11.BÖLÜM - KARA ELMAS GİBİ PARLAK

18.4K 1.4K 221
                                    

ee o zaman bölüm bugün gelsin mi? =) uzun ve güzel bir bölüm sizlerle =)

UPUZUN BİR HAYAT VAR ÖNÜMÜZDE,
SEN BANA YASLA SIRTINI,
BEN ÖPEYİM SAÇLARINDAN...

“Yeni hayatına ve soyadına hazır mısınız Elmas hanım?”
Elmas derin bir nefes aldı. “Sanırım, evet hazırım.”
Karahan gülümsedi ve elini uzattı. “O zaman gidelim.” Dedi ve kapıyı açtı.

Alkışlarla indiler merdivenlerden.
Salon çok güzel süslenmişti. Yan tarafta nikah masası olağanüstüydü. Diğer tarafta da nikahtan sonra yenilecek yemek için ayrı bir masa hazırlanmıştı.
Elmas’ın elleri titriyordu. Yürüyor olmasına bile şaşkındı.
Bade oğluna bakarken gözlerindeki ışıltı onun içini ısıtıyordu. Gözlerini bir an bile kızdan ayırmıyordu.

Nikah masasına geldiklerinde, Karahan sandalyeyi çekip, kızın oturmasını sağladı. Sonra da kendi oturdu. İkisi de derin nefes aldı. Karahan nikah memurunun kulağına eğildi.
“Anne ve babaların ismi söylenmesin lütfen.” Diye kimse duymadan rica etti. Kızın bu günde o adamın adını duyup, üzülmesini istemiyordu. Nikah memuru ‘Peki’ der gibi gözü ile onayladı ve nikah başladı.

“Siz Karahan Şimşek, Elmas Solyan’ı eşiniz olarak kabul ediyor musunuz?"
Karahan çapkınca gülümsedi ve kızın gözlerine baktı. “İlk ve son kez; EVET!” dedi.
Elmas anlamadı ne demek istediğini ama çevredekiler çok iyi anlamıştı.
Bu sefer nikah memuru soruyu Elmas’a yöneltti. O da “Evet.” Dedikten sonra imzalar atıldı.

“Gelini öpebilirsiniz.” Demesi ile, Karahan kızı elinden tutup,  ayağa kaldırdı ve önce kızın alnına minik, sonra da dudaklarına uzun bir öpücük bıraktı. Elmas kıpkırmızı olmuş bir şekilde kendini adamdan uzaklaştırdı.
Nikah şahitleri Cem ve Sevda’ydı. Cem adama sırıtarak baktı.

“Eee oğlum ne demişler, büyük lokma ye ama büyük söz konuşma. Bir dakika ne demiştin sen? Hatırlamaya çalışıyorum.”
“Tamam Cem uzatma. Ömür boyu tek meyvede karar kıldım.”
İkisi de gülümsedi. Cem adama sarıldı. “Mutluluklar dilerim kardeşim.”
“Teşekkür ederim.”

Sevda da onları tebrik ettikten sonra, ailedeki diğer fertler tek tek gelip, öptüler onları.
Meltem kızın gelinliğine bakıyordu. “Gelinliğine bayıldım Elmascım. Harika ve çok zarif bir seçim.”
Karahan kızı belinden tutup, gözlerine baktı. “Ben seçtim. Sonuçta hayatında bir kez giyecek. O yüzden kusursuz olmalı diye düşündüm.”

Elmas adamın sürekli böyle şeyler demesini anlayamıyordu. Rol müydü gerçek miydi, şaka mıydı ciddi miydi çözemiyordu adamı.
“Çok zevklisin diyeceğim ama bu kız ne giyse zaten çok yakışırdı hayatım.”
“Yani gelinimden belli zevkli oluşum.” Deyip, göz kırptı.

Hep birlikte yemek masasına oturdular. Karahan kendi elleri ile kıza servis yapıyordu. Azıcık yediğini gören Karahan kıza eğildi.
“Bir şey yemedin canım.” diye fısıldadı.
“Fazla aç değilim.”
“Tüm gün bir şey yememişsin zaten. Lütfen biraz daha ye.” Dedi çatalı eline alıp, kızın ağzına yemeği götürdü.
“Tamam ben yerim.”
“Aç ağzını.” diye tatlı bir emirde bulundu. Kız da o emre uydu ve ağzını açtı.

Bütün aile gülümseyerek izliyordu onları. Ama onların kimseyi görecek gözleri yoktu.
“Demek Maldivlere gidiyorsunuz ha?” diye sordu Duygu.
Karahan kızın ağzına bir lokma daha tıktı ve kadını cevapladı. “Evet Duygu teyze, oraya gideceğiz. Elmas orayı istedi.”
Cem Buse’ye bakarak sırttı. “İnan aslında mekanın pek bir önemi olmuyor balayında. Nasılsa bir yeri gezemiyorsunuz.” Hala karısına bakıyordu.

Elmas’ın yediği lokma boğazında kalacaktı.
Eva oğluna uyaran bakışlar atarken, Bade “Aynı dedesi ve babası. Utanmaz bunlar canım. Hiç belertme gözlerini.” Dedi. “Kendi oğlumdan biliyorum. Babalarına çekti bunlar.”

KARA ELMAS - KARA SERİSİ I  -FİNALWhere stories live. Discover now