Geldiğimiz eve dıştan baktığımda, dışı koyu gri, pencerelerden görülen beyaz ve siyah perdeler, girişten başlayan ve evin arkasına kadar uzanan bahçeleri, çiçeklere basmamak adına yürüyebileceğimiz mermerler vardı.

Kağan yanıma geldiğinde,  kapının zilini çaldı. Çalınan zilden dolayı stresten soğuk soğuk terliyordum.

Kapıyı daha önce de gördüğüm, adının da Beriz olduğunu hatırladığım kız açmıştı. İçeriye girdiğimizde Kağan, vakit kaybetmeden bana ayrılmış olan odayı göstermek için merdivenleri eliyle göstererek çıkmamı istedi.

Merdivenlerden çıktığımızda sağ taraftaki odanın benim olduğu, karşı tarafta genelde Güray'ın yattığı, Güray'ın yanındaki odanın da Ateş'e ait olduğunu bana anlattı.
Elindeki valizimi kalacağım odaya bıraktıktan sonra, bir şeye ihtiyaç duyarsam eğer Beriz ile iletişimde olabileceğimi söyledi.

Kalacağım odaya şöyle bir göz gezdirdim. Beyaz yatak örtüsü, yatağın karşısında duran siyah deri koltuk, kendi odamdaki gardroptan daha büyük olan gardrop ve iki bölmesinde de aynası olduğu, komodinlere baktığımda ise birisi siyah diğeri de beyaz olan iki komodin, gardropun hemen yan tarafında bulunan büyük masa ve masanın üstüne monte edilmiş duvar süsleri vardı.

Beriz'i odama çağırdığımda, kapımın  açık olduğundan,  Beriz'in merdivenlerden yukarı çıktığının sesleri kulaklarıma geliyordu.
Beriz kapı açık olmasına rağmen kapıyı tıklattığında tebessüm ederek içeriye  buyur ettim.
Ona banyonun yerini sorduğumda, soldaki kapının banyo olduğunu söyledi.

Ona teşekkür ettikten sonra Beriz'in aşağıya inmesini bekledim.
Odamın banyosuna girdiğimde, çamaşır makinesinin içine üstümdeki çıkarmış olduğum kirli kıyafetlerimi koydum.

Banyoya baktığımda ise çok genişti. Banyonun her tarafı siyah mermerle kaplı, siyah küvetin olduğu, yan tarafta bulunan siyah alafrangası, hemen onun yanında bulunan siyah renkli el yıkama lavabosu vardı.

Küvetin dolması için çeşmeyi açtım. Tamamen su ile dolan küvete girdiğimde, kendimi biraz da olsun arınmış olarak hissediyordum.

Yanımda bulundurduğum, her zaman kullandığım, en sevdiğim hindistan cevizili şampuanımı  elime bir miktar sıkarak ıslanmış olan saçlarıma sürdüm.

Banyo, Hindistan cevizi kokarken tebessüm ettim. Hızlıca arınma işlemimi tamamladıktan sonra oturduğum küvetten çıktım. Küvetin tıpasını da çektikten sonra suyun boşalmasını izledim.

Beriz'in bana odamdayken bıraktığı mor bornozu giyindim ve şapkası ile saçlarımı kapattım.

Şapkasında panda desenli kulakları vardı ve çok sevimliydi.

Banyodan çıktıktan sonra odaya  tekrar girdim ve yatağın üstüne konulmuş  siyah iç çamaşırı , siyah tişört ve siyah tayta şöyle bir göz gezdirdim.

Yorgun olduğumdan dolayı kendi valizimi açmakla uğraşmayıp direkt Güray denen adamın Beriz ile yolladığı kıyafetlerin yanına doğru gittim.

Bu adam siyaha aşıktı.

Yatağımın üstünden iç çamaşırımı giyindim ve eğilip tişörtü aldım. Tişörtü kafamdan geçirdim ve elbise uzunluğundaki tişörte bakıp göz devirdim.

İşlerimi bitirdikten sonra odadan çıktım ve kapıyı kapattım. Ne olur ne olmaz, herkes girebilirdi.
Merakımdan odaların kapılarını  incelerken herkesin kapısının kapalı olduğunu gördüm.  O zaman benimde kapıyı kapatmamın bir sakıncası yoktu.  Merdiven basamaklarını yavaş  adımlarla inerken, salonu aramaya başladım.

SİYAHWhere stories live. Discover now