"Tamam seviyorsunuz, çok aşıksınız da yanımızda kendinizi kontrol edin en azından." Jimin'in sesi kulaklarıma dolduğunda Jin'e mühürlediğim bakışlarımı Jimin'e çevirdim.

"Kıskanma." dedim sinir bozucu bir sesle. Omuzlarını silkerek "Benim de kız arkadaşım olacak bir gün." diye mırıldandı. O sırada tuhaf bir şey oldu. Jungkook'un Jimin'in sözlerine karşı kaşlarını çattığını gördüm. Jimin kafasını ona çevirdiğinde hızla bakışlarını Hoseok hyunga çevirmişti. Dudaklarımı birbirine bastırarak ne olduğunu anlamaya çalıştım. Fakat bu yine de garipti. Düşüncelerimin ucu Jungkook'un Jimin'den hoşlanıyor olma ihtimaline çıkıyordu. Kafamı iki yana sallayıp tüm bu düşünceleri rafa kaldırdım. Eğer böyle bir şey varsa Jungkook benimle paylaşırdı zaten.

"Yoongi mesaj atmış." Hoseok hyungun cümlesiyle birlikte hızla doğruldum. Boğazım anında düğümlenirken Jin'e baktım. Çatık kaşlarıyla Hoseok hyunga bakıyordu. Hoseok hyung bunu fark etmiş olacak ki telefonda olan gözlerini kaldırıp Jin ve benim aramda dolaştırdı.

"Buraya geliyormuş."

"Biz gidelim mi yani? Bunu mu söylemek istiyorsun?" Jin konuştuğunda kızıl hyungum sıkıntılı bir nefes bıraktı.

"Hayır. Sizinle konuşmak istiyor."

Kalbim heyecanla çarpmaya başladığında gülümseyerek yanımda oturan Jin'e baktım. Bakışlarımız kesiştiğinde kucağımda duran ellerimi tutup kendi kucağında birleştirdi. Baş parmağıyla ellerimi okşarken belli etmese de onun da mutlu olduğunu biliyordum.

"O zaman biz gidelim. Burası kasvetli bir havaya bürünecek." Jungkook hızlı bir şekilde ayağa kalktığında Jimin de ona ayak uydurdu.

"O gece yaşananlara tekrar seyirci olmak istemiyorum."
Hoseok hyung da ayağa kalktığında kaşlarımı çattım. Hepsi mi gidiyordu yani?

"Ben de markete gidip dolaptaki eksikleri alacağım. Yoongi'de yedek anahtar var zaten."

Jimin Hoseok hyungun az önce getirdiği limonatalardan birini alıp kafasına diktiğinde hepimiz ona inanamıyormuşçasına baktık.
Boş bardağı tepsiye geri koyduğunda kaşlarını kaldırarak "Ne var? Hyungum boşuna mı getirdi onları?" diye söylendi. Gözlerimi devirip başımı Jin'in omzuna yasladım. Düşünebildiğim tek şey Yoongi hyungtu. Odada yalnızca Jin ve ben kaldığımızda rahatsız edici bir sessizlik dört duvara bulaşmıştı. Jin'in belimdeki eli yavaş bir şekilde aşağı yukarı hareket ederken biraz daha rahatladığımı hissettim. Yaklaşık on dakika sonra odanın kapısı açıldı. Kafamı çevirip bakmaya cesaret edemediğim için alt dudağımı dişleyerek bekledim. Daha sonra Yoongi hyung tam karşımıza oturdu. Sessizce yutkunup Jin'den ayrıldım. Bakışlarım halının desenlerinde gidip geliyordu. Jin ise benden farklı olarak Yoongi hyunga bakıyordu. Bunu hissetmiştim.

"Çok mu aşıksınız birbirinize?" Yoongi hyungun mırıltı gibi çıkan sesini duyduğumda hiçbir şekilde sorgulamadan "Evet." dedim. Benimle birlikte Jin de aynı şeyi söylemişti. Bu durum beni mutlu ederken gülümsememi bastıramadım.

"Her şeye rağmen birbirinizin elini tutmaya devam edecek misiniz?" Bu kez daha yüksek bir sesle sordu.
Jin'le aynı anda "Evet." dediğimde suratımdaki aptal gülümseme genişledi.

"Karşınızda kim olursa olsun hep koruyacak mısınız birbirinizi?" Sesinde anlam veremediğim keyifli bir tını vardı. Buna aldırış etmeyerek meydan okuyan bir tavırla kafamı kaldırıp gözlerine baktım.

"Evet." dedim. Jin de aynı anda "Koruyacağım." demişti. Yoongi hyung hiç beklemediğim bir şey yaparak gülümsedi. Bu beni afallatırken Jin bunu bekliyormuş gibi ayağa kalktı. Yoongi hyung da ayaklanırken iki adamın sarılışını şaşkınlıkla izliyordum.

Yoongi hyung ayağa kalkmamı işaret ettiğinde hiç beklemeden kalktım. Bir kolunu bana sarıp ikimizi de aynı anda kucaklarken gözlerim dolmuştu.
"Aptalsınız ama yanınızda olmaktan başka çarem yok."

Yanaklarım gözyaşlarıma ev sahipliği yaptığında burnumu çekerek ona daha sıkı sarıldım.

"Seni özledim hyung. Hem de çok özledim." Sesimin titremesine engel olamıyordum. Fazlasıyla mutlu hissediyordum. Sonunda tamamiyle bir arada olabilecektik.
Yoongi hyung geri çekilip kafama hafifçe vurdu. Buna karşı Jin bir elini Yoongi hyungun az önce vurduğu yere koyup kafamı omzuna yasladı.

"Ona vurmazsan sevinirim Yoongi. Sevgilisi ve ilerideki eşi olarak rica ediyorum."
Jin'in sözleri kalbimi ısıtırken kıkırdadım.

Yoongi hyung yüzünü buruşturarak "Aşkınız midemi bulandırdı şuan." dediğinde tekrar güldüm.

"Takım elbiseni şimdiden hazırla Min Yoongi. Sağdıcım olacaksın."
Jin'in alaylı sesiyle birlikte kafamı kaldırıp yan profiline baktım.

"Seninle evleneceğime nasıl bu kadar emin olabilirsin?" diye sorduğumda suratını yaklaştırıp alnını alnıma vurdu.

Dramatik bir yüz ifadesiyle birlikte "Benimle evlenmek zorundasın. Bana umut verdin!" dediğinde sesli bir şekilde güldüm. O sırada dış kapının kapanma sesini duyduk. Yoongi hyung bizi arkasında bırakıp odanın kapısını araladı.

"Hoseok gel kurtar beni! Bir çiftken fazla mide bulandırıcılar! Bana bundan bahsetmemiştin!"









Herkese merhaba. Umarım beğenirsiniz. Yorumlarınızı bekliyorum. TaeJin'i sevin.💜

INEFFABLE | TaeJinUnde poveștirile trăiesc. Descoperă acum