Part 73 - Geçmiş

67.6K 2.8K 564
                                    

Okumadan geçmeyin lütfen!

Şimdiii yaklaşık yarım saat sonra benim doğum günüm oluyor. Bana doğum günü hediyesi olarak hani böyle yorumlar, oylar falan. Nasıl mutlu olurum var ya :D Şaka bir yana şu ana kadarki açık ara en uzun bölümü yazdım. 

Bölümün adı "Geçmiş". Çağrı konusunda çok bilinmeyen var ve bu bölümde büyük bir kısmı açıklığa kavuşuyor. Kim olduğu hala net değil evet ama bu bölümden sonra artık net olan bir şey var ki o da Çağrı'nın geçmişi. Artık bazı konularda ilişki kurmak daha kolay olacak sizin için.

Çağrı'nın kim olduğuna gelince.. Çok yakında onu da öğreneceksiniz. Efsane bir bölümle hem de :)

Multimedia Pelin. 

İyi okumalar!!

Çayımı yudumlarken tabağımda kalan son peynir parçasını da ağzıma attım. Bugün yurda dönüyordum, teknik olarak bu Çağrı ile son kahvaltımızdı.

"Çay ister misiniz?" dedi Ayşe teyze bize bakarak.

Hayır anlamında kafa salladım. Çağrı duymamış mıydı bilmiyorum ama bir cevap vermemişti. Boş boş önündeki tabağa bakıyordu.

"Siz de gelip bizimle oturun lütfen" dedim Ayşe teyzeye, Çağrı'nın dalgınlığının üzerini kapatmaya çalışarak.

"Sağol kızım. İlacımı yeni içtim. Bir saat sonra yiyeceğim. Doktor öyle söyledi"

"Peki" diye mırıldandım çayımdan bir yudum daha alırken. Çağrı hala bir şey söylememişti.

Ne zaman bilmiyordum ama Berlin'e geri dönecekti. Bileti gözlerimle görmüştüm ama nedense bana tek kelime etmemişti. Acaba ne zaman söyleyecekti? Ya da söyleyecek miydi?

Eninde sonunda Almanya'ya gideceği zaten başından belliydi. Sonuçta profesyonel bir sporcuydu ve ALBA Berlin onun evi gibiydi. Fakat ben bu gerçeği görmezden gelmiştim. Varlığına o kadar çok alışmıştım ki. O yüzden ulaşamayacağım kadar uzağa gitmesi fikri canımı sıkıyordu.

Tanıştığımız ilk günden beri aklımda milyonlarca soru birikmişti. Bazılarına cevap alabilmiştim evet ama hala öğrenmek istediğim çok şey vardı onun hakkında. Fırsat bu fırsattı. Bir daha bu imkanı bulamayabilirdim.

Tam konuşacaktım ki Ayşe teyze benden önce davrandı.

"Çağrı, oğlum, Elsa dün beni aradı. Sana ulaşamamış. Konuştunuz mu?"

Duyduğum şeyi kafamda irdelemeye çalışarak Çağrı'ya baktım. Bakışlarını tabağından ayırmadan "evet" dedi. "Konuştuk"

Elsa.

İsim kafamda yankılanırken ister istemez şöminenin üzerindeki çerçevelere kaydı gözüm. Elsa dedikleri kızıl saçlı kız olabilir miydi?

"Elsa kim?" dediğimde ikisi de bir an durakladılar. Öyle ki Çağrı bile kafasını kaldırıp kahverengi bakışlarını bana dikmişti.

"Çağrı gibi o da benim elimde büyüdü. Manevi kızım sayılır" dedi Ayşe teyze sessizliği dağıtarak. Sonra aniden sustu. Yanlış bir şey söylemek istemediği her halinden belliydi. Çağrı da ona eşlik ederek sessizliği bozmadı. Fakat ben bir kere cesaretimi toplamıştım. Kafamdakileri şimdi sormazsam bir daha soramayabilirdim.

"Merak ettiğim bir şey var" dediğimde çayımdaki son yudumu da tepeme diktim. "ALBA Berlin'i bırakıp neden buraya geldin? Yani sonuçta tüm hayatın orada. Yanılıyor muyum?"

Mum Işığı 1 : İstanbulHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin