30. BÖLÜM: BAŞLANGIÇ

799 68 7
                                    

Ağlayarak uyuya kaldığım koltukta aldığım rahatsız pozisyondan beni kurtaran, öğleye doğru Eylül'den gelen aramaydı.
Çatlak sesimi duyduğunda diğer uçta kaşlarının çatıldığını görmeme gerek yoktu.

"Neden gelmedin bu gün?" diye sordu şüpheyle.

Elisya gittikten sonra kendimde okula gidecek mecali bulamamıştım. Koltuğa yığılıp kalmayı seçmiştim.

"Kendimi pek iyi hissetmiyorum." dedim aynı sesle.

"Geçmiş olsun. Okuldan sonra gelmemi ister misin?"

"Hayır, gerek yok. İyi olacağım." Diyerek geçiştirdim.

"Bana anlatman gereken birşeyler var sanki. Konu başlığı Eymen'le aranda neler olduğu gibi hissediyorum." derken aslında konuya hakim olduğunu biliyordum.

"Sonra anlatacağım. Şu an cidden iyi hissetmiyorum kendimi."

"Peki öyleyse. Sonra görüşürüz."

Arama sonlandığında kendimi heri koltuğa bıraktım. Ne düşünmem gerektiğni bilmiyordum. Ya da düşünmeye nereden başlayacağımı. Bu yüzden oflayarak geri kalktım koltuktan.

Dipleri hala ıslak olan saçlarımı bileğimdeki toka ile gevşek bir topuz yapıp ayağa kalktım. Telefonumu elime aldığımda annemden bir mesaj geldiğini fark ettim. Mesajı açtığımda gülümsemeden edemedim.

Bu akşam evdeyiz. Bizi güzel bir ziyafet beklediğini bilmeyi çok isterim. Seni özledim.

11.39

Mesajı okur okumaz ayaklandım.Koşar adım mutfağa gidip yarım bıraktığım keke devam ettim. Annem ve ben en çok havuçlu tarçınlı severdik. Babamda sevmeye mecbur kalırdı.

Havuçları yıkarken kapının çaldığını açtığım müzik arasından zorlukla duydum. Ellerimi kiraz desenli önlüğe silip salona doğru ilerledim.

Bu kadar erken gelmemişlerdi değil mi? Koridora girip kapıyı açtığımdaki karşımdaki manzarayla sendeledim.

Elinde kırmızı bir gül, dudaklarında çarpık bir sırıtış... Gri gözler, dağılmış üzerimde gezdiğinde gülümsemesi daha da genişledi. Ancak yüzümdeki ifadeyi gördüğünde yavaş yavaş soldu.

"İyi misin?" Hayır.

Bu sabah duyduklarımdan sonra onu görmeye hazır değildim ancak, ona ihtiyacım olduğununda farkındaydım. Bu yüzden hafif bir baş işareti ile kapıyı ardına kadar açıp içeri girmesini bekledim.

Tam önümde durduğunda gözlerim omuzlarındaydı. Aşırı geniş ve gözlerinden sonraki en çekici manzaraydı. İç açıcı bir manzaraydı.

Mümkünmüş gibi daha fazla yaklaşıp yanağım doğru eğdi başını. Gülü hafifçe bana itip, sıcak nefesini yanağıma üfleyerek, "Bu senin için." diye fısıldadı.

Tüm bedenim sıcaklığı ile ürperirken gözlerim ağır ağır kapandı. Parmaklarımı gülün dalına sararak gülümsedim.

"Hoşuma gidiyor." diye mırıldandığında gözlerim kırpışarak açıldı.

"Ney?" diye sorduğumda dudakları yanağıma sürtündü.

"Kokun, yüzün, tenin... Bunları hissetmek hoşuma gidiyor." dediğimde gülüşüm derinleşti.

Ne olursa olsun, ondan vazgeçmem mümkün değildi. Onun da beni incitmesi...

"Hoşgeldin." dediğimde yanağıma kısa bir öpücük kondurdu.

DENİZ KABUĞU Where stories live. Discover now