36. Bölüm "Kan"

69.4K 1.6K 552
                                    

Hani şu pasajlara yorum yapma şeysi var ya. Ben onu baya seviyorum sanırım. Lütfen yapsanıza sürekli. Çok güzel. Ayrıca bu bölüm gerçekten +18 bazında oldu. 

 

“Polisin gelmemesi gerekiyordu.” Dedi Koray şüpheyle kapıya yaklaşırken. “Biraz bağırdın.” Dedim. “Hayır sen ateş açtın. Ama apartmandakilere polis olduğumu söylemiştim. Bu bir tuzak olabilir.”

Şüpheyle kapıya bakarken “Silahımı alacağım. Burada dur.” Dedi, “Sikmişim ulan tuzağını. Bundan daha kötü ne yaşayabilirim ki?” diye aniden kapıyı açınca düştüğüm dehşetle beraber kahkaha attım.

“Keşke ölmeyi dileseymişim.” Diye mırıldandım.

“Sürpriz.” Diye sevinç çığlığı atıp tüfeklerini bize doğrulttular. Koray silahlara aldırmadan atlayacak gibi olunca Serhat saçımdan tutarak beni kendisine yasladı. Saçımdan çekerken çığlık attım ve Ceren hızla kapıyı kapattı. “Bırak lan onu. Seni öldüreceğim ulan!” Koray üzerimize gelince Serhat tüfeğini bana dayadı.

Pişman olmuş bir şekilde Koray’a baktım. Hayatın benim için olan sürprizleri bitmiyordu. 

“Ne o yoksa küçük kız arkadaşını becerdiğim için üzüldün mü?” Bu Koray’ı sinirlendirirdi. Bağırarak küfür mırıldandı. Serhat ondan kaçınmak için ikimizi birden geri çekti. “Bağla şunu.” Dedi tükürür gibi. Kollarını boynuma dolamıştı. Ondan kurtulmaya çalıştım ama diğer eliyle iki bileğimden sıkıca kavramıştı. İtiraf etmek gerekirse son iki ayda güçten düşmüştüm.

“Eğer kıpırdarsan, onu bir de gözlerinin önünde düzerim. Sonra da gözlerinin önünde öldürürüm.” Yutkundum. Korku şuan da elle tutulabilecek kadar güçlüydü.

“Ellerini arkada birleştir Koray. Tıpkı hapishanedeki günlerin gibi.” Koray ani bir hamleyle Ceren’in elindeki tüfeği düşürüp kollarını Serhat’ın bana yaptığı gibi onun boynuna doladı. “O küçük sıçanın kafasını koparmazsan adam değilsin.” Dedim keskin bir sesle. “Beni düşünme. Yap şunu.”

“Eğer denemeye kalkışırsan, Hanzade, bu güzel bayana çok yazık olur. Anlatabiliyorum, değil mi?”

Koray’ın gözleri kararmıştı. Bunu görebiliyordum. Yutkundu ve düşünmeye başladı. Ne yapacağını o da kestiremiyordu. Bir an onun boynunu kıracak sandım ama yapmadı. “Öldür onu!” diye bağırdım. Onu şuanda öldürmesi gerekiyordu. Onları görmek kurallarımı yıkmıştı. Son üç gündür ağlamıyordum ama bu sefer gözlerim dolmuştu.

“Yapamam.” Dedi Koray. 

“Dizlerinin üzerine çöküp ellerini arkanda birleştir, sert oğlan.” Dedi Serhat, sesindeki iğrençlik tınısını birebir duyabiliyordum. Ondan kurtulmaya çalıştım ama istese bir kemiğimi rahatça kırabilirdi.

“Yapmak zorunda değilsin Koray. Benden istediğini aldı. Artık daha fazla zarar veremez.”

“Bunları tekrar yaşamana izin veremem.” Dedi Koray pişman bir şekilde. Yine ağlıyordu. Dudaklarını birbirine bastırarak yavaşça dizlerinin üzerine çöküp ellerini ensesinde birleştirdi. Ceren cebindeki kelepçeyi onun ellerini takarken “Sıra sende küçük hanım.” Dedi Serhat.

Aşk ve NefretHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin