Betül telefonunu kapatıp "Bugün annemlere haber vereceğim. Şimdiden söyleyeyim babam asker biriyle evlenmemi hiç ama hiç istemezdi. Bu yüzden işin çok zor Fırat Bey" dedi.

"Eminim baban beni tanıyınca bu düşüncesi ortadan kaybolacaktır" dedi genç adam kendinden emin bir şekilde. Meslek önemli değildi. Fırat kuracağı yuvada mutlu olacağını düşünüyordu. Çünkü örnek aldığı kişi babasıydı. Babası gibi biri olursa yuvası mutlulukla dolardı.

"Yeğenlerimi çok seveceksin. Görsen o kadar tatlılar ki Fırat. Teyze teyze diye etrafta geziyorlar. Gidince size kesinlikle tantuni yedireceğim. Annem harika tantuni yapar. Tabi Mersin, İstanbul'a göre baya küçüktür ama..." diyerek heyecanlı bir şekilde konuşan Betül'ü dikkatli bir şekilde dinliyordu.

Ailesinden bahsederken her zaman heyecanlıydı. Fırat'ın kriterlerine ne kadar çok uyuyordu. Elindekileri yetinebilen, ailesini seven, aile kavramını gerçek anlamda bilen biri...

Bunca zamandır tam yanındayken Fırat onu görememişti. Belki de görmek istememişti. Artık görebiliyordu. Betül gayet net bir şekilde karşısındaydı.

Genç çift Fırat'ın evine geldiklerinde Zahide anne şimdiden evi saran telaşa ortak oluyordu. Telefonla konuşarak meşgul olduğunu belli eden Zahide anne oğlunu görünce gülümseyerek oturmalarını işaret etti.

"Evet Süleyman haftaya gidiyoruz... Sorma benim deli oğlan ne yaptı etti en güzelini buldu" diyerek gülen Zahide anne ile Betül elinde olmadan gülümsedi.

O sırada dışarıdan yeni gelen Fulya elindeki çantasını kenara atıp "Betül! Haftaya geliyormuşuz!" diyerek müstakbel yengesine sarıldı. Elbette abisine dönüp bakan yoktu. Betül evin ilgi odağıydı. Fırat sanki Betül bu aileye gelin gelsin diye varmış gibiydi.

"Evet bende yeni öğrendim" dedi genç kadın ve Fırat'a doğru baktı. Fırat'ın koyu gözleri genç kadınla buluştuktan sonra kardeşine döndü. Bir şey söylemek için hazırlanırken "Abim be!" diyerek içeriye giren Arda ile sözcükler ağzının içinde kayboldu.

Arda Fırat'ın yanına oturup abisinin omzuna vurup durmaya başladı. "Valla tebrik ederim yenge. Bugünleri göreceğimi düşünmezdim" dedi Arda Betül'e doğru bakıp.

Arda, Fırat'ın omzundaki elini Betül'ün omzuna doğru attığında Fırat'ın gözleri faltaşı gibi açıldı. Kardeşimin eline hafifçe vurarak "Çek lan o elini."dedi.

Arda elini yavaşça çekerken Betül gülmeden edemedi. Fırat kardeşini bile kıskanır olmuştu. İş yerindeki erkek arkadaşlarına zaten laf edip duruyordu. " Teşekkür ederiz Arda. Çok tatlısın" diyen Betül, Arda'nın düşen moralini anında düzeltti.

"Eee hangi çiçeği alacağız? Hangi çikolata gidecek?" diyen Arda sorularla dolan gözlerini annesi ve abisine yöneltti.

Fulya sesli bir şekilde kahkaha attı. "Sana değil abime kız isteyeceğiz Arda" dedikten sonra Fıratta farkında olmadan gülmeye başladı.

Arda her zamanki gibi gereğinden fazla heyecan yapmıştı. "Sakin ol oğlum" diyen Zahide anneden sonra Fulya, Betül'e döndü.

"Betül hadi kahve yapalım. Sana da alıştırma olur" dedi ve sevgili yengesinin aşçı olduğunu bir an unuttu. Ancak Betül ses çıkarmadan Fulya'yı onayladı ve iki genç kadın mutfağa geçti.

"Ya çok heyecanlandım Betül. Sen heyecanlı değil misin?" diye sordu Fulya. Hiç belli etmiyordu. Betül tuttuğu nefesini verdi ve heyecanlı bir şekilde "Ah Fulya ölecek gibiyim. Karnıma ağrılar girip duruyor. Bir aksilik olacak diye çok korkuyorum" dedi sessizce.

Fulya şimdi Betül'ün sesinin titremesinden heyecanını anlayabiliyordu. "Akşam babamı arayacağım." dedi Betül ve aşina olduğu yerden cezveyi alıp kahve için su koydu.

AtıfetHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin