Gerçek Rüyalar..

2.1K 111 29
                                    

-3.Kişinin Gözünden-

Caroline'nin yere düşen cansız bedeni yüzünden herkes şok olmuştu.Elena arkadaşının yanına gittiğinde bağırmaktan ses telleri acımaya başlamıştı. Etrafında olup biteni tamamen unutan Elena bir umut dostunun kalbindeki kazığı çıkartıp yere attı.

Esther Mikael yaşadığı sonun aynısını yaşıyordu.Toprağa dönüşen bedeni bir tümsek oluştururken onu dağıtan bir rüzgar yoktu.

"Carolinee.. Hayır Caroline.. Uyan lütfen,lütfen,lütfen.."

Jeremy kanı çekilmiş bedeni sarsan ablasını uzaklaştırmaya çalıştı.Elena bütün gücüyle ondan ayrılmamak için savaşıyordu.

Hayley uyanan kızının yanına gittiğinde Hope ona sarılmadan direkt diğer cadıların yanına gitti.

"Onu doğru tarafa göndermeliyiz."

Yine o kendinden emin ses tonuyla konuşurken Hayley yerde yatan Reb'in yanına koştu,onu eski haline dönmesini beklerken etrafı tarayıp tehlikeli bir şeyler aradı. 

Esther gitmesine rağmen fırtına hala devam ediyordu. 

Korkudan kalbi hızlıca atarken onu savunmasız bırakacak gözyaşı krizini tutuyordu.

Dışardan sadece Elena'nın ağlama sesi gelirken dışarı çıkma kuvveti bulamadı. Klaus'un iyi olduğunu duyuyordu ama onun yanına gitmeye korkuyordu.

Ve fırtına bir anda durdu. Hope gözlerini açtığında cadı çemberinden uzaklaştı.

"O artık öteki tarafta,Esther'i kendi tarafına mühürlediler. Geri gelmeyecek..."

Fısıltıyla söylediği şeyi annesi ve halası dışında kimse tepki vermiyordu.

Etrafı tedirginlikle kontrol etti. Babasını neye öyle baktığını çok iyi biliyordu. Onun yanına yaklaşırken Elena'nın cümlelerini duyuyordu.

Herkes yavaş yavaş kaçtıkları manzaraya yaklaşmaya başladı.

Klaus asılı kaldığı duvardan düştüğünden beri sevdiği kadının cansız bedenine bakakalmıştı. Olanlara inanamıyordu. 

Orda yatan Caroline miydi ? 

Gözleriyle ölümünü gördüğü halde inanamıyordu. En çok korktuğu olmuştu işte,kendi canavarlığı yüzünden o ölmüştü.. Onu severken ona zarar verdiğini biliyordu sırf bu yüzden kendi kendine defalarca uyarıda bulunmuştu. Dokunduğu her şeye zarar veren Klaus Mikaelson sevdiği kadının ölümüne sebep olmuştu. Onca yıllık ömrü boyunca bu lanet onun peşinden bir hayalet gibi gelmişti.. Ve yine o lanet onun üstüne bir perde gibi örtünmüştü. 

Kızının yanına yaklaşmasını hissediyordu ama kimseyle göz göze gelmek istemiyordu. Gözyaşlarına söz geçiremiyordu. Ayağa sersemce kalktığında en son ne zaman bu kadar güçsüz olduğunu hatırlamaya çalıştı. 

Annesi son bombasını atıp aralarından ayrılmıştı,kendisini sevdiği kadının bedenine bağlarken Klaus'tan en büyük intikamını almayı planlamıştı. İki sevdiği arasında seçim yapmaya zorlayacaktı Esther onu,ya Caroline'in ölmesine göz yumacaktı ya da Hope'un. Ama Caroline,bu seçimi kendi yapıp Hope'u kurtarmıştı. 

Klaus yanan kalbinin acısıyla yavaş adımlar atıyordu. Onu saran kolları kenara atıp Caroline'in bedenini alıp kimsenin görmeyeceği bir yerde yıllarca acısını yaşamak istiyordu.

İyice yaklaştığında kızının titreyen sesini duydu Klaus. 

"Baba,çok üzgünüm.."

Klaus söyleyecek bir şeyler aradı ama kelimeler uçup gitmişti beyninin içinden.. Kafasını sallamakla yetindi.

Kaybedenlerin Umudu..(Klaroline)Where stories live. Discover now