9.BÖLÜM - SAHİPLENMEK

18.3K 1.5K 278
                                    

Geçen hafta bölümler gecikti diye, telafi edeyim dedim ve bölümü hemen paylaşıyorum. keyifli okulmalar =) Bakalım Karahan kıskanınca nasıl oluyor?

YALNIZ DEĞİLSİN ARTIK,
KOCA BİR KALBİM VAR SENİN OLAN
BİR DE BAKIŞLARIM VAR, ATTIĞIN HER ADIMDA YANINDAN AYRILMAYAN...

Karahan Cem’e el mahkum her şeyi anlattı. Cem adamın anasından başlamıştı ki sövmeye, kapı çaldı.
“Daha anası bitmemişti ya. Zevkin ortasında çalan kapıdan nefret ediyorum.”
“Gir!” diye bağırdı Karahan, sesi hala gergindi.
Sekreter sadece başını uzattı. “Efendim, Elmas hanım gel-“
“İçeri al.” Karahan sekreterinin sözünü kesti ve hemen çıktı.

“Bir kere de şu lafı ağzıma tıkmasa olmaz.”
Elmas kıza gülümsedi.
“Şey, pardon Elmas hanım. Sizi bekliyor, buyurun.”
“Teşekkür ederim.” Diye mırıldandı.
Elmas üstündeki kırmızı mini bir elbise ile girdi. Karahan önce ayağındaki beyaz babetlere baktı. Sonra açık bacaklarına, sonra önünde birleştirdiği ellerinin arasındaki beyaz cekete, en son da gözlerine. Keskin bakışları Karahan’ı sorguluyordu. Sonra kız da üstüne baktı.

“Bir şey mi var?”
Karahan arabasının anahtarını ve telefonunu masadan aldı ve sert bir şekilde “Yok.” Dedi. Sonra bir tek kendisinin duyacağı şekilde mırıldandı. “Sorun da o zaten.”
“Çıkıyor musunuz?”
Karahan Cem’e kaşlarını kaldırıp baktı. “Bir sakıncası mı var?”
“Hayır, kesinlikle yok.” Sırıtıyordu.

Karahan o an adamın niyetini anlamıştı. “Odanın kilidini yaptır Cem. Sen ve o geveze karın da benim odamdan, masamdan uzak durun.”
Cem yalandan kalbini tutup, yüzünü astı. “Aaa ama kalbimi kırıyorsun kuzen. Farklı mekan seviyoruz biz.”
“Kafanı kırmadığıma dua et. Farklı mekan istiyorsan da Boran abinin ofisine gidin.” Kıza yaklaştı. “Çıkalım mı tatlım?”

Elmas gözlerini kırpıştırdı. “Olur.” Diye mırıldandı.
Kızın elini tutup, dışarı çıktılar. Elmas birleşen ellerinin şaşkınlığı ile yürümüyor, sürükleniyordu.
“Elimi bırakır mısın?”
Karahan kıza bakmadan devam etti. “Şirkettekilere inandırıcı olmamız lazım.”
Elmas gözlerini devirdi.
“O gözlerini de devirme.”

Kızın adamın kalçalarına baktı, gözleri neredeydi bu adamın?
“Anlamadım.” Dedi yalandan bir şaşkınlıkla. Karahan’ın tebessümünü görmemişti.
“Anladın bence, hadi gel.”

***

Alışveriş merkezine geldiklerinde Elmas gülümseyerek etrafı izlemeye başladı. Bir pet shopun önünde durdu, eğilip, küçük bir kediye üzülerek baktı.
“Bunları buraya tıkıp, ticaret için satmalarından nefret ediyorum.” Dedi.
Karahan başını eğip, kıza baktı. “Haklısın. O yüzden köpeğimi barınaktan aldım.”
“Köpeğin mi var?”
“Evet, yaşayacağımız evde. Korkar mısın?”
“Evet.”
“Alışırsın. Çok sevimlidir.” Hiç sanmıyordu.

Yerinden doğruldu ve adamı takip etti. Tek tek mağazaların önünden geçiyorlardı ama Karahan ne vitrinlere bakıyor, ne de Elmas’ın bakmasına fırsat veriyordu.
“Neden girip, bakmıyoruz? Çok güzel elbiseler gördüm.”
Cevap gelmeyince sinirlendi. Tam ağzını açıp, bir şey diyecekti ki, adamın bir mağazaya girdiğini gördü.

“Bebeğim.” Diyerek karşısındaki kıza sarılınca Elmas önce kaşlarını çattı. Ama kızı cenazede gördüğü aklına gelince, içi rahatladı.
“Cıvık.” Kız adamı yanaklarından öptü.
“Ketum. Şu topuzunu boz bari, evde kalacaksın sana söyleyim. Ne o öyle emekli öğretmen topuzu?”

“Sen evleniyorsan, ben kendime asla korkmam. Ayrıca; ben topuzumu seviyorum.”
Karahan Elmas’ı belinden tuttu. “Elmas’ı hatırlıyorsun değil mi?”
“Yani resmi olarak tanıştırılmadık.”
Karahan kıza baktı. “Nevra, Sevda halamın kızı. Bu butik onun.” Sonra kuzenine baktı. “Nevracım bu da evleneceğim aşkım Elmas.”

KARA ELMAS - KARA SERİSİ I  -FİNALWhere stories live. Discover now