17.BÖLÜM- YOK BİR SİTEMİM HAYATTA HER ŞEY KISMET

15.8K 1.5K 350
                                    

bir günde iki bölüme indik arkadaş =) erkekleri şimdi anladım =) kızların çenesi çok tehlikeli =)

GİTMEK ÇÖZÜM MÜYDÜ?
SENİN ÖZGÜRLÜĞÜN, BENİM ÖLÜMÜMDÜ...

Elmas yoğun bakımın penceresine başını dayamış, içerideki adamın uyanmasını bekliyordu. Hala aklı almıyordu. Babası sevdiği adamı vurmuştu. O an gözlerinin önünden gitmiyordu. Babasının adını bağırması, Karahan’ın o kurşunun önüne atlaması... Kabus gibiydi ve şimdi o adamın uyanıp, onu da bu kabustan uyandırmasını bekliyordu. Ailedeki herkes ona karşı biraz mesafe takınmışlardı. Haklılarda. Onun da çocuğu biri yüzünden vurulsa o da tepki gösterirdi. Bunun için hiç birini suçlamıyor, kızmıyordu.

Alihan kızın yanına geldi. “Elmas abla, o iyi olacak merak etme.”
Elmas başını salladı. “Bundan şüphem yok.”
Çocuk ailesine bakıp, tekrar kıza çevirdi bakışlarını. “Onlar da şuan taze diye öyleler. Abim uyansın, onlar da unutur.”

Bu sefer cevap vermedi. Çünkü öyle olmadığını, olmayacağını biliyordu. Çocuk kızın omzuna dokunup, uzaklaştı.
Yine bir doktor sürüsü girip, çıkmıştı içeriden. Bütün aile onların etrafında toplanmış bilgi almaya çalışıyorlardı.
“İlaçları on iki saat önce kestik. Tahmini bir saate uyanır.”

Bade nefesini bıraktı. “Allah’ım sana şükürler olsun.”
Ve doktorun dediği olmuştu. Karahan bir saat sonra gözlerini yavaş yavaş açmıştı. Etraf önce bulanıktı. Sonra o simsiyah saçları gördü. Kapkara gözleri. Yüzündeki kocaman gülümsemeyi. İşte bunun için yaşanırdı. Bu an görememek düşüncesi ile ölümden korkulurdu.

Doktor onu muayene ederken, sadece kızın ismini söyledi.
“Elmas...”
“Eşiniz mi? Bir dakika bile ayrılmadı. Çok korkmuştu.”
“Onu görmek istiyorum.” Sesi çatallı çıkıyordu.
“Tabi, ama kendinizi fazla yormayın.”
Gözleri ile onayladı doktoru.

Doktor odadan çıktığında herkes yine başına toplandı. “İlk muayenede bir sorun görülmüyor. Tabi ki daha ayrıntılı bakacağız. Ama artık tehlikeyi atlattı. Geçmiş olsun.”
“Onu görebilir miyim?” diye atıldı Bade.

Doktor anlayışla gülümsedi. “Evet ama, hastamız önce eşini görmek istiyor. Doğal olarak.”
Bade bir şey demeden, koltuğa geri döndü. Kızı zor durumda bırakmak istemedi. Ardından da diğerleri gitti. Elmas ortada kalmış gibi beklerken, hemşire yanına geldi.

“Sizi hazırlayalım.”
“Peki.”
İçeri girdiğinde Karahan gülümsedi. Elmas da ona gülümseyince, ilk konuşan Karahan oldu.
“Bak seni yatağa atmak için kurşunların önüne atladım. Nasıl, süper ikna ediciyim değil mi?”

Elmas utanarak başını öne eğdi. “Özür dilerim. Aptallık ettim.”
Karahan elini uzattı kıza, kız da bekletmeden tuttu.
“Dileme, zamanlamam yanlıştı. O akşam için planlarım farklıydı. Ama tutamadım kendimi.”

Elmas bir şey demedi. Sadece eğilip, dudaklarına ufak bir öpücük kondurdu.
“Seni seviyorum Karahan. Seni çok seviyorum.”
Karahan gözlerini yumup, açtı. Şuan dünyanın en mutlu erkeğiydi. “Ben de seni seviyorum Elmas. Bunu kendime söylemem zor oldu, o yüzden sana söylemek de geciktim.”

Elmas başını eğdi. “Şey ben gideyim.”
Karahan kaşlarını çattı. “Nereye?”
“Eve. Kaç gündür buradayım. Üstümü değiştirip, gelirim.”
“O adam... baban... yakalandı mı?”
Elmas gülümsedi. “Evet, yakalandı merak etme.”

“Alihan ya da Cem götürsün seni.”
“Tamam, tek gitmem.”
Tekrar adama eğildi. Bu sefer daha uzun bir öpücük bıraktı. Gözlerinden yaşlar akmaya başladı. “Seni seviyorum.”

KARA ELMAS - KARA SERİSİ I  -FİNALWhere stories live. Discover now