5/YOSUN

28.3K 1.9K 156
                                    

                          

* tâhzen innallâhe meane!

*Üzülme çünkü Allah bizimledir!

"Yine karşılaştık."

Beklemenin sonu yoktur.Bekleyiş uçsuz bucaksızdır.Su gibidir akar ama duyulmaz.Sessizce oturmuş Yusuf beyin ağzından çıkacak kelimeleri bekliyordum.Gözlerimiz kesiştiği an bana ithafen konuşmuştu beni tanıdığını belli etmişti.Ben ise çareyi susmakta bulmuştum,ki Yusuf beyde bu hakkını kullanmıştı.Eminim ki teyzem ile yanlız kaldığımız da ilk sorgulayacağı konu bu olacaktı.

Sessiz geçen araba yolculuğumuz sonunda bitmişti.Arabada kısa bir sohbet geçmişti o da Elif'in gelin olduğunu öğrenmem ile son bulmuştu.Ayrıca resmiyeti sevmedigi için ismi ile hitap etmemi rica etmiş ve sohbetimiz bu kadar ile sınırlı kalmıştı.

Araçtan indiğimizde Hidiv Kasrı'nın güzelliği ile adeta büyülenmiştim.Bu mükemmel yapıyı görür görmez aklıma gelen fikirler ile gözlerim parladı.Bu mükemmel yapıyı kendimin süsleyeceğini düşününce de midemde kelebekler halay çekmeye başladı.

Kolumu sıkan el ile inleyerek geri çekildim.Normal insanlara göre acı eşiğimin çok düşük olması  ağrılarımın şiddetli olmasını sağlıyordu,ki ben bu kurşun yarası ile şuan da ayaktaydım.

Gerçekten de Rabbim güç kuvvet veriyordu.Kurşun yarası demişken aklımı kurcalayan kocamam bir sorunum vardı.İstanbul'un göbeğinde silahlı saldırıya uğramış ayrıca vurulmuştum ama ne hikmetse hiç bir emniyet gücüne rastlamamıştım. Öyle ki hastanede dahi bir polis memuru ile karşılaşmamıştım.Bu olayı beynimde bir üst rafa kaldırarak şuana odaklandım çünkü bitirmem gereken bir günün vardı.

Teyzem beni cimcikledikten sonra hiç bir şey olmamış gibi Yusuf bey ile önden giderek yapıdan içeri girdi. Ben ve Elif ise onları takip ederek merdivenlerden yavaş yavaş çıkmaya başladık.

İçerisi de en az dışı kadar güzel ve bir o kadar tarihdi.Bizden önce giren teyzem ve Yusuf bey birden ortadan kaybolmuştu.Koca yapıda onları aramaya yeltenmiştim ki Elif bu yaralı halimi hissetmiş gibi onları aramama engel oldu.

"Abim ile Afife abla ofise geçtiler. Müdür ile konuşacaklarmış."

Elif'e tamam anlamında kafamı salladıktan sonra çantamda ki tableti çıkararak ona döndüm.

"O zaman biz tura başlayalım ve kalıbı oluşturalım olur mu?"

"Harika olur."

İlk olarak gelin ve damadın oturacağı masaya yönelip orayı inceldik.Aklıma gelen fikirleri hem Elif'e anlatıyor hemde elimde ki tablete not alıyordum.Daha sonra misafirlerin oturacağı bölümlerde ki masalara ve sandalyeleri yöneldik aynı şekilde notlar aldıktan sonra girişteki kolonları fotoğraf alanlarını gezerek bir taslak oluşturdum.

Son olarak Kasrın girişteki merdivenleri hakkında önerilerimi söylemiştim.Elif hepsine bayıldığını söyleyerek beni onayladığında oldukça mutlu olmuştum ne de olsa işimde başarılı olduğumu duymak bana gurur veriyordu.Elif'e telefon geldiği için yanımdan ayrılırken bende fotoğraf çektirilerek alana geri dönüp nasıl bir pano oluşturacağıma karar verdim.

Yorulduğum için arkamdaki sandalyelerden birini çekip üzerine oturdum.Yaklaşık bir saatir ayaktaydım ve oturana kadar da bel boşluğunda ki ağrının farkında değildim.Çantamdan çıkardım ağrı kesiciyi ağzıma atarak su şişemi almak için tekrar çantama yöneldim ama sağolsun teyzemin acelesi yüzünden su şişesini almadan evden çıkdığımı fark ettim.Ağzımda ilaç ile etrafıma bakınırken öylece yutmayı bile düşünmüştüm taki bana doğru uzatılan su şişesini görene kadar.

LAVİNİA (ölüm çiçeği) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin