17/MAHALLE İMAMI

26.9K 1.7K 229
                                    

DÜZENLENDİ✔

*Tesadüfen karşılaşacaksın,tüm geleceğin o olacak!*

********

Yemek sandığımdan daha sessiz geçmişti.Herkes tek tek bizi tebrik etmiş ve yarın akşamı sabırsızlıkla beklediklerini dile getirmişlerdi.Hayır yani hödük herif bana söylemeden günü bile belirlemişti.Tamam bende her şeyin biran önce olup bitmesini istiyordum.

Ne de olsa gerçeklerin daha fazla kapalı kapılar ardında kalmasını istemiyordum.Ama önce benimle konuşabilirdi.Onca yolu beraber gelmiştik hiç yoktan bana anlatabilirdi.Yemek sorunsuz geçmişti.Yusuf'un ikazları üzerine kimse konuyu uzatmamış yarına kadar kapatmıştı.Ama yüz ifadelerinden herkesin memnun olduğunu söyleyebilirdim.Annem hariç.

Eve geleli on dakika kadar olmuştu. Annem içeri girer girmez üzerimi değiştirip salona gelmemi söylemişti. Odama girip üzerimdeki elbiseyi çıkarmış kirli sepetine atmıştım.Elbiseyi Yusuf'un aldığını hatırlayınca da yüzüm kızarmıştı.

Bana elbise almıştı.Bu gerçekten hem çok güzel hissetiriyor hem de kötü hissetiriyordu.Tuhaf bir ikilemdi.İçeride de fazla oyalanamıyacağımı bildiğimden besmele çekerek salona geçtim. Gazam mübarek olsundu.Bakalım bu gece nasıl bitecekti.

Annem ve teyzemi salonda karşılıklı oturmuş düşünceli bir şekilde görmeyi beklemiyordum.Galiba annem olan biteni teyzeme anlatmıştı.Teyzem anlayışlı bir kadındı ama ona böyle bir şeyi anlatmamış olmam anlayışla karşılayacağı anlamına gelmiyordu. Ama bunda benim de bir suçum yoktu sonuç olarak bende bugün öğrenmiştim.Sıkıntıyla teyzemin yanına oturdum.Annemin bakışlarıyla kesiştiğimde gözlerimi kaçırdım ne diyecektim şimdi.

"Seni dinliyoruz kızım.Bugün Yusuf'tan duyduklarımda neyin nesiydi."

Annemin sitem dolu sesi kalbime hançer gibi saplanmıştı.Üzülmüştü hem de çok bu her halinden belliydi ve onu üzdüğüm için bende üzülmüştüm.

"Anne bunu size ben söylemek isterdim ama Yusuf bunun daha doğru olacağını söyledi ben de karşı çıkamadım.Ama yemin ederim ki seni üzmek istemedim."

Benim sözlerim son bulduğunda kimse konuşmamıştı.Teyzem annemden daha ketum çıkmış ağzını dahi açmıyordu.Sonunda annem bu sessizliğe daha fazla razı gelmedi ve konuşarak içime su serpti.Bağırsınlar çağırsınlar ama susmasınlardı.İnsan kendini daha kötü hissediyordu.

"Yavrum senin mutluluğun her şeyden önce gelir ama böyle de olmaz ki,yangından mal kaçırır gibi.Yusuf döneli ne kadar olduda siz tanıştınız evlenmeye karar verdiniz."

Teyzem annemi onaylarcasına araya girince kaldım öyle.Resmen buyrun cenaze namazına modundaydım. Haklıydılar ben şimdi ne diyecektim. Hadi ben attım bir şeyler diyelim, Yusuf  ne olacaktı.Adımın Korel olduğuna emin olduğum kadar Yusuf'unda şuanda ailesine hesap verdiğine emindim.Öyle bir şey söylemeliydim ki hem ben zora düşmeyecektim hem de Yusuf.

"Annem,teyzem.Beni bilmez gibi ne konuşursunuz öyle.Ben hiç harama bakarmıyım.Evet yeni tanıştık ama Yusuf'u benimsedim o da aynı şekilde beni.Benim islami yaşam biçimime ayak uydurmak istediği için evlenmeyi teklif etti.Bende düşünmeden kabul ettim.Nesi yanlış bunun."

Annem bana cevap vermek yerine önünde duran mavi kaplı dosyayı alıp okumaya başlamıştı.Neden böyle sessiz kalıyordu ki konuşsun,bağırsın, kızsın ama susmasın.Annemin konuşmayacağını anlayan teyzem dizime dokunup beni kendine çevirdi.

"Güzelim,biz seni anlıyoruz ama bu böyle olmaz.Çocukken ani kararlar alıp uygulardın o zamanda bizden özür dilerdin.Hatta geçen sefer evi terk edip gitmiştin.Evet kızgındın ama bu sefer ki öyle bir şey değil birden karşımıza çıkıp ben evleniyorum demekte nesi.Tamam senden bir flört süresi beklemiyorum ama böylede olmaz.Bunu böyle öğrenmemiz sencede yanlış değil mi.Annen orada ne diyeceğini bile bilememiştir.Bize bunu mu lâik gördün."

LAVİNİA (ölüm çiçeği) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin