Part 61 - Double date

62.2K 3K 67
                                    

Özge Atakan'ın açtığı müziğin sesini kısarken Bulut ile ben de arka koltukta oturmuş onları izliyorduk.

"Uslu dur Sinangil" dedi Atakan müziğin sesini eskisi kadar olmasa da biraz yükseltirken.

"Soyadımı anmaktan vazgeç." dedi Özge sakin bir tavırla. Sanırım mücadele etmekten yorulmuştu artık.

"Nereye gidiyoruz?" dedi Bulut tek kolunu belime daha sıkı sararken. Bir an arabada bir sessizlik oldu.

"Evet cidden" dedi Özge. "Doruk'a yakalanmaya hiç niyetim yok." Bir an sustu ama hemen devam etti. "gerçi yakalasa da fena olmaz seni bir güzel pataklar"

Atakan dikkatini yoldan ayırmadan kesik bir kahkaha attı. "Bunu senden daha önce düşündüğüme emin olabilirsin" dediğinde bu kez müziğin sesini kısan kendisiydi. "Salsa'ya gidiyoruz" diye devam ettiğinde Özge ufak bir çığlık attı.

"Olmaz orası abimin arkadaşının yeri!" Özge panik içinde Atakan'a bakarken bir cevap bekliyordu ama o hiç istifini bozmadı.

"Oğlum canına mı susadın?" dedi Bulut hepimizi şaşırtarak. Atakan'ın dikkatini çekmeyi başarmıştı.

"Yapmayın ama, Doruk genel olarak mekan sahipleriyle arkadaş zaten. Bu da bize bir seçenek bırakmıyor. Hem Egemen Duraner var ya.." dedi Atakan kendinden emin bir şekilde.

"Evet abimin en yakın arkadaşı"

"İşte o bugün yeni bir kulübün açılışını yapıyor. Doruk orada olacak yani"

Özge'nin rahatladığını hissettim ama yine de gerginliğini tam anlamıyla üstünden atamamıştı. Öyle ki "Başka yer yok mu?" diye eleştirmeye devam etti.

"Bak sana gece hayatı felsefesini tek cümleyle özetleyeceğim" dedi Atakan ama Bulut'un yine mi dermişçesine söylenmesiyle bir an durakladı. Sonra hafifçe sırıtıp konuşmaya devam etti.

"Arkadaşın kulüp açılışı yapıyorsa onu yalnız bırakıp başka mekana gitmezsin. Hem Salsa bayağı kalabalık olur bugün. Kimse seni fark etmez"

Özge bakışlarını camdan tarafa çevirip sinirle nefesini dışarı verdi. "Dua et öyle olsun"

Mekana yaklaştığımızda Bulut yerinde doğrulup tek elini Atakan'ın omzuna koydu.

"Arka tarafa park et, hiç valeyle uğraşma. İçeriye de arkadan gireriz. Şimdi gazeteci falan olur, hiç uğraşmayalım"

Atakan 'tamamdır abi' diye mırıldandığında ıssız bir yola döndü. Anayolda da gazeteci gözükmüyordu ama sanırım Özge rahatsız olmasın diye tedbir almak istemişlerdi.

Bulutla biz mekana önden girdiğimizde kapıdaki görevliler Bulut'a bakıp selam verdiler. Göz ucuyla bana baktıklarında Bulut beni daha çok kendine çekti. Bu tarz ortamlardaki aşırı korumacı tavrı gerçekten beni yoruyordu.

Ceketimi vestiyere bırakıp mekana göz gezdirdiğimde Özgeler de çoktan gelmişlerdi. Atakan'ı tanımıyormuş gibi davranıp ondan uzak durmaya çalışması gerçekten komikti.

Mekan yer yer aydınlatmalarla süslüydü. Atakan ilk söylediğinde kulüp tarzı bir yere geldiğimizi düşünmüştüm ama burası fazla şirin bir yerdi. Sahnede bir grup vardı ve hafif bir müzik kulağımı okşuyordu. Kenarlarda duran masalar, ortadaki pistte dans eden insanlarla bütünlük oluşturuyordu.

Birkaç dakika sonra girişin karşısındaki masaya gelmiştik. Atakan rezervasyon yaptırdığı için şanslıydık çünkü kendisinin de dediği gibi mekan fazla doluydu. Masamız girişin karşı çaprazında yer alıyordu. Sahneye de yakın olması ayrı güzeldi.

Mum Işığı 1 : İstanbulHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin