"Annen evde değil. Aşık rolü yapmana gerek yok."

"Rol değildi. Burada olduğuna sevindim."

"Dedi hastanelik olmama sebep olmasına rağmen bir kez bile yanıma gelmeyen adam. Ciddiyim, Tözün. Sahteliğe gerek yok. Hala benden nefret ediyorsun ve eskisine göre katbekat fazla senden nefret ediyorum. Şimdi izninle odama gidip uyuyacağım. Sende bir yerlere gidip orada kalıyordun sanırım? İyi geceler."

Adama bakmadan odasına geçip kapısını kilitledi. Onu ne kadar öfkelendirdiğini bakmadan anlasa da, umursamıyordu. Caner Tözünün sebep oldukları affedemeyeceği kadar ağırken duygularına değer verecek değildi. Sadece ondan uzak dursun istiyordu. Aralarındaki ilişkiye eşlik eden tek duygu nefret olsun istiyordu. Ki tam da istediği gibi olmuş, kocası ruhunu saran öfkeyle evden ayrılmıştı.

***

Genç kadın saçlarını açıp omuzlarına dökülmesini sağladıktan sonra kendine olan güveniyle gülümsedi aynadaki aksine. Başkalarının aksine makyaj yapmaya bile gerek duymuyordu. Onun tek süsü şarkılardı. Fazlasına ihtiyacı yoktu. Kolyesini taktıktan hemen sonra odasından çıktı. İnsanlar gelmeye başlamışlardı bile. Sahnede hazırlıklara başlayan arkadaşlarına baktıktan hemen sonra bakışlarını mekanda dolaştırdı. Gelenlerin çoğuna aşinaydı gözleri, yıllardır burada sahne alıyor oluşundan dolayı. Ancak bakışları bir kişide takılı kaldı. Yüzündeki gülümseme kaybolurken derin bir nefes alıp kendine kendine konuşmaya başladı.

"Demek sonunda yolu bulabildin ha Tözün? Ucube karından Rüyaların Kızına doğru olan yolcuğunun bu kadar süreceğini tahmin etmemiştim ama olsun. Zamanın bir önemi yok. Kazanan taraf hep Rüyaların Kızı olur."

Kendinden emin adımlarla adama doğru ilerledi. Zihnindeki düşünceler öylesine acımasız hal almıştı ki... Artık kendini tanıyamıyordu. İçindeki hem kendine hem de Ekim Tözüne olan nefretini kontrol edemiyordu. Gün geçtikçe daha da tehlikeli olmaya başlıyordu hissettikleri. Tarihin tekerrür edeceğini adamı burada gördüğü ilk anda anlamıştı. Bir kez daha Ekim kaybedecek, Rüyaların Kızı kazanacaktı. Ancak rahatsız olmasına neden olan şeyler de vardı. Mesela kalbi... Hiç de istediği gibi tepkiler vermiyordu. Canerin yanına oturup bakışlarının ona dönmesine sebep oldu.

"Öldüğünüzü düşünmeye başlamıştım."

"Acımasızlık seviyesi daha düşük olan düşüncelere sahip olabilirdiniz."

"Bir anda ortaya çıkıp, bir anda kaybolunca sebebinizin bu olmasını tercih ettiğimi fark ettim."

Adam iki saat önceki öfkesi yok olup giderken gülümseyip önündeki içki bardağını kadının önüne itti. "Sert severim," diyerek içkiyi içmesini işaret etti. Buraya gelip de onunla konuşana dek fark edememişti yaptığı sahte evliliğin hayatını nasıl mahvettiğini. Ama şimdi görebiliyordu. Rüyaların Kızına bakarken, onunla birlikte atarken kalbi anlıyordu. Hayat onunlayken hayattı. Ekim almak bile onunlayken güzeldi. Bu üçüncü karşılaşmaları olmasına rağmen anlıyordu Caner.

Kadın adamın içki bardağını geri önüne itip "Daha serti var. Ben onu tercih ediyorum," dedikten sonra adamın elini tutup ayaklandı. Sadece kendisi ve sahne arkadaşları için içki hazırlardı ancak bir kereliğine değiştirebilirdi bunu. Caneri mutfaktaki sandalyeye oturtup favorisi olan içkiyi hazırlama başladı. Aynı anda her hareketini izleyen adamla da konuşuyordu.

"Üzgün gibisiniz."

"Daha çok öfkeliyim."

"Neden?"

"Sahte evlilik yaptığım kadınla kavga ettik."

Kadın Canerin evliliğiyle ilgili her şeyi bilse de, şaşırmış gibi yapıp konuşmayı devam ettirdi. Karısıyla ilgisi olduğunu bilmese de olurdu.

"Niye kavga ettiniz?"

"Soru sormak yerine evli olduğum için beni kovmanız gerekmez miydi?"

Kadın içkileri karıştırırken alayla gülümseyip "Evli olduğunuzu anlamayacak kadar aptal olduğumu mu sanıyordunuz?" diye sordu kaşlarını çatmış halde ona bakan adama. Normalde nereden anladığını sorması gerekirken sessiz kalıp önüne bırakılan içkiyi tek dikişte bitirdi adam. Sorulara da, cevaplara da tahammülü yoktu. Tek istediği Rüyaların Kızının yanında oluşunun keyfini çıkarmaktı. Bu yüzden içkisini yudumlayan kadını elinden tutup yanındaki sandalyeye oturttu.

"Neden ismini saklıyorsun?"

Canerin siz diye hitap etmekten sonunda vazgeçmesiyle Rüyaların Kızı da aynısını tekrarladı. Zaten resmiyetten nefret ederdi.

"Yaşadığımız ülkede kadınlara pek değer verilmediğini düşünürsek kendimi korumaya çalışmam normal bence."

"Birinin sana zarar vereceğinden mi korkuyorsun?"

"Sadece beni dinlemek için gelen naif insanların tam aksi olup da sapık haline dönen çok kişi gördüm."

"Ya ben? Benim de öyle olduğumu mu düşünüyorsun?"

Kadın içkinin de verdiği cesaretle adamın yüzünü okşayıp "Farklısın, biliyorum ama bende güven sorunları olan biriyim. Sonuçta bu daha üçüncü karşılaşmamız," deyip elini geri çekmeye çalıştı. Ama Caner buna izin vermemiş, kadının elini tutarak yüzünü avucuna yaslamıştı.

"Çok güzelsin, biliyor musun?"

Canerin yüzü sürekli Arafın yüzüyle değişirken "Sırf güzelim diye mi böyle bakıyorsun?" deyip derin bir nefes aldı. Tıpkı onun gibi bakıyordu Caner de. Farklı olan tek şey kadının kalp atışlarıydı. Öfkelenmek, geri çekilmek, bağırıp çağırıp küfür etmek yerine kendini adamın dudaklarına bakarken buluyordu.

"Bilmiyorum. Benim de merak ettiğim bu, biliyor musun?"

Aralarındaki tutku saniye saniye tehlikeli hal alırken artık ikisinin de odak noktası dudaklarıydı. Kadının sürekli ısırdığı dudağı sınırlarını zorluyordu ve onun bunu bildiğinden emindi. Kendini saflıkla aptallık arasında gidip gelenler gibi göstermek gibi derdi yoktu. Aklından geçen her şey gözlerindeydi zaten. Sorduğu soru da bunu kanıtlıyordu.

"Nasıl emin olacağız o halde?"

İşte iplerin kopmasına neden olan soru buydu. Ruhlarını, kalplerini sarsan o tutkunun özgür kalmasını sağlayan soru buydu. Caner haftalardır yaşadığı karmakarışık duyguları yok etmiş, geriye sadece Rüyaların Kızına karşı hissettiklerini bırakmıştı. Onları yakan alevle kadını ensesinden tutup kendine çekerek dudaklarını birleştirdi. Daha üçüncü karşılaşmaları ve birbirlerine ait ilk öpücükleri olduğunu umursamadan sevdiklerini söyledikleri şekilde sertçe öpüyordu kadını. Boynuna dolanan kollarla belinden tutup kucağına doğru çekti. O an yıllar sonra ilk kez yaşadığını hissediyordu Caner Tözün. Onu öperken, kokusunu içine çekerken, ona dokunurken... Artık anlamıştı. Rüyaların Kızı hayatında olmalı olan kadındı. Başkası değil. Hele ucube karısı hiç değil...

Düşüncelerinizi yorum olarak bırakmayı unutmayın. Emeğe saygı duyup değerlendiren herkese sevgilerle...♥

{Tamamlandı} Çirkin AşkıWhere stories live. Discover now