZ KABUĞU ~ Zehra Sağır

05.09.2018

DENİZ KABUĞU Where stories live. Discover now