48. AŞIK İLE MAŞUK

3.8K 262 59
                                    


Kendimi çok yalnız hissettiğim, kimsenin beni anlamadığı bir dönemdeyim. Yazmak bana şifa oluyor gibi. O kadar seviyorum ki sizi.. Hep benimle kalın..

AŞIK İLE MAŞUK

Gücenmek; insanın canım dediğine darılması demek değil midir?

Sen beni üzdün, sana kızgınım ama gidemiyorum işte, en yakınımda yine sen varsın işte demek değil midir?

Nazımızın geçtiği insanlara güceniriz. Bizi kaldırabilecek, yokluğu deprem yaratacak insanlara güceniriz. Bu bir şekilde sen benim en yakınımsın demektir aslında. Çünkü insan değer vermediği birisine gücenmez, yoluna bakar. Yakını ise en derinden sarsar onu da bırakıp gidemez. Gitse, kalbi kalır çünkü.

Emir'e gücenmiş oluşum da onun bana en yakın olan olduğunu gösterirdi. Norma şartlarda kafasına esip giden kız olan ben ondan vazgeçemiyordum.

Ne güzel şeydi vazgeçememek, sevgiyi yüceltiyordu. Aşkı güzelleştiriyordu.

Issız, böceklerin sesinin hakim olduğu hafif soğuk gecede nemli çimenlerin üzerine uzanmıştık. Tuhaftı ama özgür hissediyordum. Gökyüzü benim gibi.

"Yıldızları mı dikizliyorsun sen?" diye sordu Emir ciddiyetle. Kafayı yemiş gibi yıldızları kıskanıyordu. Bu benim girdiğim krizlerden daha garip bir durumdu.

"Sen deli misin?" diye sordum gülmekle karışık. "Yıldızları kıskandığının farkında mısın?"

"Konuşmandan ve sesinin o güzel tonundan onları ne kadar çok sevdiğin anlaşılıyor.." dedi uzatarak konuşurken. "Hiçbir şeyi çok sevme." dedi karşısında biri varmışta tartışıyormuş gibi konuşurken. "Sevgini paylaşmak istemiyorum. Bir kuş, bir çiçek bile olsa çok sevme."

Kalbim heyecanlanmış gibi bir dalgalandı. Ferahlık doldu içime. Avuç içlerimin terlediğini hissettim.

"Emir.." dedim kafamda sorular kurarken.

"Hmm?" dedi yanıma iyice sokulduğunda. Biraz üşümüş gibiydi.

"Sen, daha önce kimseyle.. yani.. bu kadar.." derken "Hayır." diyerek sözümü kesti. "Kimse sen gibi olmadı. Kimse ile oturup konuşmadım bile ben. Sen.. sen eşsizsin bal kızım." derken sayıklıyor gibiydi.

Dudaklarımı düz bir çizgi haline getirip sessizce bekledim. Aklımda şımarık bir çocuğun zihninde dolanan sorular vardı. Kalbim sevgiye, güzel sözlere aç gibi hissediyordum. İlkel duygular kaplamıştı tüm bedenimi.

"Peki.. Peki ben güzel miyim?" diye sorduğumda Emir şaşırmış gibi hafif doğrulup bana baktı. Karanlığa rağmen gülümsediğini görmüştüm. Belki de göz yanılgısıydı emin olamıyordum ama uzun uzun inceledi beni.

"Saçlarına dokuna bilir miyim?" diye sordu sorumu erteleyerek.

"Hı, hı." dedim içtenlikle. Bu kadar anlayışlı ve halden anlar davranması beni cezp ediyordu.

Parmak uçlarını saçlarımın arasına daldırdığında geriye doğru iteleyerek okşadı.

"Sen yaratılan en güzel kızsın." dedi fısıldayarak. "Gördüğüm.." dedi duraksayıp saçlarımı biraz daha geri çekerken. Alnımı tamamen açmıştı. "Göreceğim.. En güzel kızsın." dediğinde içime nefis bir huzur doldu. Tatmin edilmişlik hissi kapladı dört bir yanımı.

Olgundum belki.. belki yaşımın insanı değildim ama zihnimin büyük olduğu kadar kalbim küçüktü. Küçük hevesleri vardı. Sinemaya gitmek, yürüyüş yapmak, bisiklet sürmek gibi nicesi dolanıyordu odacıklarının içinde. Fakat yaşadığımız şartlarda normal insanlar için basit görünen bu şeyler bizim için zordu.

Babasının Kızı (+15) (TAMAMLANDI)Where stories live. Discover now